| Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 07.03.2018 |
HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, yeni görevinizde başarılar diliyorum, hayırlı olsun göreviniz.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Saygıdeğer milletvekilleri, bu güneş enerjisiyle ilgili konu Türkiye'de gerçekten uzun zamandan beri hepimizin merak ettiği bir konu. Ben bu konuda birkaç tane bilgiyi sizlerle paylaşayım ama bu bilgiyi paylaşmadan önce size bir Karadeniz fıkrası anlatmak isterim.
Bizim Temel at yarışına gitmiş, onun tuttuğu at en önde koşuyor. At koşuyor, gerçekten müthiş bir alkış kıyamet, Temel yıkıyor ortalığı "Benim atım en öndedir." filan diye. Her taraftan alkış kıyamet geliyor ama bir müddet sonra Temel'in atı yavaş yavaş arkaya doğru düşmeye başlıyor. En son Temel'in atı en arkada ama herkes şaşkınlık içerisinde, Temel yine alkışlıyor. "Ya benim ata bir bakın, herkesi önüne katmış götürüyor." diyor. Sizin bu enerji politikanız tam böyle. (CHP sıralarından alkışlar)
MUSA ÇAM (İzmir) - Evet, aynen öyle, aynen öyle. Bravo!
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Bak, niye böyle biliyor musunuz? Şimdi, Türkiye dünyanın güneş enerjisi kalitesi açısından en önemli ülkelerinden bir tanesi. Türkiye'nin birim saati 1.900 ile 2.100 saat arasında ama Almanya'nın 900, Türkiye'nin yarısından bile az. (Uğultular)
Sayın Başkan, sohbeti kesmedikleri için ben ara vereyim, onlar sohbeti bitirince ben devam ederim.
BAŞKAN - Sayın Pekşen, biraz bekleyin lütfen.
Değerli milletvekilleri, hatip kürsüde fakat Genel Kurul salonunda gerçekten uğultu var. Lütfen özel sohbetlerinizi kuliste yapın ve hatibin konuşmasını engelleyecek bir davranış içine girmeyin.
Buyurun Sayın Pekşen.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, süremi herhâlde yenilersiniz diye düşünüyorum.
Evet, Sayın Başkan, enerji konusunu biraz daha açalım o zaman. Anladığım kadarıyla pek ilgilerini çekmedi, ilgilerini çekecek bir hâle getirelim.
Türkiye'nin kurulu gücü, enerji gücü 85 bin megavat, şu anda tüketilen enerji miktarı 40 bin megavat. Yani 45 bin megavat atıl hâlde yatıyor. Yani 45 bin megavata ödenen yaklaşık 80 milyar dolarlık yatırım bir kenarda çürüyor ama vatandaş elektrik parası ödemek için canını dişine takmış sizin iktidarınıza para yetiştirmeye çalışıyor.
Şimdi, bakın, bu 40 bin megavatı bütün vatandaşlarımız bir kenara not etsin; önemi ne biliyor musunuz? Almanya'nın güneş enerjisi potansiyeli Türkiye'nin üçte 1'i yani günlük aldığı güneş Türkiye'nin üçte 1'i; 900 birim. Türkiye'nin neydi? 1.900, 2.000, 2.100 birim güneş alıyor. Almanya şu anda tam 44 bin megavat güneş enerjisi üretiyor, Türkiye yaklaşık 2.600 megavat. Türkiye'nin ürettiği 2.600 megavat güneş enerjisi Almanya'nın yanında çerez. Peki, dünyanın en önemli güneş enerjisi kaynağına sahip Türkiye Almanya'nın yanında niye bu kadar az? Şundan az: Bakın, son iki yıl içerisinde doğal gazdan enerji üretimine nedense büyük bir para yatırıyorsunuz. İki yıl önce doğal gazdan üretilen enerji miktarı yüzde 29'du, şu anda yüzde 37 oldu. Ne oldu? Ne oldu? Niye? Bu Rusya'dan bu kadar mı korkuyorsunuz, bu kadar mı endişe ediyorsunuz? Niye bu Ruslara Türkiye'yi sömürttürüyorsunuz? Niye güneş enerjisi yatırımlarını yükseltmiyorsunuz? Almanya'nın güneş enerjisi yatırımı Türkiye'nin toplam elektrik miktarı kadar. Ne oldu? Niye atı önünüze kattınız gidiyorsunuz şimdi? Soruyorum, enerji politikanız bu muydu? Biz Türkiye'de güneş enerji sahalarını acaba niye açmıyoruz? Niye bunların ihalelerini yapmıyoruz? Niye buralarda güneş enerjisi ürettirmiyoruz? Soruyorum ya, buna biri cevap versin. Birisi gelsin buraya desin ki: "Hayır, rakamlar yanlış. Hayır, bu konuda Türkiye'nin böyle bir potansiyeli yok. Biz Almanya'yla yarışamayız." Birisi çıksın söylesin. Niye doğal gaza bu kadar para ödüyorsunuz? Niye Türkiye'yi yabancı enerji kaynaklarına bağımlı hâle getirdiniz? Güneş enerjisi yatırımlarını niye engelliyorsunuz? Enerji çok önemli, iktidarınızın ölçeklerinden bir tanesi.
Sanayiciler lütfen dinlesinler beni. Sanayiciler tek sıra olup saraya gidiyorlar. Niye gidiyorlar saraya? Niye gidiyorlar? Bakın, son üç ay içerisinde sanayinin kullandığı elektrikte yüzde 30'luk azalma var. Elektriğin en büyük kullanıcısı sanayi, artık gündüz vardiya yapmıyor, çalışmıyor. Niye? Çünkü gündüz zaten elektrik kullanacağı yer yok. Elektrikle ürettiği ürünü zaten ihraç edeceği pazar da kalmadı.
Demir çelik sektörü enerjinin tüketildiği en büyük sektör. Amerika Birleşik Devletleri birkaç gün önce Türkiye'yi de içerisine alacak şekilde demir çelik sektörüne gümrük koydu. Enerji biraz daha düşecek. Hadi, var mısınız, karşılığında Amerika Birleşik Devletleri'ne "Siz bizim demir çelik sektörüne gümrük koyuyorsanız ben de sizden yapılacak şeker ithalatına gümrük koyuyorum." diyebilecek misiniz? Hadi söyleyin. Yok. Niye? Çünkü hani o "millîlik" var ya "yerlilik ve millîlik." İşte, o yerlilik ve millîliğin anahtarı iktidardır, nasıl iktidar olduğunuza bağlıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayın Sayın Pekşen.
HALUK PEKŞEN (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Eğer bir siyasi iktidar uluslararası küresel sermayeye yaslanırsa işte, o zaman kendi güneşini enerjiye dönüştürmez, kendi rüzgârını enerjiye dönüştürmez ama Rus'un doğal gazını alır, kendi halkını haraca bağlar. Rus'tan kömür alır, kendi halkını haraca bağlar; Tavşanlı'da kömür ürettirmez, Zonguldak'ta kömür ürettirmez. Bir siyasi iktidar yabancı sermayenin gücünü arkasına alır ve onlarla iktidar olursa yabancı sermaye ona, onun ürettiği demir çeliğe sonuna kadar vergiyi koyar ama o, şeker fabrikalarını o yabancı sermayeye peşkeş çeker. Kendi çiftçisine pancar ektirmez, kendi çiftçisine şeker ürettirmez. Halk yavaş yavaş anlamaya başladı, 2019 yılında anladığını sandıkta siz de göreceksiniz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Pekşen.