GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye'nin gerek ulusal gerek uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullandığına ve bir işgalci ülke gibi gösterilmeye çalışılmasının kabul edilebilir olmadığına ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:20.03.2018

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada özellikle şunu belirtmek istiyorum ki bugüne kadar Afrin'deki operasyon, Zeytin Dalı Operasyonu başlamadan önce pek çok açıklamalarda bulunduk Türkiye olarak. Baştan beri Suriye politikasında şunun çok net olarak altını çizdik: Suriye'nin parçalanmasına asla izin verilmeyeceğini, toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini ve bu operasyon başlarken de Türkiye'nin gerek ulusal gerek uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanacağını, meşru bir müdafaa hakkı olduğunu, özellikle süreç başladığından itibaren, gerek Suriye'deki o iç karışıklık başladığından itibaren, toprak bütünlüğünün bozulmamasına ilişkin deklare ettik gerekse Zeytin Dalı Operasyonu başladığında bunun Türkiye açısından bir meşru müdafaa hakkı olduğunu, hem güvenliği açısından hem uluslararası hukuktan doğan haklarını korumak, kullanmak adına hem de oradan göç eden 3,5 milyon Suriyelinin tekrar kendi vatanlarına dönebilmeleri için terörden, terör unsurlarından, teröristlerden arınmasına ilişkin bir operasyon olduğunu baştan itibaren altını çizerek deklare ettik tüm dünyaya.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Bu, bir kere tartışmasız. Bunun Parlamentoda aksi yönde, bazı kelime oyunlarıyla sanki bir işgalci ülkeymiş gibi gösterilmeye çalışılmasının, ne yazık ki Parlamentoda bunun dillendirilmesinin gerçekten kabul edilebilir bir durum olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. Burada birileri, operasyon sürerken, endişelerini vesairelerini paylaştı. Bakın, operasyonun bu kadar uzun süre sürmesinin sebebi, tıpkı geçmiş dönemde, 7 Haziran 2015'ten sonra Diyarbakır'da nasıl sivillerin burnu kanamasın diye askerimiz, Emniyetimiz hassasiyet gösterdiyse burada da aynı hassasiyeti göstermesidir. Bugün 60'ıncı gününe gelmiş, orada bir tek sivilin zarar görmesi istenmedi. Ama terör ve teröristlere, terör gruplarına, terör unsurlarına baktığımızda... Bir askerimizin nasıl şehit olduğunu biliyorsunuz, Kur'an-ı Kerim'in -ki kutsal kitabımız bizim inancımız gereğince- arkasına bir bomba tuzağı kuruluyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkanım, sözlerimi tamamlamak istiyorum.

BAŞKAN - Lütfen tamamlayalım.

Buyurun.

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Daha birkaç gün önce, yine, bırakıp gittikleri yerlerde bir bombalı tuzakla Özgür Suriye Ordusundan 4 asker ve 7 sivil hayatını kaybetti. Neden? Buradaki YPG'nin, PKK'nin geride bıraktığı, kurmuş olduğu tuzaklardan.

Yine aynı hassasiyetle binaların içi temizlenene kadar orada özellikle sivillerin girmesine izin verilmemekte.

Bir bakıyorsunuz, tuzakları kuran kim, elleri silahlı kim? Bir bakıyorsunuz, oradaki bölge insanının düzenini, yaşamını, hayatını, inancını, her şeyini tehdit eden kim? Teröristler, terör unsurları. Dolayısıyla bölgenin terörden temizlenmesine yönelik... Burada sanki oradaki Kürtlere bir düşmanlık var gibi... Bakın, o bölge temizlendikten sonra Kürt, Türk, Arap, kimlerse bölgenin, toprakların sahipleri orası da onların. Tıpkı Fırat Kalkanı Operasyonu'nda olduğu gibi -ki biraz evvel siz de deklare ettiniz, ilan ettiniz- temizlendikten sonra yine o bölge insanının yaşayacağı alanların oluşturulması, Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü olmadığını... Ama kimse kusura bakmasın, hemen güneyimizde terör koridoru oluşturulacak, terör devleti...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - ...kurmak istenecek, buna da Türkiye sessiz kalacak! Kimse bizden sessiz kalmamızı beklemesin arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)