| Konu: | 12 Mart Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 08.03.2018 |
KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi adına gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlarım.
Saygıdeğer milletvekilleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında 16 Şubat 1916 tarihinde Rus işgaline uğrayan Erzurum, iki yıllık esaretin ardından yerel halkın direnişi ve 1'inci Kafkas Kolordu Komutanı Kazım Karabekir komutasındaki kuvvetlerce Rusların lojistik, silah ve mühimmat desteğiyle yöre halkına her türlü cezayı, cefayı ve işkenceyi yaşatan Ermeni Hınçak ve Taşnak çetelerinden 12 Mart 1918 tarihinde kurtarılmıştır.
Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yılını idrak ettiğimiz bu günlerde, aynı zamanda Dünya Kadınlar Günü'nü de kutlamaktayız. Kadını tanımlayan, kadını betimleyen birçok veciz ifadeler bulunmaktadır yani kadın ailedir, kadın annedir, kadın vatandır, kadın ülkedir, kadın gelecektir, kadın gelecek nesillerin teminatıdır. Bu iki anlamlı etkinliği vesile kılarak bu vasıfların hepsine sahip ve söz konusu vatan olduğunda her şeyi teferruat gören 2 kadın abide şahsiyetten söz etmek istiyorum.
Bunlardan birincisi Fatma Seher Erden, namıdiğer Kara Fatma. 1888 Erzurum doğumlu Kara Fatma, eşi Binbaşı Ahmet Bey'i Sarıkamış Harekâtı'nda şehit vermişti ve kendisi ondan sonra Millî Müfreze Komutanı olarak onbaşı, çavuş, ta üsteğmenliğe kadar millî mücadelede yer almıştı. İzmir, Sakarya, Dumlupınar ve Bursa başta olmak üzere, Millî Mücadele'nin birçok cephesinde kahramanca ve kadınca yer almıştır. Çavuşluktan üsteğmenliğe kadar süren kahraman askerî hayatı, devamında sivil yaşamı 2 Temmuz 1955'te, 67 yaşında Darülacezede son bulmuştur. Emekli maaşını da Kızılaya bağışlayan Fatma Seher Hanım, Kasımpaşa'daki Kulaksız Mezarlığı'nda rahmetiyle yatmaktadır.
MUSTAFA ILICALI (Erzurum) - Allah gani gani rahmet eylesin.
KAMİL AYDIN (Devamla) - 93 Harbi'nde düşman tabyalara dayandığında ağır yaralı Hasan kardeşini ve üç aylık yavrusunu bırakıp kardeşinin silahını kaptığı gibi Aziziye tabyalarına hücum eden diğer bir kadın karakterimiz, diğer bir kadın kahramanımız Nene Hatun'dur. Hayatının sonraki döneminde de felçli kızına ve yaşlı kocasına bakarak kahramanlığını sürdürmüş, hatta teklif edilen yardımı kabul etmeyip çalışabileceği bir iş talebinde bulunmuştu. Bölgeyi ziyaret eden ABD'li bir generalin onu ziyareti sırasında elini öperek "Birçok millet, kahramanlarını sadece kahramanlık sanatı olan ordularının içinde arar ve ancak bu şekilde bulurken Türklerde hakiki kahramanlar akla gelmeyen, mütevazı köşelerindeki sakinlerdir." demiştir.
Günümüzde de köşelerine çekilmiş, mütevazı ve asil tavırlarıyla yüksek idealleri gereği insanlığa, ülkesine, ülküsüne, vatanına, devletine hizmet eden kadın kahramanlarımız tarihe not düşmeye devam etmektedir. Bunlar arasında insanlığın en etkin ortak dili olan ve sevgi dili olan müziği öğretmekten başka amacı olmayan ve hainlerce katledilen Aybüke kızımız akla gelen ilk isimdir. Şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın'ı rahmetle, minnetle anıyoruz bu güzel günde.
Ve "Anneciğim, ben masa başındayım, benden daha önemli görevleri olan, cephede bire bir savaşan arkadaşlarım var, onlar için dua et lütfen." diyen ve ailesi tarafından maddi varlığı Mehmetçik Vakfına bağışlanan Yarbay Songül Yakut da diğer adı yaşayan, tarihe not düşen bir kadın kahramanımızdır. Onun şahsında bugün Afrin'de mücadele eden kadın askerlerimize de buradan selam olsun. Dualarımız ve başarı dileklerimiz de onlarla. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Saygıdeğer milletvekilleri, kısaca, varlıklarıyla bire bir kahramanlık simgesi olan kadınlarımıza günümüzde artan şiddet, taciz, tecavüz ve cinayetleri şiddetle kınıyor ve burada hazırunda bulunan kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların Kadınlar Günü'nü kutluyor, en derin saygılarımı sunuyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)