GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:65
Tarih:28.02.2018

MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım, sizleri saygıyla selamlıyorum.

Görüştüğümüz önergede, şeker fabrikalarının kârlılık ve istihdam oranları, fabrikalarda ve ona bağlı tarımsal alanlarda çıkabilecek istihdam sorunları, nişasta bazlı şekerlerin insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri ile nişasta bazlı şeker kullanımına bağlı ortaya çıkan hastalıkların araştırılmasından bahsedilmektedir. Öncelikle belirtmek isterim ki bize göre, konuya sadece ekonomik gerekçelerle bakılmamalıdır. Meselenin bölgesel ve kırsal kalkınma politikaları ile tarım politikaları bakımından da değerlendirilmesi, istihdam, üretim, gelir dağılımı ve tabii ki kamu sağlığı boyutlarıyla da beraber düşünülmesi gerekmektedir.

Seçim beyannamemizde stratejik ürünlere fiyat garantisi de dâhil ayrı bir destekleme programının uygulanacağı belirtilmiştir. Şeker pancarı da hem ürünün niteliği hem de şeker pancarı üreticisinin geçimi bakımından bizim açımızdan stratejik ürünlerden bir tanesidir. Özelleştirmede devletin ekonomiye doğrudan müdahalesinin sınırlandırılmasının yanında üretim ve istihdam artışı sağlanması, ekonomi ve millî güvenlik açısından stratejik öneme sahip olan kuruluşlarda kamunun gerektiğinde müdahale ve yönlendirme yapabilmesi belirleyici unsurlar olarak dikkate alınmalıdır.

Yine, özelleştirmede kırsal kalkınma çok önemlidir. Hâlen uygulanmakta olan cazibe merkezleri projesi -bizim de desteklediğimiz- geçmişten bu yana "tarım kentleri, merkez köyler" gibi adlarla projelendirdiğimiz bir projedir. Bu projenin temel ilkesi özellikle tarımsal sanayinin bölgesel ürünlere bağlı olarak geliştirilmesi ve değerlendirilmesidir. Bu çerçevede bakıldığında ette, yemde ve sütte yaşanan sıkıntıların şekerde de yaşanmaması, hem fabrikalardaki üretimin devamı hem çalışanların haklarının korunması hem de üretimin desteklenmesi zorunludur. Zira üreticimiz fabrikasının kapanacağı ve pancar üretemeyeceği endişesi taşımaktadır. Sayın Maliye Bakanı şeker fabrikalarının özelleştirilmesinin sosyal bir özelleştirme olacağını ifade etmiş, üreticinin haklarının ve kazanımlarının korunması ve ileriye dönük olarak üretimin devam ettirilmesi, fabrikalarda çalışan işçilerin çalışma şartlarının ve haklarının korunması ve güvence altına alınması, şeker sektöründe üretimin özelleştirmeden sonra da devamının sağlanmasına önem verdiğini belirtmiştir. Burada Sayın Bakanın üretimin ve istihdamın devamı yönündeki taahhüdünün sadece beş yılla sınırlı tutulmaması, şeker pancarından şeker üretiminin kesintisiz devamından yana net tavır konulması gerekmektedir. İlave yatırımlarla üretimin ve istihdamın artırılması temel ilke olmalıdır. Ne üretici ne de çalışanlar mağdur edilmemeli, doğal şeker kullanımı desteklenmelidir.

Bu düşüncelerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Çok teşekkür ediyorum, çok sağ olun.

Gruplar adına son söz, Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına Samsun Milletvekili Hasan Basri Kurt'a aittir.

Sayın Kurt, buyurun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

AK PARTİ GRUBU ADINA HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla, hürmetle selamlıyorum. CHP grup önerisi üzerine söz almış bulunuyorum.

CHP'nin grup önerisi, tabii, Türkiye'deki şeker rejimi üzerine; şekerin kullanımı ve bunun endüstriyel anlamdaki üretim şekilleriyle ilgili. Tabii, daha önceden verilmiş bir grup önerisi ancak konuşmacılar daha çok bugünlerde gündemde olan "özelleştirme" konusu bağlamında değerlendirdiler. Ama ben Türkiye'deki şekerin durumuyla ilgili, şeker rejimiyle ilgili hem Hükûmetimizin yaptığı hem de geçmişte yapılan uygulamalarla ilgili birkaç rakam vereceğim hem de burada kendi adıma doğru bulmadığım bazı rakamları da düzeltme fırsatımız olacak.

Ülkemiz ekonomisi açısından ve Hükûmetimizin temel politikaları açısından şekere yaklaşımımız, yurt içi şeker ihtiyacının yurt içi kaynaklardan karşılanmasını esas alıyor. Bir defa, çiftçinin korunması bunun kapsamı dâhilinde ama aynı zamanda da yerli üretimin her şekilde desteklenmesi de yine bunun temel ilkelerinden bir tanesi.

İkinci bir boyut olarak da, şekerde yeterli üretimin sağlanabilmesi gerekiyor. Bunun için de farklı düzenlemeler yapılmış; Hükûmetimizden önce yapılan düzenlemeler var, Hükûmetimiz döneminde yapılan düzenlemeler var. Bahse konu olan mısır nişastası bazlı şekerin kullanımında da, aslına bakarsanız, Türkiye'nin bir taraftan göz ardı edilen şekerli ürünlerde, içinde şeker içeren ürünlerde gerçekleştirmiş olduğu ihracat rakamlarını hiç kimse görmüyor. Biz Hükûmete geldiğimizde yaklaşık 900 milyon dolar civarında olan çikolata, şekerleme ürünü gruplarda 2016 yılı itibarıyla 2,2 milyar dolar ihracat hedefine ulaşılmış durumda. Yani, sanki burada, Türkiye'de uygulanan bütün bu glikoz şurupları, şunlar bunlar sadece bizim kendi vatandaşımıza sunuluyormuş gibi bir çelişkiyi ifade etmek istiyorum.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Kendi vatandaşımız da yiyor ama.

HASAN BASRİ KURT (Devamla) - Ayrıca, öneride geçen, Türkiye'deki şeker pancarı üretiminin düştüğüyle ilgili ben en son verileri aldım. 2015 verisini almışlar. Tabii 2000 verisi niye alındı, onu da bilmiyorum. 2000'de çok ekstrem bir yükseklik var yani önceki yıllardan farklı olarak yüzde 20 artış var. 2002 yılına göre yüzde 20 bir artış şeker pancarı üretiminde ton olarak.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Yanlış, yanlış; 300 bin çiftçiydi, 67 bine düştü.

HASAN BASRİ KURT (Devamla) - Çiftçi sayısında azalma var, ekilen alanda azalma var ama verimde yüzde 40, yüzde 50 üzerinde artış var. Bakın, 2002 yılında 1 dekardan ortalama 4,5 ton şeker pancarı alırken bugün bu rakam 6 tonun üzerine çıktı, doğru mu? Bu rakamları ifade etmemiz gerekiyor. Sonuç?

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Sonuç? Sonuç yok, değil mi?

HASAN BASRİ KURT (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.