Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 72 |
Tarih: | 15.03.2018 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Çanakkale Savaşı ve Zaferi'nin bir yıl dönümünü daha idrak ediyoruz. Bu savaş ve zafer, başta Kürtler ve Türkler olmak üzere Türkiye'de yaşayan farklı etnik kimliklerin bir nevi kardeşleşmiş bir somut örneğidir. Bu kardeşliğe katkıda bulunan herkesi rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. Bütün şehitlere de bu vesileyle rahmet diliyorum.
Ben bazen bu kürsüde kardeşlik vurgusunda bulunan bazı şahsiyetlerin bu vurgularına vurguda bulunurken bu şahsiyetlerin daha çok günümüze hitap eden kardeşlik ve birlik, beraberlik ruhlarını ön planda tutarak yapıyorum. Geçmişte bu şahsiyetlerin kendi aralarında veya başkalarıyla olan görüş ayrılıklarını falan, bunları günümüze hitap eden bir şeyle gündeme getirmedim ve getirmiyorum da. Dolayısıyla eğer bunlardan birilerinin isimlerinin önüne veya arkasına saygı ifade eden bir unvan, bir lakap, bir ifade getirilmişse veya getiriyorsam bu bir nezaket icabıdır; bu, Said Nursi Hazretleri de olabilir, bu Mustafa Kemal Paşa Hazretleri de olabilir.
Bakın, Amerika'nın eski Türkiye sefiri yani büyükelçisi, Atatürk zamanında büyükelçilik yaptığı bir yıllık süreci bir kitapta dile getiriyor, topluyor ve kitabına da "Gazi Mustafa Kemal Hazretleri Nezdinde Bir Yıllık Elçilik" adını veriyor. Dolayısıyla bu tür ifadeler kutsiyet atfetmekten ziyade bir nezaket, bir saygı ifadesi olarak telakki edilmelidir diye düşünüyorum.
İkinci bir husus, tabii, dün yine belki yanlış anlaşılan bir noktayı da düzeltmek istiyorum bu vesileyle ki o da şudur: Bir grubun yapmış olduğu yanlış bir şeyi hiçbir zaman, toptan bir şekilde devlete veya orduya mal etmeyecek kadar bir tecrübeye sahip olduğumu da düşünüyorum, böyle bir niyetin de olmadığını arz etmek istiyorum.
Saidi Nursi'nin vurgusuna gelince: Kendisinin, bu konuda örnek almamız gereken, yararlanmamız gereken cümleleri son derece anlamlıdır. Bakın, bunlardan bir tanesinde diyor ki: "Türkler bizim aklımız, biz de onların kuvvetiyiz -yani Kürtler olarak biz de onların kuvvetiyiz- toplamımızla iyi bir insan oluruz." Dolayısıyla ben bunu burada dile getirmeyeceğim de nerede dile getireceğim, üstelik en çok da ihtiyaç duyduğumuz bir aşamada? Dolayısıyla bunu dile getirmekte herhangi bir beis görülmemelidir. Aynı Saidi Nursi, Alevi ve Sünni ittifakına vurguda bulunmuş. Aynı Saidi Nursi, "Ermenilerle dostluk kurmak bu memleketin selametinedir." demiş. Aynı Saidi Nursi, "Yahudi ve Hristiyanlarla medeni çerçevede dostluk ve ittifak kurmakta bir sakınca yoktur dinen." demiş. Dolayısıyla arkadaşlar, bunlardan yararlanmanın hiçbir mahzuru yoktur, günümüzde en çok ihtiyaç duyduğumuz bu söylemlerdir, görüşlerdir.
"Hazret" kelimesine gelince: Dediğim gibi, Amerika'nın sefiri Gazi Mustafa Kemal Atatürk hakkında da en son kelime olarak "Hazretleri" ifadesini kullanmıştır. Bu vesileyle herhangi bir yanlış anlaşılmama durumuna vurguda bulunmak için bunu söylüyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Yoksa herhangi bir sataşma, herhangi bir nezaketsizlik veya bir üslup farkını da burada kastetmediğimi dile getirmek istiyorum.
Saygılar sunuyorum.