GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:22.02.2018

MHP GRUBU ADINA KAMİL AYDIN (Erzurum) - Sayın Başkan, çok kıymetli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Yasama olarak ülkemizin genel sorunlarına yoğunlaşmanın yanı sıra, aynı zamanda vekili olduğumuz ilimizin sorunlarını ve sıkıntılarını dile getirmekle de mükellefiz. Bu bağlamda, vekili olduğum Erzurum'un özellikle ekonomik alanda yaşadığı sıkıntıları dile getirmek, Erzurum halkının sesi olmak bizim siyasi ve aynı zamanda ahlaki bir sorumluluğumuzdur. Tabii, bunu yaparken yapıcı bir muhalefet üslubu da şiarımız olacaktır. Yani kastımız bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek özdeyişine matuf olarak ilimizi daha müreffeh yapıya kavuşturma noktasıdır.

Bu anlamda sözlerime somut bir hatıramla başlamak istiyorum. Yıl 2008, Genel Başkanımız Doğu Karadeniz üzerinden istişare toplantısı için Erzurum'a geldiğinde, yapılan yolların takdire şayan olduğunu belirtmiş ve yapılan iyi şeylere iyi dememiz gerektiğini söylemişti. Gerçekten, Erzurum'un gerek batıya gerekse Doğu Karadeniz'e açılan güzergâhında yapılan kara yollarından dolayı biz, Erzurum halkı adına Sayın Başbakan Binali Yıldırım Bey'e teşekkür ediyoruz, teşekkürlerimizi sunuyoruz ama aynı Başbakanımızın Başbakanlığının ilk aylarında TOBB'daki bir toplantıda dile getirdiği bir şey vardı, onu da ifade etmek istiyorum. Aynen şöyle demişti: "Yerel yönetimler ticari faaliyetlerinden elini eteğini çeksinler." Gerçekten bu bir direktifti ve uyarıydı -maalesef Erzurum ölçeğinde birçok ilde belki benzer sıkıntılar vardır- ama yerel yönetimlerin özellikle inşaat sektörüne, gerçekten küçük bir lokma kabîlinden olan bir sektöre el atması çok da kabul edilebilir bir şey değil. Niye? Çünkü bölgenin dinamiklerinin en önemlisi. Dolayısıyla Erzurum'da çalışanlar işçi olarak, müteahhit olarak, taşeron şirket olarak zor günler yaşamaktadırlar. Hâlbuki yerel yönetimlerin öncelikli olarak ağır aksak işleyen kentsel dönüşüme ve altyapı hizmetlerine yoğunlaşması gerekir.

Şimdi, yine Sayın Cumhurbaşkanının 30 Eylülde Erzurum'u ziyareti esnasında dile getirdiği, bizim de burada hemfikir olduğumuz birtakım sorunlar var, onları da çok kısaca özetlemek istiyorum. Bunların en önemlisi -bir kere, gösterilen hedef şuydu- "Erzurum'un ticari kalkınma olarak hedefi 10." diye Sayın Cumhurbaşkanı belirtmiş -hâlihazırda bulunduğu nokta 45'inci sırada- ve bu konuda bir uyarı yapmış: "45'te olan bir Erzurum değil, 10'da olan bir Erzurum hedefiniz olmalı." Ve bunların da alt başlıkları aynen benim çıkardığım listeler şeklinde ifade edilmişti o toplantıda.

Neydi bunlar? Burada zaman zaman tartışmalara da neden olan bir doğal gaz sıkıntımız var. Gerçekten, ÖTV ve KDV noktasında bir sürü sektörde toplumun çok küçük, mikro bir grubunu ilgilendiren bir meselede gösterdiğimiz hassasiyeti... Toplumun çok büyük çoğunluğunun, özellikle fakir fukaranın muhatap olduğu bir sektörde ÖTV, KDV indirimi kaçınılmazdır çünkü altı ay bunu yakmakla mükellef bir coğrafyadan bahsediyoruz.

Öte yandan, yine, havaalanımız gerçekten bu aralar çok rötar yapmakta ve Erzurum'un içinden havaalanına gidildikçe soğuk bir 8-10 derece daha fark ediyor. Bir körük ihalesinin bir an önce yapılıp -gerçekten günübirlik seyahat eden bir sürü insanımız var, yurt dışı seyahatleri oluyor- oraya bir kapalı otopark yapılması konusunda hassasiyet bekliyoruz.

Bu cazibe merkezleri projesini çok alkışladık, çok destek verdik ama maalesef, sanki bir akamete uğratıldı, sanki bir kenara bırakıldı. Bunun bir an önce hayata geçirilmesi noktasında da hassasiyet bekliyoruz.

Tarım ve hayvancılık konusunda bölge zaten zor durumda, gerçekten ekstraları bekliyor. Yılda bir ürün alan bir çiftçinin hiç değilse sulama sorunu olmasın. Göletlerimizin, barajlarımızın bir an önce yapılması noktasında da hassasiyet bekliyoruz.

Öte yandan, yüksek hızlı tren noktasında, gerçekten, Erzurum artık hiçbir bahaneyle günü geçirilerek ihmal edilmesin. Biz, hiçbir mazeret kabul etmeden Erzurum'a kadar yüksek hızlı tren bekliyoruz ve istiyoruz.

Öte yandan, çok küçük bir parantez de o güzide ilçemiz Ilıca için açmak istiyorum. Sayın Ilıcalı burada, bunu hep birlikte yapacağımıza kanaat getiriyorum. Ilıca'nın bir an önce o tarihî, o geçmişi yüksek... Erzurum'un ilk yerleşim alanıdır; Garaz diye milattan önce 4000'inci yılda yerleşim alanı olan bölgenin adının değiştirilmesini, bir an önce bir iadeiitibar şeklinde verilmesini istiyoruz.

Yine, bu bölgede gerçekten TOKİ'den dolayı mağdur olan... "Efendim, yapılanlar yetmedi, yenisinden vereceğiz." dendi, çok güzel ama yenisinin maliyeti yüksek tutuldu, onlardan alınan para azdı, o değer kazanmadı ama yeni ücretlendirme çok yüksek, bu konuda indirim istiyor Ilıca halkımız.

Son olarak da şeker fabrikası...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KAMİL AYDIN (Devamla) - Ben yine özür dileyerek...

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın lütfen.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Ilıca Şeker Fabrikasından çok talep var; gerçekten ata mirasımız, yadigârımız.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Mustafa Ilıcalı ne diyor, o önemli.

KAMİL AYDIN (Devamla) - Bakın, Erzurum'da bir açılışta Sabancı'nın, rahmetlinin söylediği bir cümlesi vardı, üniversiteye bir ilkokul yaptırılmıştı, açılışında şu cümleyi kurmuştu: "Erzurumlular, benden fabrika istemeyin. Ben ancak buraya sanayici olarak böyle hayır hasenat işiyle okul yaparım. Niye biliyor musunuz? Bu bölgeye yatırım niye gelmez Marmara'dan, batıdan? Çünkü yatırımcı 1 koyup 5 alacağı, 10 alacağı yere yatırım yapar, Erzurum'da böyle bir potansiyel yok." Bu gerçeği de bu acı gerçeği de dikkate alarak ben diyorum ki: Bari kamu yatırımları noktasında pozitif bir ayrımcılık göstererek Erzurum Şeker Fabrikasına dokunmayın; oranın işçisine, şeker pancarı üreticisine, oranın nakliyecisine, ne olur, buradan bir müjdeli haber verme noktasında Erzurum Milletvekili olarak bir araya gelip bir teklif şeklinde destek olalım diyorum.

Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.