Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 68 |
Tarih: | 08.03.2018 |
KADRİ YILDIRIM (Siirt) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Tabii, mali işler telafi edilebilir, sağlık işleri telafi edilebilir ama özellikle, günümüzde Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri tarafından Afrin üzerinden dinamitlenmek istenen Kürt-Türk kardeşliğinin telafisi çok zor olur. Dolayısıyla, bu kardeşliğin, ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğine inanıyorum ve bu noktada, umarım yanlış anlaşılmadan biraz duygularımı dile getirmeye çalışacağım.
Evvela şunu söyleyeyim: Saidi Nursi hazretleri Hutbe-i Şamiye adlı eserinde Türk ve Arap devletlerinden Kürtlerin haklarını talep etmiş ve Kürtlerin bu devletler yüzünden ve verilmeyen hakları yüzünden zarar gördüklerine çok açık ve net bir şekilde dikkat çekmiştir. Evet, üstat Saidi Nursi 1910 yılında yani yüz sekiz yıl önce, henüz 35 yaşındayken, Şam Emevi Camisi'nde 100'ü aşkın âlim olmak üzere yaklaşık 10 bin kişiye hitap ederken aynen ve harfiyen şunları söylemiştir: "Ey bu camideki kardeşlerim ve kırk elli sene sonraki ihvanlarım, zannetmeyiniz ki ben bu ders makamına size nasihat etmek için çıktım. Belki buraya çıktım, sizde olan hakkımızı dava ediyoruz. Yani Kürt gibi küçük taifelerin menfaati ve saadeti dünyeviyeleri ve uhreviyeleri, sizin gibi büyük ve muazzam taife olan Arap ve Türk gibi hâkim üstatlara bağlıdır. Fakat sizin tembelliğiniz ve füturunuz -yani gevşekliğiniz, lakayıtlığınız- yüzünden biz biçare küçük kardeşleriniz olan İslam taifeleri zarar görüyoruz." Yani ne zaman bunu söylemiş? Yüz sekiz yıl önce.
Memleketin birlik ve beraberliğini ve kardeşliğini çok iyi düşünen bu zat, bu birlik ve beraberliğin önündeki en büyük engellerden bir tanesi olarak Kürt sorununu görürken, diğer iki sorun olarak da Ermeni sorununu ve Alevi sorununu görmüştür. Bakın, bizzat kendisi yine şöyle diyor: "Şu memleketin selameti Ermenilerle dost olmaya vabestedir yani bağlıdır." Bundan dolayıdır ki çeşitli oyunlar neticesinde binlerce Müslüman çocuk Ermenilerin elindeyken ve binlerce Ermeni çocuk Müslümanların elindeyken ve iki taraftaki bu çocuklar da kesilmeyi beklerken Saidi Nursi hazretleri devreye girerek "Ne Müslüman çocukların ne de Ermeni çocukların asla ve asla katledilmemeleri gerekir." dedi ve bunda etkili oldu, karşılıklı olarak bu çocukların serbest bırakılmaları sağlandı ve hem Müslümanlar ona teşekkür ettiler hem de Ermeniler teşekkür ettiler. Bugün açık ve net olarak geçmektedir ve aynı Saidi Nursi -ki bir başka lakabı da Saidi Kürdi'dir- diyor ki: "Ey Sünniler ve ey muhabbetiehlibeyti meslek ittihaz eden Aleviler, çabuk aranızdaki bu nizayı, bu anlaşmazlığı kaldırın ve birleşin, yoksa birinizi öbürü aleyhine kullanan bir zındıka cereyanı hiç acımadan dönecek, o kullandığını da öbürünün aleyhinde kullanmaya devam edecektir." Dolayısıyla, ne yaparsak yapalım, ne edersek edelim eninde sonunda kardeşliğe, barışa muhtaç olacağımızı ve olmak zorunda olduğumuzu unutmayalım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Yıldırım.
KADRİ YILDIRIM (Devamla) - Bundan sonraki maddede duygularımı dile getirmeye devam edeceğim, biraz da Afrin üzerinden bizim düşürülmek istenen oyunlara nasıl düşürülmek istendiğimize bir iki cümleyle de olsa dikkat çekeceğim. (HDP sıralarından alkışlar)