| Konu: | Selahattin Demirtaş'ın duruşmasının yarın saat 10.30'da Silivri Alibey Spor Salonu'nda yapılacağına, Ankara'da 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Numune Hastanesi önünde taleplerini dile getirmek isteyen sağlık meslek örgütlerine polisin müdahalede bulunmasına ve iş kazaları ile iş cinayetleri konusuna ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 72 |
| Tarih: | 15.03.2018 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Demirtaş yarın İstanbul Silivri'ye geliyor, yarın saat 10.30'da Silivri Alibey Spor Salonu'nda yapılacak duruşmaya katılacak. Demirtaş bu davada İstanbul Zeytinburnu'nda 2013 yılında düzenlenen Nevruz kutlamalarında yaptığı konuşma sebebiyle suçlanıyor. Çok ilginç bir durum var: Demirtaş hakkındaki fezleke 20 Ekim 2015 tarihinde hazırlanmış yani suç olarak görülen konuşmadan tam olarak 2 yıl 7 ay 13 gün sonra. E, madem Demirtaş'ın konuşması suçtu, hakkında fezleke düzenlemek için 2 yıl 7 ay 13 gün neyi beklediler diye soruyoruz. Neden konuşmanın hemen ardından fezleke hazırlanmadı? Neden? Çünkü yargı bağımsız, ondan mı? Yok, hayır, ondan değil. Erdoğan Temmuz 2015'te "Dokunulmazlıklar kaldırılmalı." dedi. Ondan sonra, temmuz, eylül, ekim; tam üç ay sonra fezleke hazırlandı. Bu da yargının nasıl çalıştığını ortaya koyuyor. Tüm İstanbullulara yarın Demirtaş'ın Silivri'de olduğunu ve kendileriyle buluşabileceklerini tekrar ifade etmek istiyorum.
Sayın Başkan, dün buradan ifade etmiştik, 14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla sağlık emekçilerinin, doktorların yaşadığı sorunlara da değindik. Ancak dün Ankara'da 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle Numune Hastanesi önünde taleplerini dile getirmek isteyen sağlık meslek örgütlerine polis müdahalede bulundu. Müdahalede, SES Eş Genel Başkanı İbrahim Kara ve Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Onur Naci Karahancı gözaltına alındı. Öte yandan, polisin müdahale esnasında plastik mermi ve biber gazı kullanması oldukça çarpıcı. Dün ifade ettik, Türkiye'de...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Danış Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - ...sağlık çalışanlarının maruz kaldığı zorlu çalışma ortamı ve oluşan baskı çok yüksek. Hâl böyleyken bir de üzerine, sadece taleplerini duyurmak için basın açıklaması düzenleyenlere yönelik plastik mermilerle, biber gazıyla müdahale son derece vahimdir. Bu, aynı zamanda, sağlık çalışanlarının yaşadığı sorunların da iyice kulak ardı edildiğinin resmidir.
Başka bir mesele, iş kazaları ve iş cinayetlerine ilişkin. Geçtiğimiz günlerde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi şubat ayında yaşanan iş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçileri açıkladı. Açıklamaya göre, ulusal ve yerel basın ile işçilerin çalışma arkadaşlarının bildirimine göre şubat ayında en az 123 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Uluslararası kuruluşlar, ILO ve Dünya Sağlık Örgütü iş kazası sonucu -ki biz buna iş cinayeti diyoruz- ölüm varsa istatistiklere göre altı meslek hastalığı sonucu ölüm vardır...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Tamamlayacağım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, size iki dakika daha ek süre veriyorum.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Bu durumda 123 iş cinayetinin olduğu ülkemizde yaklaşık 700 meslek hastalığı ölüm olabileceği gerçekliği de orta yerde duruyor. Daha önce 2017 yılında kayıt altına alınabilmiş 2.006 ölüm yaşandığını belirtmiştik. AKP iktidarı boyunca 20.500 ölüm olduğu realitesi orta yerde duruyor. Bu sabah Tuzla'daki bir antrepoda forkliftin çarptığı rafların işçilerin üzerine devrilmesi sonucu 4 işçi yaralandı ve olay yerine çok sayıda itfaiye ve sağlık ekibi gitti, şu anda henüz tedavi altındalar. Yine Bursa'nın Nilüfer ilçesinde apartman inşaatı için kurulan iskelenin dördüncü katında dengesini kaybederek düşen 44 yaşındaki Mustafa Asan kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirmiştir. İşçiler bu ülke...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sadece kayıtlara geçsin diye...
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Danış Beştaş.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Gerçekten bu rakamları verirken iki defa değil üç defa düşünmek zorunda kalıyor insan çünkü savaş olan ülkelerde bile bu rakamlarda ölümler çok nadir yaşanıyor. Sivil ölümleri konusunu takmayanların elbette iş cinayetleri yerine işveren teşviklerini önceleyeceğini biliyoruz ama bu ülke bu politikalara mahkûm değildir, mahkûm olmayacaktır.
Teşekkür ediyorum.