| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 06.03.2018 |
HDP GRUBU ADINA BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Sayın Başkanım, öncelikle görevinizde başarılar diliyorum, barışa vesile olmasını temenni ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim.
BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Cumhuriyet Halk Partisinin önerisi üzerinde söz almış bulunmaktayım. Başta kadınlarımız olmak üzere ekranları başında bizleri izleyen tüm halkımı saygıyla selamlıyorum.
Evet, "infertilite" deyince, "kısırlık" deyince akla hep kadınlar gelir ama maalesef öyle değildir. Olayın bilimsel yönüne baktığımız zaman kadın ne kadar kusurluysa erkekte de o kadar kusur vardır ama maalesef hep sanki kadın suçluymuş gibi muamelelere, öyle bir kanıya varıyoruz.
Şimdi, erkekte infertilitenin nedenleri: Hormonal nedenler olur, sperm sayısındaki bozukluklar olabilir, genetik anomaller olur, inmemiş testis, sperm kanallarındaki tıkanıklıklar, varikosel, vazektomi travma, kanser gibi nedenler sayılırken kadında yine infertilite yani kısırlık nedeni olarak yumurtlamada meydana gelen düzensizlikler, tüplerin tıkalı olması, süt hormonunun yüksek olması, endometriozis, rahimde bulunan patolojiler, tiroit hormon bozuklukları -guatr gibi- genital organlarda geçirilmiş enfeksiyonlar, rahim ağzıyla ilgili servikal faktörler ve son zamanlarda her iki cinsi ilgilendiren bazı nedenler var ki bunların üzerinde durulması gerekir. Önergenin amacı da bence buna hitap ediyor. Radyasyon, kimyasal atıklar, ağır metallere maruziyet, hava kirliliği, böcek ilaçları, genetiği değiştirilmiş gıdalar tüketilmesi, sigara, alkol, uyuşturucu madde kullanımı ve obezite gibi başka nedenler olarak sıralanabilir.
Şimdi, bu oranlar yüzde 50, yüzde 50 gibi görünüyor ama sanki tek suçlu kadınmış gibi, hatta doğan çocuğun cinsiyetini sanki kadın belirliyormuş gibi kadına haksız suçlamalar getiriliyor. Kadınlar şiddete uğruyor, hatta üzerine ikinci, üçüncü evlilikler yapılıyor, kumalar getiriliyor. Bunu da buradan şiddetle protesto ettiğimi söyleyeyim çünkü bu konuda hem bize hem iktidara hem de üniversitelere büyük görevler düşüyor. Bilgilendirmenin, eğitimin çok çok önemli olduğunu bilmeliyiz ve bunu kamu spotlarıyla sık sık işlemeliyiz. İktidara düşen görevlerden biri, kısırlıkla ilgili merkezler var, bu merkezlerin desteklenmesi gerekir. Üniversiteler ilgileniyor ama bakıyoruz üniversiteler, üniversitelikten, bilimden çıkmış. Kendi üniversitem üzerine bir örnek söyleyeceğim. Bir rektörümüz var ki ne diyor biliyor musunuz? "Kadın eli sıkmak, ateş tutmaktan daha korkunçtur." Buyurun, üniversitelerin geldiği duruma bakın. Bir üniversite rektörünün bunu söylemeye, kadınları böyle şeytanla özdeşleştirmeye hakkı var mı, takdiri size bırakıyorum.
Özel hastanelerin çoğu üniversiteye çevrildi, burada akademik kariyerler oluyor. İçinizde akademisyenler var, bu konunun üzerinde gerçekten durun çünkü parayla mı acaba bu akademik kariyerler alınıyor yoksa hakkıyla mı alınıyor, bunların da üzerine gidilmesi gerektiği kanısındayım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Yıldırım, sözlerinizi tamamlayın.
Buyurun.
BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - Sağlığın tamamen ticarileşmesiyle bugün sağlık günden güne kötüye gitmektedir. Özel hastanelerde, özellikle A sınıfı hastanelerde ne kadar kazanabilirim düşüncesi var. Dünya kadar para alıyorlar. Bıçak parasını kaldırdık ama... Ben gittim bir dahiliyeye muayene oldum. Bir dahiliyede ne kadar fatura edildi biliyor musunuz? Şu Meclise 3.500 lira para fatura edildi. Benim zoruma gitti, sanki cebimden gitti. Gerçekten halkın cebinden çıkmış 3.500 lira, faturası da burada, size gösterebilirim. Bunların da düzeltilmesi gerekir.
Her şeyin tek elden yönetildiği bir ülkeden hayır gelmez arkadaşlar. Geçen hafta, biliyorsunuz Cumhurbaşkanı emretti yardımcı doçentlik sınavı reddedildi, onu bir kılıfa uydurduk. Ama bilimden anlamayanların, bilimden haberi olmayanların "Teröristler 10-15 çocuk doğuruyor, siz neden doğurmuyorsunuz?" anlayışıyla da bu sorun çözülmez.
Bu hafta Dünya Emekçi Kadınlar Haftası. Saraya diyorum ki: Bırak anneler karar versin kaç çocuk doğuracağına veya doğurmayacağına, onlar karar versin. Bu vesileyle tüm kadınların Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)