| Konu: | 12 Mart İstiklal Marşı'nın kabulünün 97'nci ve Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümlerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 12.03.2018 |
İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu milletin istiklalini ifade eden marşın şu yüksek mabette kabul edilmesinin 97'nci yıl dönümünü yaşıyoruz. Özel bir gün 12 Mart. Özel çünkü Erzurum'un yeniden millî şahlanışının da 100'üncü yılındayız. Öyleyse gönül diliyle kayıt düşelim ve "Millî şairimiz Mehmet Akif Ersoy milletimizin sesi, İstiklal Marşı ise milletimizin ufkudur." diyelim ve ekleyelim: Akif'in vurguları millî ruhumuzun ifadesidir. Merhum Akif'e bu yüksek marşı yazdıran ilhamın kaynağını en net, en berrak onun dizeleriyle anlayabiliriz. Diyor ki: "İmandır o cevher ki İlahî ne büyüktür / İmansız olan paslı yürek sinede yüktür." Devam ediyor, "Şehamet dini, gayret dini, ancak Müslümanlıktır. / Hakiki Müslümanlık en büyük kahramanlıktır." İşte bu ruh millîdir, yerlidir. Onun içindir ki İstiklal Marşı'mızın başındaki "Korkma!" tekdirinin başka çağrışımları vardır. Bunu en güzel Sayın Cumhurbaşkanımız izah ediyor, hani diyor ya: "Korkma ya Ebubekir, Allah bizimledir." Müjde ve cesaretlendirme, marşımıza dercedilen budur. Budur ki bu aziz yaklaşım geldiğimiz parıltılı noktayı da sağlamıştır. Dünya durdukça zihinlere nakşolunacak marşımızı yazan Akif'i Mithat Cemal Kuntay'ın ifadeleriyle yâd edelim. "Toprak, sen kol kanat ol, öyle kucakla / Bilmezsin, o gökten de, adından da temizdi /Ey yeryüzü, mabet kesilip Allah'a yüksel / Koynunda yatan gölge bizim Akif'imizdi." Milyon kere rahmet olsun.
12 Mart, şahika bir gün dedik, zira Erzurum gibi bir mana kentinin yeniden şahlandığı gündür. Yeniden diyorum çünkü Anadolu'yu bu büyük millete yurt eden vasat zamanı da Erzurum'a aittir. Eğer, 1048 Pasinler Savaşı kazanılmasa 1071 nice olurdu? Sual bu, Başkanım. Öyleyse şahlanmak bu kentin genetiğinde var. Bir dadaş mütefekkir Erzurum'un manasını ne güzel betimliyor: "Varsın bu topraklardan kar beş altı ay kalkmasın, bu topraklar sıcaktır." Alaca'dan Yanıkdere'ye, Mecidiye'den Hamidiye'ye, Aziziye'den Pasinler Ovası'na kadar her zerresi şüheda damgasıyla kaydedilmiş bir mübarek coğrafyadır Erzurum. İlayıkelimetullah için nizamı âlem diyenlerin adresidir." Şahlanışının 100'üncü yılı kutlu olsun.
Bu döneme denk gelen bir başka güzellik daha var. Azerbaycan'ımızın da 100'üncü bağımsızlık yıl dönümü. Erzurum ve Azerbaycan, ruh ikizi iki coğrafya. Büyükelçilik görevlileri ve Azerbaycanlı milletvekilleriyle birlikte dadaş zemininde bu hâli geçtiğimiz hafta kutladık ve orada not düşüp dedik ki: "Erzurum belki fabrikalar şehri değildir ama Erzurum vatan yolunda nefislerini adayan dadaşça ruhun üreticisidir. Erzurum belki -eskilerin deyimiyle- sevâhil kenti değildir ama Erzurum devleti ebet müddet ahdiyle kabaran bir iman dalgasının ifadesidir. Erzurum belki nüfusu çok olan bir şehir değildir ama Erzurum vatan için canını adayanların nüfuz ve nüfuslarının en yüksek olduğu bir belde tasviridir. Erzurum belki zenginlik şehri değildir ama Erzurum vatana adanmışlık noktasında yüreği zenginlerin şehridir. Ve Erzurum rabia şerhinde Alvarlı Efelerin, Yunus Kayaların tedrisinde seyrüsülûk edenlerin şehridir.
Bu güzel güne hususi bir kayıt düşerek bitirelim. Ordumuz Afrin'de yine ve yeni bir zafere yürüyor. Bir ordu ki Çanakkale'den Erzurum'a şüheda ervahı orada; Nene Hatun'un duası, Alvarlı Efe'nin niyazı onların üstünde. Ak niyetli bir Başkomutanın izinde yüce milletimiz tarihin zirvesine yürüyor; Allah muini, Allah yardımcısı. 18 Martın ruhuyla ak bir emel, ak bir yürüyüş; bir mübarek Kızılelma'ya doğru mazlumların gözyaşını, mağdurların ahını dindirmek niyetiyle. Niyet mübarek, sefer mübarek. Allah yâr ve yardımcıları olsun ve kutlu olsun.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aydemir.