GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu'na oğlunun vefatı nedeniyle başsağlığı dileğinde bulunduğuna ve taziyelerini bildirenlere teşekkür ettiğine, 7 Şubat Kahramanmaraş'a "kahraman"lık unvanı verilmesinin 45'inci yıl dönümüne ve Zeytin Dalı Operasyonu'nun bir barış operasyonu olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:56
Tarih:07.02.2018

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.

Mardin Milletvekilimiz Orhan Miroğlu'nun 25 yaşındaki engelli ve bir süredir rahatsız olan evladı bugün vefat etmiştir hastanede. Allah'tan rahmet diliyorum, Sayın Miroğlu ve ailesine başsağlığı diliyorum. Bugün cenaze Mardin'e gitti. Orada katılımla birlikte ebedî istirahatgâhına tevdi edilecek. Cumhuriyet Halk Partisinin yönetimine, yetkililerine, Engin Bey'e, Sayın Genel Başkanına, yönetim kadrolarına çok teşekkür ediyorum taziyeleri için, taziyelerini ifade etmişlerdir. Bütün kültürlerde ve bütün toplumlarda doğum, düğün ve ölüm siyasal her türlü fay hatlarını, kültürel fay hatlarını aşan ortaklıklardır. Bunları muhafaza etmek çok önemli.

Maraş şehri 7 Şubat 1973 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayıyla birlikte "kahraman" unvanını aldı, hak ettiği bir unvandı. 1918 Mondros Mütarekesi'nden sonra İstiklal Savaşı'nın örgütlenmesinde, Kuvayımilliye'nin kurulmasında öncü rolü olan şehirlerden biridir, bunun altı çizilmiş oldu. Kırk beş yıl sonra Maraşlılara buradan selam gönderiyorum tekrar bu vesileyle.

Barış talebi onurlu bir taleptir ama aynı zamanda tüm insani değerler gibi kirli ilişkilerin örtüsü olarak da kullanılan bir taleptir. Bu ikisi birbirinden farklı. Üç tür barış talebi görürüz.

Bunlardan birincisi, Hazreti İsa'ya atfedilen "Bir yanağına vurulduğunda öbür yanağını çevir. Kim ne yaparsa yapsın..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - "...asla şiddete müracaat etme, kim ne yaparsa yapsın meşru müdafaa adına dahi şiddete başvurma." tarzındaki yaklaşım. Bunun arkasında olan hemen hemen hiç kimse yoktur. Belki tarihte buna yaklaşan bir örnek, sivil itaatsizlik, Mahatma Gandhi'nin Hindistan'daki eylemleridir, şiddete başvurmamışlardır.

İkinci tür barış talebi kirli ilişkilerin ve siyasetlerin örtüsü olarak kullanılır. Kendi çıkarlarınızı, dar grup çıkarlarınızı gerçekleştirmek için silahlanırsınız; her türlü zulmü, yağma ve talanı yaparsınız ama ne zamanki üzerinize gelinir ve sizin bu tür siyasetinize engel oluşturulur o zaman barışı, bu insani değeri bir örtü olarak kullanırsınız. Bugün Suriye'nin kuzeyindeki PKK'nın uzantısı olan, tıpkı PKK gibi halkları birbiri aleyhine mukateleye sevk eden, temel yapısını buradan alan, silahlanmış, asimetrik bir güç ilişkisi içerisinde...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Başkan.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - ...emperyal güçlerin lejyonu olan bir yapılanma adına dile getirilen barış taleplerinin barışla alakası yoktur. Bu barış talebi PYD'nin kirli siyasetini onaylayan, onların bütün bölgeyi kana ve ateşe gark edecek stratejilerine "Evet." diyen kirli bir örtüdür.

Üçüncü barış talebi de bir coğrafyada, bir bölgede, kim olursa olsun, onların esenlik içerisinde yaşamasını temin edecek siyasal şartları temin etme adına girişilen barış hareketidir. Türkiye'nin Afrin'e yapmış olduğu operasyon gibi.

Bu coğrafyada barış kurulacaksa emperyal güçlerle asimetrik ilişki içerisindeki terör örgütleri üzerinden kurulmayacak, buradaki merkezî yapılar desteklenerek kurulacak. Unutmayalım, Acem, Arap, Kürt, Türk, bunların rızalarının birbirini teyit ettiği bir barış ve esenlik beldesi hâline getirebilmek için Orta Doğu'yu, terör örgütlerine "Hayır." diyeceğiz, merkezî yapıları destekleyeceğiz, bu yöndeki politikaların arkasına da gerekirse güç koyacağız; Türkiye'nin yaptığı budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Türkiye'nin yaptığı Zeytin Dalı -operasyonun adı "Zeytin Dalı"- bir barış operasyonudur.

Teşekkür ediyorum.