Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 67 |
Tarih: | 07.03.2018 |
GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
AKP, iktidara geldikten sonra çok önemli bir vaatte bulundu, "İşkenceye sıfır tolerans göstereceğim." dedi. Çok önemli bir vaatti çünkü zor yıllardan geçmiştik. 1980 darbesinden sonra 80'lerde, 90'larda işkence normalleşmişti, sıradanlaşmıştı, acılar çekmiştik; çok önemli bir vaatti "işkenceye sıfır tolerans". Gerçekten de önemli adımlar atıldı. Karakollarda işkenceler azaldı, cezaevlerinde işkenceler azaldı ve bu suçu işleyenler, bu insanlık suçunu işleyenler cezalandırılmaya başlandı. Çok önemliydi arkadaşlar ancak son iki yıldır, maalesef tekrar 90'lı yılların paradigmasına dönüldüğü için, tekrar düşman hukuku uygulandığı için maalesef sonucunda geldiğimiz nokta da tekrar işkence oldu. Döndünüz dolaştınız, tekrar, 12 Eylül darbecilerinin yerine geldiniz arkadaşlar.
Bakın, Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Sayın Mehmet Arslan'a bayıltılıncaya kadar dayak atıldığını söylüyoruz, işkenceden geçirildiğini söylüyoruz. Normalde, bir muhalefet partisi, böyle bir iddiada bulunduğunda iktidar partisi, ayağa kalkmalı, infial göstermeli, "Nasıl böyle bir iddiada bulunursunuz?" demeli.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - Nerede, nerede?
GARO PAYLAN (Devamla) - Ama bunu, iki gündür defalarca söylediğimiz hâlde çıt çıkmıyor iktidar partisi milletvekillerinden, "Nasıl böyle bir şey söylersin?" denilmiyor, denemiyor.
ZİYA PİR (Diyarbakır) - Talimat gelmemiştir.
GARO PAYLAN (Devamla) - Çünkü cezaevlerinde işkence, tekrar normalleşmiştir arkadaşlar, sıradanlaşmıştır. Pek çok cezaevinden bu iddialar geliyor, sizler, sessiz kalıyorsunuz. Nerede kaldı işkenceye sıfır tolerans? Maalesef, o da buzdolabına kaldırıldı, hatta derin dondurucuya kaldırıldı.
Değerli arkadaşlar, işkenceyi normalleştirirseniz bugün bize, yarın size. Çünkü bir devletten adaleti çıkarırsanız arkadaşlar, geriye bir suç örgütü kalır. Siz, o suç örgütünün makinisti olduğunuzu düşünebilirsiniz ama yarın, öbür gün makinist değişir, tıpkı geçmişte olduğu gibi sizler de o işkence tezgâhlarından geçersiniz, hep beraber geçeriz.
Arkadaşlar, bu infiali hep beraber göstermeliyiz, hep beraber "İşkenceye toleransımız yok." demeliyiz. Yoksa, emin olun, bugün bize, yarın size.
Bu sıralarda oturanlar, hep muktedir olduklarını düşündüler, burada oturanlar "İşkence var." dediklerinde güldüler, önemsemediler; nasıl olsa orada oturanları düşman olarak görüyorlardı, düşman hukuku uyguluyorlardı. Ama devran döndü, burada oturanlar işkence tezgâhına geçtiler; Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu, defalarca oldu; orada oturanlar buraya geçtiğinde, orada oturduğu günleri unuttular. Refah Partisi günlerini unuttular, Merve Kavakcıların bu Meclisten nasıl çıkarıldıklarını unuttular. Değerli arkadaşlar, unutmayalım, hatırlayalım ki bu aygıtı, bu işkenceci aygıtı tekrar ehlileştirebilelim.
Arkadaşlar, "işkence" diyoruz bakın, hâlâ arkadaşlarımız orada birbirleriyle konuşup gülümseyebiliyorlar. Oysa bir ses dahi çıkmadı.
ZİYA PİR (Diyarbakır) - Cenazede de gülüyor onlar.
GARO PAYLAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, eğer ki işkenceye ses çıkarmazsak, emin olun, gün ola, harman ola, bu aygıttan tekrar hep beraber geçeriz.
Son olarak da değerli arkadaşlarım Ahmet Yıldırım ve İbrahim Ayhan'ı tekrar anmak istiyorum. Bakın, Ahmet Yıldırım "padişah bozuntusu" dedi Recep Tayyip Erdoğan'a. Recep Tayyip Erdoğan kim? AKP Genel Başkanı. Ahmet Yıldırım kim? Partimizin grup başkan vekili. Recep Tayyip Erdoğan, partimize dönük en ağır hakaretleri yapıyor, ağza alınmayacak hakaretleri yapıyor; o da bir siyasetçi, seçilmiş, Ahmet Yıldırım da seçilmiş bir siyasetçi. Evet, ağır bir eleştiri ama demokrasilerde, iktidardakiler en ağır eleştirilere bile tahammül göstermekle yükümlüdürler. Eğer ki bu kadarcık bir eleştiriye tahammülünüz yoksa o ülkede demokrasi yok demektir arkadaşlar. Bir milletvekili "padişah bozuntusu" dedi diye onun vekilliğini düşürüyorsanız, kusura bakmayın, alın bu Parlamentonun 550'sini birden, yasaları çıkarın, eşitliksiz yasalarla seçimlere gidelim, sonunda bütün Parlamento sizin olsun. Ne işi var muhalefetin? Muhalefetin görevi eleştirmektir arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Paylan.
GARO PAYLAN (Devamla) - Bırakın, eleştirelim; bırakın, ağır eleştirelim. Bakın, bizim "yanlış" dediklerimizi dinlemediğiniz için hep hatalar yapıyorsunuz. Hatalar yaptığınız için "Aldatıldık." diyorsunuz, darbe girişimlerine ülkemiz mazhar oluyor. Bırakın, sizi eleştirelim ki hata yapmayın. Eleştirilmeyen iktidarlar hata yaparlar, ülkelerini karanlık sokaklara sokarlar. Medyası tarafından, bağımsız gazeteleri tarafından, muhalefet tarafından eleştirilen, eleştirilebilen iktidarlar daha az hatalar yaparlar ve sizin yaptığınız hataların bedelini 80 milyon ödüyor. Gelin, biraz muhalefetin lafını dinleyin arkadaşlar.
Hepinize saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Paylan.