| Konu: | Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 12.03.2018 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ABDURRAHMAN ÖZ (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin görüşmelerinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Kanun teklifi görüşmelerinde Anayasa Komisyonu olarak verimli ve başarılı bir çalışma yaptık. Teklif, önce Komisyon üyelerinin ortak kararıyla alt komisyona sevk edilmiş, alt komisyon çalışmasından sonra Anayasa Komisyonu çalışmalarına devam etmiştir. Sonrasında, Komisyonun görüştüğü ve karara bağladığı metni, bugün, burada, kanun teklifi olarak görüşüyoruz.
Kanun teklifinin 1'inci maddesinde 298 sayılı Kanun'un 5'inci maddesinde değişikliğe gidilmiştir. Bu değişiklikte, Anayasa'da yer alan seçimin serbestliği ve gizli oy ilkesinin sağlanması amaçlanmıştır. Aynı binada oturan seçmenlerin hane bütünlüğü korunarak aynı seçim bölgesinde -burada seçim bölgesinden kastedilen muhtarlık sınırıdır- farklı sandıklarda oy kullanmasına imkân verilmiştir. Bu düzenleme bir zorunluluk olmayıp Yüksek Seçim Kurulunun her seçim döneminde aldığı ilke kararları doğrultusunda uygulama imkânı bulacak bir düzenlemedir; YSK'ye seçimin gizliliğini ve serbestliğini sağlamaya yönelik tedbir alma bakımından verilmiş genel bir yetkidir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, aynı muhtarlık sınırları içerisinde kalınmış olması ve aile bütünlüğünün bozulmamış olmasıdır. Yani Keçiören'deki bir mahallede oturan vatandaş yine aynı mahallede oy kullanacak; Keçiören'de oturan bir vatandaş Altındağ'da, Yenimahalle'de veya başka bir ilçede oy kullanmayacaktır. Bu maddenin devamında 5'inci maddenin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlükten kaldırılan bu fıkrada bir sandıkta kaç seçmenin oy kullanacağı düzenlenmekteydi. Bu teklifin 2'nci maddesinde YSK'ye genel yetkileri arasında bir sandıkta kaç seçmenin oy kullanacağını belirleme yetkisi verildiğinden bu fıkra hükümsüz kalmış ve yürürlükten kaldırılmıştır.
2'nci maddede, yine aynı kanunun 14'üncü maddesinde değişiklik yapılmıştır. YSK'ye seçimlerin güvenliğine yönelik alacağı tedbirlere ek olarak üç fıkrayla yeni yetkiler verilmiştir. Biraz önce bahsettiğim 1'inci maddede kaldırılan fıkra burada (15)'inci fıkra olarak, YSK'ye genel bir yetki olarak verilmiştir. (16)'ncı fıkrada seçim güvenliğine yönelik tedbir alma yetkileri düzenlenmiştir. (17)'nci fıkrasında ise hastalığı veya engeli sebebiyle yatağa bağımlı olan seçmenin oy kullanmasını kolaylaştırmak için seyyar sandıkların kullanılabilme imkânı getirilmiştir.
Hepimiz buraya seçilerek geldik. Seçimlerde yatağa bağımlı şekilde yaşayan seçmenlere oy kullandırılması zorluğunu bütün milletvekilleri olarak, parti ayrımı gözetmeksizin, hep beraber yaşadık. Hatta yeri geldi, dedik ki: "Keşke seyyar sandık olsaydı, seçimlerde oy kullanma daha kolay olsaydı." Benzer uygulamalar diğer ülkelerde de vardır. Bu açıdan bakıldığında, yıllardır şikâyetçi olduğumuz, çözülmesini talep ettiğimiz bir sorunun çözümü için YSK'ye yetki verildiği görülmektedir. Yine bu maddede YSK'ye verilen yetki, YSK tarafından her seçim döneminde çıkarılan ve genel uygulamayı gösterecek olan ilke kararlarıyla hayat bulacaktır.
3'üncü maddede, 298 sayılı Kanun'un 22'nci maddesinde değişiklik öngörülmüştür. Bu maddede de sandık kurulu başkanlarının belirlenmesinde yeni ve objektif kurallar belirlenmiştir. Yürürlükten kaldırılan metin 1979 yılı şartlarına göre düzenlenmiş olan ifadeleri içerdiği unutulmamalıdır. Kaldı ki sandık kurulu başkanları uzun zamandır kanunun bu metnine bağlı kalmaksızın YSK uygulamalarıyla belirlenmektedir. Mevcut düzenlemeye göre ilçe seçim kurulları siyasi partilerin verdiği listeler üzerinden seçilmekteyken yeni düzenlemeye göre il mülki amirinin verdiği listeler üzerinden, memurlar üzerinden, yerleşim yeri olarak o ilçede oturan memurlar üzerinden kura çekme yöntemiyle belirlenecektir. Bu da şimdiye kadar uygulamada partili sandık kurulu başkanlarının vermiş olduğu ihmal veya partililiğe dayalı kararlardan kaynaklanan sorunların bundan sonra olmasını daha aza indirecek bir düzenleme olarak ortaya çıkacaktır.
4'üncü madde, 3'üncü maddeyle bağlantılıdır; burada da sandık kurulu başkanı olarak verilen kamu görevlilerinden sandık kurulu başkanı olarak seçilmeyenlerin sandık kurulu üyesi olarak seçilmesi düzenlenmiştir. Bu iki madde birbiriyle bağlantılıdır.
Değişiklik teklifinin 5'inci maddesi, 298 sayılı Kanun'un 68'inci maddesinde değişiklik önermektedir. Bu maddeyle de her seçimin en büyük tartışmalarından biri olan, oy pusulalarının hangi zarfa konulacağı tartışmasına son verilmektedir. Asıl olan, vatandaşın oy tercihinin doğru sayılması, vatandaşın tercihinin doğru yansıtılmasıdır. Sandığa giderek pusulaya basarak oy vermiş vatandaşın oyunu yanlış zarfa koydun diye yıllardır geçersiz sayan bir yönteme son verilmiştir. Haddizatında yapılan, tüm partilerin şikâyet ettiği, geçersiz oy tartışmalarına sebep olan uygulamaya son vermekten başka bir şey değildir. Bir seçimde muhtarlık seçimi hariç kullanılan tüm pusulaların tek zarfa konulması esası getirilerek vatandaşın iradesinin sandığa ve seçim sonuçlarına doğru yansıması amaçlanmıştır.
6'ncı maddede, 298 sayılı Kanun'un 78'inci maddesinde değişiklik yapılmıştır. Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ve yerel seçimlerde kullanılacak tüm pusula ve zarfların YSK filigranı taşıyan kâğıtlar olacağı öngörülmüş, sahte oy pusulası tartışmasına son verilmek istenmiştir. Filigran, hem oy pusulasında hem de zarfta öngörülen çift emniyet tedbiri olduğundan sahte oy tartışması bundan sonraki seçimlerde daha az olacaktır. Bu sebeple bu uygulama da kanaatimce doğru bir uygulamadır.
7'nci madde, yıllardır tartışılan ve uygulamada "sandık çevresi" "sandık alanı" diye iki tartışmalı kavramdaki tartışmayı ortadan kaldıran bir düzenlemedir.
8'inci maddede, 298 sayılı Kanun'un 82'nci maddesinde değişiklik öngörülmektedir. Bu maddede sandık güvenliğine yönelik ek düzenlemeler mevcuttur. Sandık güvenliğini sağlamak amacıyla sandık çevresine güvenlik görevlisi çağırma yetkisi, sandık görevlileri ve müşahitlerin yanında seçmene de verilmiş bir yetki olarak düzenlenmiştir. Burada amaçlanan sandık güvenliğinin en üst düzeyde sağlanmasıdır, maddede buna yönelik tedbirler alınmıştır.
9'uncu madde, yine 298 sayılı Kanun'un 98'inci maddesinde değişiklik öngörmüştür. Bu maddede, sandık kurulu mührü bulunmamasına rağmen, YSK filigranı, YSK amblemi ve ilçe seçim kurulu mührü bulunan zarfların geçerli olacağı düzenlenmiştir. Burada da sandık kurulunun sehven veya başka bir amaçla seçmen iradesini ortadan kaldıracak şekilde bir davranışta bulunmasının seçim sonuçlarına etkisinin en aza indirilmesi amaçlanmıştır. Zarfta filigran mecburiyeti getirilmesinden sonra sahte oy pusulası tartışması sona erdiğinden, filigranlı ama sandık kurulu mührü taşımayan oyların geçerli sayılması öngörülerek seçmen iradesinin yine en üst düzeyde ortaya konulması amaçlanmıştır.
10'uncu maddede, 298 sayılı Kanun'un 100'üncü maddesinde değişiklik öngörülmüştür. Bu maddeyle, siyasi hayatımızda bir ilk gerçekleşmekte ve şimdiye kadar siyasi partilerin gayriresmî olarak yaptıkları ve hülle yoluyla aşmaya çalıştıkları seçimlerde ittifak uygulamasına ilk kez yasal bir zemin kazandırılmıştır. "İttifak" ifadesi de kanunda ilk bu maddede geçmektedir. Maddede yeni getirilen ittifak müessesesine uygun olarak, ittifaka verilen oyların, ittifaka basılan "evet" mührünün ittifak partileri yönünden nasıl geçerli olacağına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
11'inci madde, 298 sayılı Kanun'un 101'inci maddesinde değişiklik öngörmüştür. Mühürsüz oylar kural olarak yine geçersizdir ancak filigranlı oy pusulasının sandık kurulunun ihmaliyle mühürlenmemiş olması hâlinde, bu pusulaların geçerli olacağı bu maddede açıkça düzenlenerek seçmen iradesinin sandığa yansıtılması amaçlanmıştır. Teklifin 12'nci ve 13'üncü maddeleri sandık sonuç tutanaklarıyla ilçe seçim kurullarının birleştirilmesine ilişkin düzenlemeler içermekte olup yine ittifak yasasına uygun olarak teknik ifade değişiklikleri içermektedir.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin birinci bölümü 13 maddeden ibaret olup sizlere kısaca bu 13 maddeyle ilgili açıklamalarda bulundum. Sözlerimin sonunda bu yasa teklifiyle getirilen ittifak müessesesinin memleketimize, milletimize hayırlı olmasını diliyorum. Kanaatim odur ki yıllardır bir şekilde gayriresmî yollarla, zorlamalarla ve pazarlıklarla yapılan gizli ittifakların bu kanunla ete kemiğe bürünmesi, gizli değil, açık, kanuna ve hukuka uygun olarak yapılıyor olması ülkemiz demokrasisi açısından önemli bir gelişmedir.
Yine, bu kanunun sadece AK PARTİ ve MHP arasında gündemde olan "Cumhur İttifakı" olarak tanımlanan ittifak görüşmeleri üzerinden gündeme getirilip daha doğmadan boğulmaya çalışılmasını doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Bu kanun teklifi seçime girme yeterliliğine sahip tüm partiler yönünden düzenlemeler içermekte olup ittifaka yönelik düzenlemelerin tüm partiler yönünden geçerli olduğu unutulmamalıdır. Birçok ülkede her ülkenin kendi şartlarına göre belirlemiş olduğu yöntemle ittifak uygulanmaktadır. Bu teklif hazırlanırken değişik ülke uygulamaları incelenmiş ve ülkemiz şartlarına en uygun metin teklif olarak Genel Kurulunuza sunulmuştur.
Teklifin tekrar memleketimize, milletimize, demokrasimize hayırlı olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öz.