| Konu: | İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 27.02.2018 |
MHP GRUBU ADINA İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım, Genel Kurulu ve aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Konuşmamın başında Cenab-ı Hak'tan, Afrin'de Türk devletinin bekası, Türk milletinin güvenliği ve huzuru için mücadele eden kahraman askerlerimize yâr ve yardımcı olmasını niyaz ediyorum. Vatan, millet ve mukaddesat uğruna hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, gazilerimize acil şifa, aziz milletimize de başsağlığı diliyorum.
Yirmi altı yıl önce Ermeniler tarafından Karabağ'da gerçekleştirilen soykırım neticesinde hunharca şehit edilen kardeşlerimizi de rahmetle anıyorum. Hocalı katliamını unutmadık ve asla unutmayacağız.
Ayrıca, yarın idrak edilecek Sivil Savunma Günü münasebetiyle, üstün görev anlayışıyla koruyucu güvenlik, afet ve acil durum hizmeti veren kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm sivil savunma uzmanlarına başarılar diliyorum.
Değerli milletvekilleri, yatırım ortamının iyileştirilmesinin yargı sisteminin kalitesi, hızı ve sözleşmelerin icrası konusundaki gücüyle yakından ilişkili olduğu hepimizin malumudur. Ekonomi ve hukuk alanlarının birbiriyle olan yakın ilişkisi nedeniyle yatırım ortamının iyileştirilebilmesi için etkin ve öngörülebilir bir hukuk sisteminin varlığı da kaçınılmazdır. Zira yatırım ortamına ilişkin ekonomik teşvikler ne kadar olumlu olursa olsun ülkedeki hukuk güvenliğinin ve hukuki süreçlere ilişkin öngörülebilir bir ortamın olmaması yatırımcılar için caydırıcı olmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak seçim beyannamemizde, yatırımların ve üretimin artırılması için ekonomik tedbirler yanında idari işleyişe ve yargılama sürecinin hızlandırılmasına ilişkin hukuki tedbirlerin alınacağı belirtilmiştir.
Kanun tasarısıyla, iflasın ertelenmesi müessesesinin kaldırılarak konkordato kurumunun revize edilmesi ve elektronik tebligat zorunluluğu kapsamının genişletilebilmesine yönelik hükümlerin yer aldığı kapsamlı bir düzenleme yapılmaktadır. Yapılan en önemli değişiklik şüphesiz ki iflas erteleme kurumunun yürürlükten kaldırılmasıdır.
Ticaret hayatını yakından ilgilendiren ve 1932'den beri yürürlükte olup çok sayıda değişikliklere uğramış olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda ticari hayattaki gelişmelere uygun ve yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik tedbirler kapsamında bazı değişikliklerin yapılmasını bir ihtiyaç olarak değerlendiriyoruz. Tasarıyla, iflas ertelemenin kaldırılarak konkordato kurumunun güçlendirilmesi, bu yolla alacaklıların da sürece dâhil edildiği bir sistemle borçlunun ve alacaklının haklarının korunması amaçlanmaktadır. Bir yandan da yapılan düzenlemelerle üretimin devamı yönünde tercihte bulunulmasına imkân sağlanarak borçlunun borcunu kolay ödemesine fırsat verilmekte, alacaklıların mağduriyetinin bir an önce giderilmesi öngörülmektedir.
Öte yandan, konkordato süresince borçlunun borçlarını ödemek için gayret göstermesi için icra takibinin durdurulması sağlanmaktadır. Konkordato kurumuna işlerlik kazandırmak suretiyle iflas erteleme uygulamasındaki aksaklıkların bir ölçüde giderilmesi mümkün olabilecektir. Burada önemli olan, hem borçlu hem de alacaklı bakımından suistimallere fırsat verilmemesi ve her iki tarafın haklarının korunmasıdır. Tasarıda, alacaklılar ile borçlunun bir müzakere sonrasında anlaşmaları ve bu anlaşmanın mahkemece tasdiki esasına dayanan konkordato kurumunun daha etkin ve aktif bir şekilde kullanılması amacıyla yapılan değişiklikler ticari ve sosyal hayatı olumsuz etkileyen bazı sorunları da giderebilecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, yatırım ortamının iyileştirilmesine katkı sunulması amacıyla, tasarının bazı maddelerinde değişiklik yapılması yönündeki önerilerimiz alt komisyonda ve ana komisyonda yapılan değişikliklerle büyük oranda karşılanmıştır. Bununla birlikte, tasarıdaki bazı hususların yeniden değerlendirilmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. Bu çerçevede, icrada ticari ve ekonomik bütünlük arz eden ya da bir bütün hâlinde satıldığı takdirde daha yüksek gelir elde edileceği değerlendirilen mal ve hakların bir bütün olarak paraya çevrilmesi öngörülmekte ise de özellikle taşınmaz mallarda bağımsız bölümler arasında ticari ve ekonomik bir bütünlük varsa veya irtifak hakları gibi sınırlı ayni haklar söz konusu ise bir bütün hâlinde paraya çevirme uygulaması sorun yaratabilecek ve mükellefler listesinde lehine hak tesis edilmiş olan üçüncü kişilerin menfaatinin ihlali söz konusu olabilecektir.
Tasarıda, konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması hâlinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceği ve güçlük arz eden özel durumlarda kesin mühletin altı aya kadar uzatılabileceği düzenlenmektedir. Verilen bir yıllık kesin mühlet süresi içerisinde her ne kadar ara raporlar sunulacak olsa da ticaret hayatının dinamizmi karşısında baştan bir yıllık uzun bir süre tayin edilmesi problem yaratabilecektir. Zira, iyileşme ümidinin olmadığı durumlarda borçlunun bir an evvel iflası ve alacaklıların alacaklarına kavuşmaları, hakların korunması bakımından yerinde olacaktır.
Tasarıda, kesin mühletin sözleşmelere olan etkisi düzenlenirken alacaklılar yönüyle herhangi bir sınırlamaya gidilmemiştir. Oysa kesin mühletin sözleşmelere olan etkisinin konkordatodan etkilenen alacaklılarla sınırlandırılması uygun olacaktır.
Yine konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gözetim, yönetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli bir kayyum tayin edilmesi öngörülmektedir ancak oluşan durumun yeniden yapılandırmaya ilişkin olması nedeniyle, tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlama görevi için proje denetçisi atanmasının daha uygun olacağı, kayyum atamasının söz konusu olması hâlinde ise kayyumun görev, yetki ve sorumluluklarının açık bir biçimde belirlenmesinin yerinde olacağını değerlendiriyoruz.
Öte yandan, konkordato komiserinin işlevinin önemi dikkate alındığında, yönetmelikte, nitelikleriyle birlikte idari konumunun, yetki ve sorumluluklarının açık bir şekilde düzenleneceğine işaret edilmesi yerinde olacaktır.
Değerli milletvekilleri, tasarıda, ticari uyuşmazlıkların daha hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasına ilişkin düzenlemeler de yer almaktadır.
Tahkim yargılamasına konu olan uyuşmazlıkların önemli bir kısmı ticari uyuşmazlıklardan kaynaklanırken tahkim yargılamasında görevli ve yetkili mahkeme sorunu yaşanabilmektedir. Tasarıyla görevli ve yetkili mahkemenin açıkça belirlenmesi, tahkim yargılamalarından kaynaklı olumsuz etkileri de ortadan kaldırabilecektir. Ancak, asliye ticaret mahkemesi dışında diğer bir özel mahkemenin görev alanına giren uyuşmazlıkta tahkime müracaat edildiğinde ihtisas mahkemesi mevcut iken asliye hukuk mahkemesine gidilecek olması ayrı bir tartışma yaratabilecektir.
Tasarıyla ayrıca, zorunlu olarak elektronik tebligata tabi olacakların kapsamı genişletilirken yapılacak elektronik tebligat işlemlerinin Posta ve Telgraf Teşkilatı tarafından kurulan ve işletilen Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi üzerinden yürütülmesi öngörülmektedir. Kritik öneme sahip bu hizmetin ifası için PTT'nin sistemin güvenliğini ve bu sistemde kayıtlı verilerin muhafazasını sağlayacak her türlü tedbiri alması zorunluluk arz etmektedir. Bununla birlikte, elektronik tebligat işlemlerini yürütecek olan PTT'nin, zaman içerisinde bu işlerin bir kısmını veya tamamını alt işverenlere gördürme yoluna gitmemesi gerekmektedir. Aksi takdirde, bu işin, gerekçede belirtilen şekliyle, PTT'nin uhdesinde toplanması ilkesi dışına çıkılmış olacak ve beraberinde güvenlik sorunlarını getirebilecektir. Bu sebeple, tebligat işlemlerinin PTT tarafından doğrudan yapılacağına ilişkin hükme de yer verilmesinin yerinde olacağını değerlendiriyoruz.
Öte yandan, internetin yaygınlık durumu, hızı, hizmet sağlayıcılardan kaynaklı karşılaşılabilecek yerel kısmi aksaklıklar ve çeşitli sebeplerle yaşanması muhtemel kesintiler düşünüldüğünde, elektronik tebligatın zorunluluk kapsamının yeniden değerlendirilmesi de uygun olacaktır.
Sonuç itibarıyla, kanun tasarısının, yatırımların önündeki engellerin kaldırılmasına katkı sağlayacağını, bununla birlikte, anılan eksikliklerin giderilmesi hâlinde sistemin daha sağlıklı işleyeceğini değerlendiriyoruz.
Bu düşüncelerle, kanun tasarısının ülkemize ve milletimize hayırlı sonuçlar getirmesini diliyor, Genel Kurulun siz değerli üyelerini saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)