Konu: | Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 67 |
Tarih: | 07.03.2018 |
ZİYA PİR (Diyarbakır) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, yeni göreviniz hayırlı olsun, başarılar diliyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
ZİYA PİR (Devamla) - Şimdi, AK PARTİ Grubu beni çok iyi dinlesin, hele hele biraz önce söz alan arkadaşlarımız.
28 Şubatçılar "28 Şubat bin yıl sürecek." demişti, tıpkı Hitler gibi. Hitler de aynı cümleleri kurmuştu çünkü zihniyet aynıdır. "..."(x) demişti yani "Üçüncü imparatorluk bin yıl sürecek." demişti. Allah'tan onlar haksız çıktı ama 28 Şubatçılar yirmi bir yıldır haklılar, maalesef haklılar çünkü yirmi bir yıl önce onlar sizlere ve bizlere zulmediyordu, bugün ise sizlerin sayesinde bizlere ve başkalarına zulmetmeye devam ediyorlar ve siz susuyorsunuz, haksızlıklar, zulüm karşısında susuyorsunuz. Milletvekilleri konuştukları için, eleştirdikleri için tutuklanıyor, yargılanıyor ve bu Mecliste vekillikleri düşürülüyor suskunluğunuz sayesinde. Daha geçen hafta Grup Başkan Vekilimiz Ahmet Yıldırım'ın vekilliği düşürüldü. Niye? AK PARTİ Genel Başkanını eleştirdi diye ve siz susuyorsunuz. Diyorsunuz ki: "Haklıdır." Haklı değil. Yargıtayın şurada bir kararı var. Aynı cümleleri başkası kullanmış yine Sayın Erdoğan için, demiş ki: "Padişah bozuntusuna bir çift lafım var." Yargıtay buna "Hakaret değil, eleştiri." demiş. Ama siz, Ahmet Vekilin vekilliğini düşürdünüz burada.
Allah aşkına, bir milletvekili konuşmasın, eleştirmesin, ne yapsın, başka nesi var elinde? Geçen sene rahmetli oldu, Zygmunt Bauman şöyle der: "Zulmün en zalim yanı kurbanlarını yok etmeden önce insanlıktan çıkarmasıdır. Mücadelenin en zor yanı ise insanlık dışı şartlarda insan kalmaktır." Biz HDP olarak, HDP vekilleri olarak insan kalmayı seçtik, onurumuzu korumayı seçtik. Eğer bu Meclis de kendi onurunu ve saygınlığını korumak isteseydi milleti ve kendini, kendi üyelerini vesayet altındaki yargıya karşı korumak için adımlar atardı ve bu kanunları anlamayan yargıçlara, savcılara anlayabileceği dilde derhâl kanunlar çıkarırdı. Ama ne yapılıyor? "E, efendim, kanunlara uymayalım mı?" Yahu, senin kanunlarına yargı uymuyor, uymuyor. O hâlde kanunları değiştireceksin, yargının da anlayacağı şekilde düzenleyeceksin. "Türkiye bir hukuk devletidir." falan diyorsunuz burada. Öyle değil arkadaşlar. Biz burada, daha doğrusu sizler, milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırdığınızda dediniz ki: "O güne kadar Meclise gelen fezlekeler için bunu kaldırıyoruz." Davalar açıldı, bakın, bana da davalar açıldı. 2017 yılının ikinci yarısında gelen yeni bir fezleke, diğerleriyle hiçbir alakası olmayan bir fezleke yürüyen davaya dâhil edildi. Savcı bunu duruşmada talep etti, oradaki 3 hâkim de bunu kabul etti ve siz susuyorsunuz burada. Sizin yaptığınız kanunlar ayaklar altına alınıyor ve hâlâ susuyorsunuz. Eskiden iyi kötü işleyen bir yargı vardı, katlediliyor ve siz hâlâ susuyorsunuz. Tabii ki 20-30 yaşlarında herhangi bir tecrübesi olmayan gençlere savcı dersiniz, ağır ceza hâkimi dersiniz, altına bir araba, yanına 2 koruma memuru, lojmanda bir yer, biraz da gaz verirsiniz, ondan sonra bunlar HDP'lilerin vekilliklerini düşürmek için yarış ederler aralarında; şu anda yapılan tam da budur. Bunu bilmenizi istiyorum; bu utanç vericidir.
Yine sözlerimi geçen hafta ölümünün 3'üncü yıl dönümü olan rahmetli Yaşar Kemal'in sözleriyle bitirmek istiyorum Sayın Başkan. Der ki:
"Kendine güvendiğin için yalancı değilsin.
Yalan dolan bilmediğin için yalan karşısında yenileceksin.
Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZİYA PİR (Devamla) - Sayın Başkan, herhâlde Yaşar Kemal'i susturmayacaksınız.
BAŞKAN - Buyurun Sayın Pir.
ZİYA PİR (Devamla) - "Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır.
Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek.
Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek.
Sen yenileceksin.
Yenilmenin tadına varacaksın.
Doğru yenilmeli.
Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz.
Doğru yenile yenile öyle keskin bir hâle gelmeli ki...
Yüz bin yıl su altında yıkanmış, düzelmiş çakıl taşı gibi."
Bizlerin mücadelesi de böyledir. Siz bizleri yüz bin yıl da dört duvar arasına soksanız, hapsetseniz zalimlere karşı o şekilde biz direneceğiz.
Saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Pir.