| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 15.03.2018 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 39'uncu madde hakkında söz almış bulunuyorum.
Tabii ki bu, gündemimizi bir süredir meşgul eden şeker fabrikalarının satılmasıyla ilgili halkımızı ve çiftçimizi ilgilendiren son derece önemli bir konu. Türkiye, çoğu son on yılda olmak üzere satılması mümkün kamu varlıklarının çoğunu satmış durumdadır. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı verilerine göre, 267 kuruluşta hisse senedi veya varlık satış, devir işlemi yapılmış ve bu kuruluşların 257'sinde hiç kamu payı kalmamıştır. Komisyon görüşmeleri sürerken Hükûmetin Türkiye Şeker Fabrikalarının 14 fabrikasını özelleştirme kararı Resmî Gazete'de ilan edilmiştir.
Pancardan elde edilen şeker sektörü 3 milyar doları aşan bir katma değer yaratmaktadır. Türkiye'nin yıllık şeker ihtiyacı yaklaşık 3 milyon ton civarındayken şeker pancarı fabrikaları yılda yaklaşık 2,3 milyon ton üretim yapabilmekteydiler. Özelleştirme kapsamına alınan 14 fabrikada Türkiye'de şeker üretiminde toplam çalışanlarının yüzde 55'i istihdam edilmekte, şeker üretiminin yüzde 67'si, melas üretiminin yüzde 64'ü, yaş küspe üretiminin yüzde 67'si özelleştirme kapsamına alınan fabrikalarca gerçekleştirilmektedir. Türkiye şeker fabrikalarının pancar ekimi yaptırdığı alanların yüzde 66'sı, ekim yaptırdığı çiftçilerin ise yüzde 71'i bu fabrikalara yönelik üretim faaliyetindedirler.
Türkiye'de tarımın tasfiye edilmesiyle başlayan hızlı piyasalaşma süreci her ürünü etkilediği gibi şeker üretimini de etkiledi. Şeker pancarına uygulanan kota öncesinde 500 bin hektar alanda iken şimdi 320 bin hektar alanda pancar üretimi yapılıyor. Üretim, kota öncesi 22 milyon ton iken şimdi 15 milyon tona düşmüştür. Türkiye'de 1998 yılında 492 bin aile şeker pancarı üretirken 2014 yılında şeker pancarı üreticilerinin sayısı 124 bine düşmüştür. Pancar üreticilerinin yüzde 75'i pancar üretiminden uzaklaştırılmış, on altı yılda 368 bin çiftçi pancar üretiminden koparılmıştır. Şeker üreticisi sayısı hızla gerilirken Türkiye'nin kaybı 5,7 milyar dolardır.
Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sanayide, tarımda ve hayvancılıkta üretimi zayıflatırken ithalatla birlikte Türkiye'nin dışa bağımlılığı daha da artacaktır. Bir yandan şeker pancarı üretimine kota getirilmesi, öte yandan çiftçinin üretimini sürdürememesi sonucu ortaya çıkacak olan şeker açığı ithalatla kapatılmak zorunda kalınacaktır. Bu süreçte, ucuz üretim yaptığı bahanesiyle nişasta bazlı şekerlere tanınan ayrıcalıklar sürdürülecek, sanayide kullanılan şekerler tamamen mısırdan elde edilen şekerlere dayandırılacaktır. Ülkemizde pancar çiftçisinden esirgenen kaynaklar, ABD ve Arjantin'in mısır üreticilerine ve çok uluslu tekellere aktarılacaktır. Yani hem ülkenin en önemli üretim alanları, katma değer yaratan ürünü bütünüyle dış ülkelerin tekeline verilmiş olacak hem birçok işçi, üretici ve aileleriyle beraber on binlerce insan işinden, emeğinden olacak hem de toplumun sağlığı nişasta bazlı şekerlerle bozulmuş olacaktır. Dolayısıyla özelleştirme hiçbir kamu yararına değil, bütünüyle birilerinin çıkarına yapılmakta ve kamunun parasının birilerine peşkeş çekilmesidir bu durum.
Bu yönleriyle, ilgili düzenlemenin tasarı metninden çıkarılmasını teklif ediyoruz.
Hepinize teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)