GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:22.02.2018

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Doğrusu, kanun görüşmesinin sonuna geldik. Bir önceki şahsı adına konuşan kişi olarak şunu söyleyeyim, yardımcı doçentlik meselesi ya da şu anda görüştüğümüz genel olarak kanun tasarısının hangi aciliyetle, hangi güncellikle ve ivedilikle buraya geldiği konusunda bir bilgimiz yok, ikna da olmadık. Dün Sayın Bakanımıza sorduk: "Neden şimdi?" Yani kıyamet koparken, savaş naraları atılırken, binlerce insan mağdurken, işkenceler ayyuka çıkmışken, işsizlik bu kadar ciddi bir gündemken; YÖK meselesi, üniversiteler meselesi, bilimsel özgürlük, akademik özgürlük bu kadar temel bir problemken neden yardımcı doçentlikle uğraşıyoruz, bunu bilmiyoruz ama bunun bir cevabı var. Yani burada bir sıralama varmış ama bu sıralama kesinlikle Meclisin iradesi ya da halkın iradesiyle olan bir sıralama değil. Bu, tümüyle iktidar partisinin kendi gündemini Türkiye'nin gündemi gibi önümüze koyması ve önceliklerini Türkiye'ye dayatmasıdır. Bunun temel esprisi de şu: Bu kanunu iki cümleyle özetlemek gerekirse aslında nedir? Piyasalaştırma, kadrolaştırma ve bilimsel özerkliği yok etme kanunlarından, düzenlemelerinden bir tanesidir. Bu nedenle bu kanunun kesinlikle Türkiye'de yükseköğrenimin yaşadığı sıkıntılara, haksızlıklara... Şu anda ihraç edilen binlerce akademisyen varken, hâlâ düşünce ve ifade özgürlüğü yokken, üniversitelerde bilim üretilemezken yardımcı doçentliği kaldıralım, öğretim üyesi yapalım. Hangi derde deva olacak? Hiçbir derde deva olmayacak. İktidar, AKP'li kadroları üniversitelere yerleştirecek, kendisine biat edecek yeni bir kurum daha oluşturacak. Bunun en özet hâli budur.

Değerli milletvekilleri, şu anda Meclisimizde bir kaçak bulunuyor. Evet, yanlış duymadınız, aranan kaçak, bugün Erzurum'da hakkında yakalama kararı verilen Dilan Dirayet Taşdemir, Ağrı Milletvekilimiz. Biraz önce haberi öğrendim, evet, yani ben aynı zamanda suç duyurusunda da bulunuyorum, neden? Çünkü mahkeme demiş ki: "Sanığın adresi belli değil, biz ulaşamıyoruz." Bir milletvekili, bütün gün Parlamentodaydı, burada iki defa konuşma yaptı, kendisine hiçbir tebligat yapılmadan, mahkemeye davet edilmeden, avukatın mazereti dikkate alınmadan bütün sitelerde şu anda "HDP'li vekil hakkında yakalama kararı." diye altyazı geçiyor. Türkiye'nin geldiği hâl bu. Parlamentonun itibarı da bu kadar.

Biz burada Parlamento faaliyetlerini yürütürken, yasama işlemine katılırken bir mahkeme diyor ki: "Adresiniz bilinmiyor." Meclis odamız yok, parti kimliğimiz yok, biz milletvekili değilmişiz gibi arkadaşımız hakkında yakalama kararı veriliyor. Evet, Meclis de artık bu kadar itibar görüyor. Bu da dokunulmazlığın kaldırılmasına "Evet" diyenlere gelsin. Kendi kendimize saygı duymazsak, halkın iradesini kendi şahsımızda saygın kılmazsak yargı, bu şekilde kararlar vermeye devam edecek.

Son olarak şunu da söylemek istiyorum, duymuşsunuzdur, bugün Halkevlerinin Genel Başkanının içinde olduğu 18 kişi gözaltına alındı ve Cumhuriyet Başsavcılığının açıklaması, efendim, neymiş? "Zeytin Dalı Operasyonu'nu protesto bahanesiyle halkı sokağa dökmeye çalışan ve çatışma çıkarmaya çalışanlar." Halkevleri, birçok darbe geçirdi, birçok darbe geçirdi, çok köklü bir kurum. 1960-1971-1980 darbesiyle çökmeyen, susmayan bir Halkevinden söz ediyoruz. Bugün barışı savunduğu için, savaşa karşı çıktığı için burada operasyon yapıldı, yetmedi, benim seçim bölgem olan Adana'da da 14 kişi bu operasyonu protesto ettiği için iki saat önce gözaltına alındı. Yani Sayın Turan, biz 5'ten büyüğüz, savaşa karşı çıkanlar 5'ten büyüktür. 80 milyonun hepsi bu Afrin'e gidişi, harekâtı, savaşı -adını ne koyarsanız koyun- desteklemiyor. Bunu bu şekilde göstererek sadece kamuoyunu yanıltmaktan, yanlış yönlendirmekten... Bu gözaltılarla da savaşa karşı çıkmayı engelleyemeyeceğinizi bildirmek istiyorum. 5'ten büyüktür savaşa karşı çıkanlar.

Teşekkür ediyorum, sağ olun. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.