GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ankara Milletvekili Zühal Topcu'nun, (2/696) esas numaralı Devlet Memurları Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/139) münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:20.03.2018

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi adına teklif ettiğimiz kanun teklifi hakkında konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Saygıdeğer milletvekilleri, malumunuz, gelişmiş ülkelerin uzun vadeli gelişme ve kalkınma plan ve programlarına bakıldığında odaklanmanın genellikle nitelikli insan kaynağına yönelik olduğuna tanıklık etmekteyiz. Bunu da gerçekleştirmenin yolu doğrudan eğitim ve öğretimden geçmektedir. Dolayısıyla, bizim gibi genç nüfus potansiyeli yüksek bir ülkenin, gerçekten eğitim ve öğretime önemle vakit, enerji ve kaynak ayırması kaçınılmazdır.

Türk eğitim sisteminin, yine, bu meyanda, olmazsa olmaz en önemli dayanağı eğitimdeki insan kaynağını güçlendirmektir, burada da en büyük yük, eğitimimizin olmazsa olmaz paydaşı olan eğitimcilerimizdedir yani büyük emek sarf eden, bir harf karşılığında kırk yıl köle olunabileceğinin öğretildiği öğretmenlerimizdedir. Dolayısıyla, yeni nesillerin mimarı olarak adlandırdığımız öğretmenlerimizin üstlendiği bu ulvi görevleri esnasında karşılaştıkları birtakım sorunları var. Bunu, zaman zaman, bütün parti grupları gibi biz de Milliyetçi Hareket Partisi adına, aynı zamanda bir Eğitim Komisyonu üyesi olarak sıklıkla dile getirdik. Bunlar, şu anda bizi heyecanla dinleyen gerçekten büyük bir kitle, olmazsa olmaz bir kitlemiz. Niye? Çünkü 18 milyonu aşkın bir öğrenci kitlesine hizmet götüren ve 1 milyon 66 bin civarındaki eğitimcimizle ilgili birtakım şeyleri dile getiriyoruz. Bunların sıkıntıları, sorunları var ama her şeye rağmen, ülkeye olan bağlılıkları, evlatlarımıza olan sevgi ve muhabbetlerinden dolayı eğitimlerinde en ufak bir hizmet eksikliği sunmamaktadırlar.

Saygıdeğer milletvekilleri, elbette ki eğitim camiamızın üstün neferleri, büyük insanlar eğitimcilerimizin, gerçekten, birtakım özlük haklarıyla ilgili, tayin gibi, eş durumu gibi, görev aldıkları yerlerde kadro sıkıntısı gibi birtakım sıkıntıları var. Zaten en büyük sıkıntı bunların üç grupta sınıflandırılması yani kadrolu öğretmen, sözleşmeli öğretmen, ders ücreti karşılığı ücretli öğretmen diye sınıflandırılması. Gerçekten, yapılan iş tek olmasına rağmen, böyle üçlü bir kategoriye tabi tutulması başlı başına bir sıkıntı. İnşallah, bunların bir an önce halledilip, özlük hakları ve tek statüde toplanması bizim için çok elzem ve çok kaçınılmaz bir hizmet olacaktır düşüncesindeyiz.

Öte yandan kanayan bir yara -kendileri çok mütevazı davranıp fazla dile getirmeseler de biz farkındayız olayın- bunların kazançları noktasında. Sınıftaki o saygın duruşları, gerçekten, üstlendikleri o ulvi göreve uygun, sosyal ortamlarda, toplum içerisinde maalesef mali sıkıntılarından dolayı, maaşlarının yetersiz olmasından dolayı, ders ücretlerinin çok düşük olmasından dolayı karşılık bulmamaktadır.

İşte, TÜRK EĞİTİM-SEN'in yaptığı bir araştırmada öğretmenlerimizin hemen hemen yüzde 17'si kredi borçlusu. Şimdi, böyle bir mali resim karşısında gerçekten bu öğretmenlerimizin sınıfta, doğal ortamlarında üstün bir performans sergilemesi beklenemez. Bu anlamda, böyle bir sorunsallık içerisinde büyük bir mücadele veren, gerçekten her türlü cefaya her türlü fedakârlıkla cevap veren bir kitlenin bu tür sıkıntılarına çare olmak asıl maksadımız.

Son zamanlarda bir de bizim de kanun teklifi verdiğimiz bir grup daha var ki ona da çok dikkat edilmesi gerekir. Nedir bunlar? Efendim, biliyorsunuz, dershanelerin kapatılması süreci başlatıldı Türkiye'de. Bu dershaneler kapatılınca, tabii, büyük bir ihtiyaç vardı, bunu nasıl giderecektik? Bu, hafta içi 18.00'den sonra, hafta sonları yine öğretmenlerimizin takviye edilerek verildiği bir hizmetti ama maalesef bu hizmet karşılığında alınan ücretler çok düşük, çok sembolik ve öğretmenler buna çok fazla gönüllü olmadılar çünkü hafta içinde zaten canları çıkıyor. Bir de ders yükü üstüne yüklenip hafta sonlarında da böyle bir faaliyet var, bari, hani, efendim, çorbada tuzumuz misali, daha önceki kanunda söz konusu geçen rakamlar 130-150 civarındayken biz bu ücretlendirmenin bir an önce yükseltilerek 250'lere çekilmesi noktasında bir kanun teklifi verdik. En azından bu fedakârlığın sembolik de olsa bir karşılığı olur diye düşünüyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Bugünlerde büyük fedakârlıklarla gerçekten abide şahsiyetler olan öğretmenlerimizin bu kanayan yaralarına bir nebze merhem olmuş oluruz diyorum. Ben yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)