| Konu: | Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 62 |
| Tarih: | 21.02.2018 |
AYCAN İRMEZ (Şırnak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 519 sıra sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım.
7'nci maddeye geçmeden önce, bugün 21 Şubat bildiğiniz gibi Dünya Ana Dili Günü'dür. Dil bir iletişim aracı olmaktan çok daha fazla şey ifade etmektedir. Her dil o dili konuşan toplumun tarihinin ve kültürünün taşıyıcısıdır. Bireyin ana dili dünyayla ilk iletişim kurma sürecinde edinip öğrenmeye başladığı ve dolayısıyla kimliğinin, kişiliğinin, duygusal ve zihinsel gelişiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Dil hakkı yaşam hakkı kadar kutsaldır. Bu nedenle kimsenin bir başkasının dilini yasaklamaya hakkı bulunmamaktadır. Bunun aksi yönde geliştirilen tüm uygulamaların en temel insan hakları ihlalleri kapsamına girdiği tüm uluslararası insan hakları kurumlarının malumudur. Bu vesileyle tüm ana dillerin özgürleştiği bir dünya dileğiyle tüm hakların Dünya Ana Dili Günü'nü kutluyorum.
Değerli milletvekilleri, on altı yıllık AKP iktidarının üniversitelere yönelik hayata geçirdiği tüm politikalarda bilimsel, yaratıcı, özgür eğitimcilik anlayışından her geçen gün uzaklaşılarak piyasalaştırma, merkezileştirme, kadrolaşma amacı güdülmüştür. Bu durum OHAL KHK'leriyle yükseköğretime yönelik yapılan müdahalelerin şiddetini artırmış, üniversitelerin içi boşaltılmış ve akademinin iyice verimsizleşmesine neden olmuştur. OHAL hukuksuzluğuyla da akademisyenlerin statüleri değiştirilmiş, işten atılma kaygısı had safhaya çıkmış, akademik çalışmalar üzerindeki baskı ve otosansür zirve yapmıştır. Bu müdahaleler sonucu bilimsel ve akademik üniversite ortamından tamamen uzaklaşılmış ve üniversiteler siyasal iktidara biat eden kurumlar hâline getirilmiştir. Söz konusu teklifle akademik atama ve yükselme kriterleri yeniden düzenleniyor. Merkeziyetçilik daha da kurumsallaştırılıyor. Bu teklif, AKP Genel Başkanı Erdoğan'ın "Allah aşkına şu yardımcı doçentlik olayı nedir?" diyerek açıkça kaldırılmasına yönelik ifadesinin ardından doğrudan saraydan verilen talimatla hazırlanmıştır.
Düzenleme kamuoyuna açık ve şeffaf bir şekilde ne yazık ki yürütülmemiştir. Muhatabı olan birçok kurumun görüş ve önerileri alınmamıştır. Bu nedenle akademik çalışma ortamı hiyerarşik yapılanmadan kurtarılmalı. Ast-üst ilişkisi yerine birlikte üretim esas olmalıdır. Akademik unvanlar hiyerarşik göstergelere dönüştürülmemeli. Ticari nüfuz kaynağı olmamalıdır. İş güvencesi garanti altına alınmalıdır.
AKP iktidarı tarafından getirilen bu teklifle üniversitelerin özerk yapısına müdahale edildiği açıkça görülmektedir. Böylelikle üniversiteler birer eğitim kurumu olmaktan uzaklaştırılıp AKP'nin kendi siyasi kadrolarının istihdam edildiği kurumlar hâline getirilmeye çalışılmaktadır. Bilime, sanata, felsefeye, özgür ve eleştirel düşünceye karşı savaş ilan eden politikalardan vazgeçilmelidir. Bu nedenle nitelikli eğitimin, eleştirel düşünce ve yaratıcı araştırmaların yapılabilmesi için öncelikle mevcut YÖK Yasası'nın değiştirilip standart ve dışsal denetimlerden uzak, demokratik katılımın ve kamusal denetimin olduğu düzenlemeler yapılmalıdır. Bu düzenlemelerde akademik topluluğun öğrencileri ve tüm çalışanlarıyla demokratik kurulların katılım gösterdiği değerlendirmeler yapılmalıdır. Ayrıca, üniversite denetimi ise bilimsel özgürlüğü ve kurumsal özerkliği zedelemeden kamu denetimiyle desteklenmelidir.
Ayrıca, bu mevcut yapıda 7'nci maddeye ilişkin araştırma görevlilerinin görev süresinin üç yıldan beş yıla çıkartılması gerektiğini bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Üniversitelerin bir an önce özgürleşmesi, nitelikli bilgi üretimi için elzemdir. Bu nedenle haksız ve hukuksuz ihraç edilen bilim insanları görevlerine bir an evvel iade edilmeli. Akademik özgürlükler tarafsız bir şekilde güvence altına alınmalı ve YÖK gibi kurumsallaşmış 12 Eylülden kalma üniversitelere yönelik siyasi müdahalelerine son verilmelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)