| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 08.03.2018 |
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Ülkemizde birçok konuda teşvik uygulaması bulunmaktadır ancak teşvik uygulamaları üzerinde gerekli değerlendirmeler yeterince yapılmamaktadır. Verilen teşviklerin getirisinin ne olacağı, neye ekonomik katkı sağlayacağı mutlaka irdelenmeli, teşviklerin sonunda ne beklendiğinin fayda maliyet analizleri ve bu elde edilmezse sonuçlarının ne olacağı açıkça tanımlanmalıdır.
Bakınız, Maliye Bakanlığınca hazırlanan ve bütçeye eklenen vergi harcaması tahminlerinde vergi istisna, muafiyet ve indirimleri nedeniyle vazgeçilen gelir hesaplanmaktadır. Buna göre, 2018 yılında 132 milyar liralık vergiden vazgeçileceği tahmin edilmektedir. Bu tutar, 2018 yılı için tahmin edilen 65,9 milyar liralık bütçe açığının iki katından daha fazladır.
Sosyal Güvenlik Kurumunun prim indirim ve muafiyetleriyle ilgili vazgeçilen prim gelirlerinin de bu kadar, hatta daha fazla olacağı düşünüldüğünde çok büyük rakamlar ortaya çıkmaktadır. Bu itibarla verilen teşviklerin getirisinin ne olduğu, amacına ulaşıp ulaşmadığı iyi analiz edilmeli, teşvik politikaları buna göre belirlenmelidir.
Tasarıda tek hazine hesabına yönelik düzenleme de yapılmaktadır. Tek hazine hesabı uygulamasına Milliyetçi Hareket Partisi prensip olarak destek vermektedir. Ancak idari ve mali açıdan özerk olan SGK, KİT'ler ve belediyelerin bu kapsam içerisine alınmaması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi hâlde mali özerkliklerinin zedelenmesi söz konusu olacaktır.
Örneğin 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'nun 1'inci maddesine göre Kurum idari ve mali açıdan özerktir ve bu kanun dışında özel hukuk hükümlerine tabidir. Sosyal Güvenlik Kurumu kendi yönetim kurulu olan, prim toplayan, bu primleri en iyi şekilde değerlendirme görevi olan özerk bir kurumdur. O nedenle tek hazine hesabı kapsamına alınması hâlinde Kurum yönetim kurulunun bu konudaki görev, yetki ve sorumluluğu ve Kurumun mali özerkliği açısından sakınca oluşturacaktır. Bu durum mutlaka dikkate alınmalıdır.
Tasarının 24 ve 25'inci maddeleriyle koruma veya bakım altında bulunan çocukların atama işlemleri için başvuru süresinin iki yıldan beş yıla çıkarılması, atamalarında mesleki unvanlara uygunluk, hâlen memur olarak çalışanların durumları itibarıyla kazandıkları unvanlara atanmış sayılmaları ve atama işlemlerinin yılda bir kez yapılması kısıtlamasının kaldırılması düzenlenmektedir. Bu düzenlemeyi Milliyetçi Hareket Partisi olarak destekliyoruz ancak kamuda benzer mağduriyet yaşayan bazı çalışanlara yönelik tekliflerimiz komisyonda kabul edilmemiştir.
Bakınız, eğitimle kazanılan unvanlara atanma sorunu yaşayan çalışanlar bulunmaktadır. Devlet memurları 28 Aralık 2004 tarihinden önce geçerli olan uygulamada öğrenim durumları itibarıyla kazandıkları unvanlara atanabilmekteydi. Bu tarih itibarıyla çalışmaktayken mezun durumda oldukları öğrenimleri itibarıyla ilgili unvanlara atanamamış olanlar bulunmaktadır. Ayrıca, YÖK tarafından denklik kararları anılan tarihten sonra verilen memurlardan bazıları da unvanlarına ilişkin atanamamışlardır. Bu durumda olanların mağduriyeti mutlaka giderilmelidir.
Yine, kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan sivil savunma uzmanlarının özlük haklarının görev ve sorumluluklarıyla örtüşmemesi, kadrolarının görev yaptıkları idarelere devredildiği 2009 yılından bu yana sorun oluşturmaktadır. Kurumlarında şube müdürü görev, yetki ve sorumluluğuna sahip olan sivil savunma uzmanlarının özlük hakları şube müdürü özlük haklarıyla eşit hâle mutlaka getirilmelidir.
Yine, en az iki yıl süreyle uzman erbaş olarak çalıştıktan sonra 20 Ekim 2016 tarihi itibarıyla ayrılmış olanlardan 30 Haziran 2017 itibarıyla 35 yaşını doldurmamış olanların infaz ve koruma memuru olarak istihdam edilmelerine imkân sağlanmıştır. Ancak yaş şartını kaybetmiş olanlar ile 20 Ekim 2016 tarihinden sonra ayrılmış uzman erbaşlar bu imkândan yararlanamamıştır. Bu durumda olanların kamu hizmetinde daha fazla istihdamını öngören teklifimiz de reddedilmiştir. Bu konuda da gerekli düzenleme mutlaka yapılmalı, mağduriyet giderilmelidir.
Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)