GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: MHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:08.02.2018

HDP GRUBU ADINA MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Evet, Demir Çelik İşletmeleri gerçekten yüksek kârlar elde ettiği hâlde demir çelik işçileri gittikçe daha zor şartlarda çalışmalarını sürdürmek zorunda kalıyorlar. İşçi Sağlığı ve İşçi Güvenliği Meclisi verilerine göre madencilik hariç sadece metal iş kolunda geçtiğimiz sene 116 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Sadece geçtiğimiz ocak ayında 15 demir çelik işçisi iş cinayetlerinde aslında öldürüldü diyebiliriz. Oysa geçtiğimiz yıl açıklanan en kârlı şirketler sıralamasında zirvenin ikinci sırasında bir demir çelik şirketi bulunmaktaydı. Aynı zamanda, OHAL ile bu işçilerin seslerini duyurmaları ve haklarını savunmaları da yasaklanmaktadır.

Metal iş kolundaki sendikalarca alınan grev ve lokavt kararları Bakanlar Kurulu tarafından altmış gün süreyle ertelendi. Son olarak Resmî Gazete'nin 26 Ocak 2018 sayısında yer alan Bakanlar Kurulu kararına göre Türk Metal İş Sendikası, Birleşik Metal İşçileri Sendikası ve Çelik İş Sendikası tarafından belirli iş yerlerinde alınan grev kararı ile Türk Metal Sanayicileri Sendikası tarafından aynı iş yerleri için alınmış lokavt kararı millî güvenliği bozucu nitelikte görüldüğünden altmış gün süreyle yine ertelenmiştir.

Bununla birlikte, ne zaman işçiler bir talepte bulunsa üretkenlik şeklinde bir yanıt alıyorlar işverenlerden. İş gücü verimliliğinin ana metal sanayisinde yüzde 3,2, motorlu kara taşıtı treyler üretiminde 8,1 artması işçilerin daha yoğun üretkenliğinden kaynaklandığı hâlde üretkenlik yanıtı verilmekten geri durulmuyor. Fabrikalarda üretim baskısı işçiler üzerinde âdeta Demokles'in kılıcı gibi duruyor. Daha fazla sömürü ve cinayete her gün davetiye çıkarılıyor. AKP'nin Genel Başkanı Erdoğan geçenlerde "Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı. Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL'den istifade ederek izin vermiyoruz, bunun için kullanıyoruz OHAL'i. Asıl fotoğraf oldukça net." demişti. Evet, bizce de fotoğraf oldukça net. İşinden atılmış yüz binlerce emekçi, üniversitelerden uzaklaştırılmış binlerce bilim insanı dururken, Erdoğan Anayasa'nın 54'üncü maddesindeki grev hakkını da ihlal ederek, anayasal suç işleyerek sermayedarlara daha çok ezme ve sömürme telkininde bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, Erdoğan'ın ve AKP'nin tavrı, her zaman olduğu gibi, patrondan yanadır. Erdoğan işçilerin değil, patronların Cumhurbaşkanıdır. İşçiler de işverenler kadar bu ülkenin vatandaşıdırlar, vergi verirler, oy verirler, hatta işçi düşmanı politikalar yüzünden can verirler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Sayın Başkan, tamamlayacağım.

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlamak üzere bir dakika ek süre veriyorum.

Buyurun.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Kenan Evren dönemini hatırlayacak olursak, aslında şu anda onun bir tekrarını görüyoruz. Kenan Evren de 12 Eylül darbesiyle tarihe "24 Ocak Kararları" olarak geçen kararları hayata geçirmiş ve ülkeyi, emekçileri yoksulluğa mahkûm etmiştir. Şimdi, 12 Eylül darbesinin üzerinden on yıllar geçtiği hâlde, OHAL sebebiyle, OHAL'den istifade edilerek, OHAL kullanılarak işçiler üzerindeki baskı her geçen gün daha fazla artırılmaktadır ve Hükûmet "Biz patronların Hükûmetiyiz, sermayedarın Hükûmetiyiz; işçilerin Hükûmeti değiliz." demekte ısrarını devam ettirmektedir. Demir çelik işçileri de bu politikalardan en fazla zarar gören nüfustan birini oluşturmaktadır diyorum ve teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş.