GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:69
Tarih:12.03.2018

SÜLEYMAN SENCER AYATA (İstanbul) - Değerli arkadaşlarım, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Seçim Kanunu'nda yapılan değişikliklerin doğurabileceği sakıncalar ayrıntılı olarak dile getirildi. Ben, bunun siyasi sistemimiz bakımından bazı orta ve uzun dönemli sonuçları ne olabilir, bunlar üzerinde fikir yürütmeye çalışacağım.

Şimdi, birincisi, neyi konuşuyoruz? Oyunun kurallarını konuşuyoruz. Demokrasinin temel unsuru, yapılan seçimlerdir, bizim burada konuştuğumuz konu bu seçimlerin kurallarının neler olacağı, bu konuda yapılan düzenlemeler. Yani daha halkın kullandığı deyimle, oyunun kurallarını konuşuyoruz ama bu kuralların hazırlanmasında iki siyasi parti, aktif ve önemli bir rol oynarken, hatta belirleyici rol oynarken muhalefet -ister Parlamento içi, ister Parlamento dışı- bu sürece katılmadı yani uzlaşmaya dayalı bir oyunun kurallarından söz etmemiz burada söz konusu değil. Kaldı ki bakın, ben polemik yaratmamak için söyleyeyim: Nereden baksanız bu siyasi partiler, yaklaşık 25-30 milyon arasında seçmeni temsil etmekte. Şimdi, siz öyle bir gelecek Türkiyesi düşünün ki 25-30 milyon seçmenin oyunun kurallarına itimat etmediği, onu adil bulmadığı bir Türkiye'de yaşayacağız.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, bunun anlamı şudur: Zaten bütün araştırmalar, Türkiye'de ciddi bir meşruiyet erozyonuna işaret ediyor. Bu gelişme, oyunun kurallarına olan güvensizlik, bu meşruiyet erozyonunu derinleştirecektir.

İkinci konu, seçim güvenliği. Bakın, seçim güvenliği, biz nereye gitsek seçmenin bize en çok sorduğu soru hâline geldi. Şimdi, neden? Propaganda eşitsizliğinden söz ediliyor, kamu görevlilerinin seçimlerdeki partizan davranışlarından, kamu kaynaklarının iktidar partisi lehine kullandırılmasından, son seçimlerde mühürsüz oydan ve dolayısıyla şaibeli seçimden. Şimdi, yeni birini ekliyoruz, bu seçim güvenliği konusunda ciddi endişeler yaratan bu düzenlemelerle. Neden önemli bu? Bu, şunun için çok önemli: Hep "Sandık, sandık, sandığa bakın." diyoruz ya "Tabelaya bak." der gibi, eğer 25 milyon kişi sandığa inanmıyorsa, sandıktan millî iradenin tecelli ettiğini görmüyorsa o zaman millet iradesinin yansıdığına da inanmaz. Bu, çok ciddi ve vahim bir sorundur. Bana, yaşlı bir seçmen şöyle dedi: "Bırak o sandığı, o sandık -eskiler bilirler- Zati Sungur'un sandığı oldu; içinden tavşan da çıkıyor, güvercin de çıkıyor." Bu, çok tehlikeli bir durumdur bir ülke için.

Şimdi, eskiden, Türkiye'de şöyle bir şey vardı, Türkiye'nin olumlu bir imajı vardı: Türkiye, dışarıda, demokrasiyi sürdüren bir ülke olarak bilinirdi ama artık Türkiye, adil, özgür seçimlerin yapıldığı ve iktidarın kolaylıkla el değiştirebildiği bir ülke olarak görülmüyor. Bu, çok ciddi olarak yine bir uluslararası meşruiyet kaybıdır.

Son söyleyeceğim şu: Türkiye'de ciddi bir kutuplaşma yaşanıyor. Her toplumda yarılmalar olur, her toplumda ayrışmalar olur ama modern siyasi partilerin görevi, bu ayrışmaların üstüne gidip kızıştırmak değil, bu ayrışmaları yumuşatmaktır. Şimdi, ben soruyorum, samimi olarak soruyorum: Bu ittifak anlaşması, Türkiye'de yaşanan ve çok sorunun kaynağı olan bu kutuplaşmayı yumuşatacak mıdır? Bu, çok önemli bir soru çünkü bakın, bir anda, "yerli ve millî ittifak" deniliyor, karşısındakiler yani bizler oluyoruz -ben üzülerek söylüyorum- bizler de "dış güçlerin sözcüsü, vatan hainleri" oluyoruz. Bakın, bu atmosferde giriyoruz. Şimdi, maalesef, Cumhur İttifakı'nı savunanlar, bu ayrımdan söz ediyorlar. Bu koşullarda getirilen bu yasa, Türkiye'nin en önemli sorunu olan bu kutuplaşmayı daha mı sertleştirecektir yoksa yumuşatacak mıdır?

Benim özet olarak söyleyeceğim şu, bütün bu saydıklarım açıkçası şunu gösteriyor: Seçimler 50+1'le kazanılabilir ama bu, başarı demek değildir, bu, kazanç demek değildir. Toplumda ciddi bir meşruiyet erozyonu varsa, toplumda bu kutuplaşma daha da pekişecekse, toplumda demokrasiye olan inanç kaybolacaksa bu, çok daha büyük bir kayıptır.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayata.