GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:69
Tarih:12.03.2018

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gecenin bu saatinde gizli bir ittifak yasasını görüşmeye devam ediyoruz. "Gizli" diyorum çünkü bu yasa önerisi pazartesi günü televizyonların olmadığı, canlı yayının olmadığı, yarın grup toplantıları olacağı ve halkın ilgisinin burada toplanacağı bir gündem olduğu için halktan gizleniyor. Bir kere önce bunu kabul edelim.

Gerçekten demin otururken ne konuşayım diye düşündüm. Acaba aynı ülke de mi yaşıyoruz ya da aynı topraklarda mı yaşıyoruz, emin olun bilmiyorum. Ya siz bir fanustasınız, başka bir yeri görmüyorsunuz, başka bir algı hissetmiyorsunuz ya da biz başka bir fanustayız. Çünkü bir mesele ancak bu kadar 180 derece zıt değerlendirilebilir. Bu gece sabaha kadar çalışacağız. Varsın çalışalım. Biz hep buradayız zaten, bu sıralardayız. Olmayan, üzülerek söyleyeyim -yüzünüzü söylüyorum- sizlersiniz. 5-6 kişiyle Genel Kurul götürülüyor, oylama istenmezse, oylama olmazsa zaten gelme ihtiyacı bile yok.

Yani değerli milletvekilleri, dışarıda karşılaştığımızda her birinizle en azından sohbet etme, böyle bir iletişim kurma şansı var ama buraya geldiğimizde, Genel Kurulda garip bir gözlük takılıyor ve bu gözlükle karşıdaki milletvekilleri âdeta düşman kategorisinde, söylenilen her söze tepki, söylenilen her söze itiraz ve farklı bir değerlendirme yapılıyor. Bunu hissetmek için burada on beş saat oturmak gerekiyor, biz oturuyoruz çünkü ve ne söylersek söyleyelim karşıda bir tepki var. Şimdi, ne oluyor? Gerçekten, gece ikide ve sabaha kadar hem de beş gün Genel Kurul açık olacakken hem de grup önerisi kabul edilmişken hem de her istediğinizi zaten bu Meclisten geçiriyorken gece çalışmanın mantığı nedir? Ben bu konuda asla ikna olmadım, olmayacağım. Biz ikna değiliz, biz çalışmaktan kaçmıyoruz ama sizler canınız isteyince ya da öyle gerekince -o gerekliliği bilmiyorum, nedir- o gereklilik olunca vahiy gelmiş gibi burada, işte, bulunuyorsunuz ve sabaha kadar bu yasa geçecek. Bu yasa bu halk yararına değil. Bu yasa bu ülke yararına değil. Bu yasa, demokrasi aleyhine, seçimleri tümüyle, hilelerle, suç delillerini gizleme ve bir dolandırıcılık yasası niteliğindedir. Bunu ben ikinci bölümde ayrıntılı bir şekilde anlatacağım.

Geneli üzerinde de söyledim, eminim daha önce de söylemiştim, çok sık söyleme ihtiyacı duyuyorum, o gözlükleri çıkarsanız, iktidar olma psikolojisinden ve kibrinden bir saat kurtulsanız, bu yasaya objektif olarak baksanız ve geçmiş söylediklerinizi düşünseniz bize hak vereceksiniz. Ama yok, o gözlük çıkmıyor. Orada, karşıda, sürekli bir düşman üretme, bir karşıtlık üretme, konu dışında saldırma, konuyla alakasız belagatler meseleyi karartıyor. Biz ne diyoruz, siz ne anlatıyorsunuz?

Şimdi, burada demin konuştuğumuzda -isim vermeyeceğim, ya o gece bir milletvekilimiz, arada, değerli arkadaşlar arada, beş dakikalık arada burada linç girişimine uğradı- bize şu söyleniyor: "Siz iki grup başkan vekili olarak saldırdınız." Yani biz burada olmasak gerçekten neredeyse kendi kendimizden şüphe edeceğiz. Ya, 50-60 kişi bir milletvekiline saldırmış, kürek kemiği kırılmış yani ya "Bir yere sıkışmış." ya biz saldırmışız ya da "Kendi kendini çarpmış, yaralanmış." deniyor. Yani bu kadar insanın aklıyla alay etmeyin. Söze karşı şiddete başvuran bir iktidar partisi var, söze karşı mikrofonu kesen bir iktidar partisi var; halk iradesine güvenmeyen, halk iradesinin sandıktan çıkmaması için koca koca yasalar hazırlayan bir iktidar partisi var.

Gelin, hakikatlerle yüzleşelim. Bu ülke hepimizin, bu toprakların üzerinde hepimiz yaşıyoruz ve bu demokrasi bugün size lazım değil gibi görünüyor ama emin olun yarın size de lazım olacak.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim ben de.