Konu: | Afrin'de yaşayan Ezidilerin durumuna ilişkin gündem dışı konuşması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 56 |
Tarih: | 07.02.2018 |
ALİ ATALAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ezidiler... Başkan, siz, maalesef yanlışlıkla telaffuz ettiniz.
Öncelikle, Hükûmetin Afrin'e karşı başlatmış olduğu savaşa dur demek için tüm dünyada, Rojava'da ve özellikle Afrin'de kitlesel gösteriler yaparak bir kez daha barışı haykıran insanları buradan selamlıyor, savaşa karşı barışı, zulme karşı özgürlüğü kararlı bir şekilde savunacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum.
ERHAN USTA (Samsun) - Teröristlere selam gönderiyorsunuz.
ALİ ATALAN (Devamla) - Konumuza ilişkin, Platon şöyle demiş: "Zulmün en büyüğü ve en çirkef yönü, onun dışa dönüp adalet olarak lanse edilmiş hâlidir." AKP'nin burada yapmaya çalıştığı maalesef budur. Afrin'in bir tehdit oluşturduğu iddiası mesnetsizdir ve kesinlikle doğru değildir. Sorun tamamen iktidar ile iktidara endeksli Kürt fobisinden kaynaklı, Kürt halkının kazanımlarına yönelik karşı bir anlayışın alenen dışa vurumudur.
Çözüm görüşmelerinin sekteye uğratılmasıyla beraber geleneksel yok sayma ve imha etme konsepti yeniden devreye girmiş "Gerekirse Suriye'ye 4 adam gönderip, Türkiye'ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim." diyen mantığın ürünüdür. Katliamcı, tecavüzcü, gerici DAEŞ'e karşı Araplar, Ermeniler, Türkmenler, Süryaniler ve Ezidilerle beraber onurlu ve cesur bir mücadele yürüten Kürt halkının Suriye sınırları içinde statü kazanmasına engel teşkil etmek istenmektedir.
Suriye'de yaşanan savaştan kaçıp Afrin'e sığınan 400 binden fazla insan var. Bunların arasında Arap, Ermeni, Türkmen, Kürt, Süryani, Alevi, Ezidi, Hristiyan ve Sünni var. Bu insanlar yedi yıl boyunca burada güven ve barış içerisinde yaşamışlardır. Birleşmiş Milletler, UNICEF gibi uluslararası kurumlar başta olmak üzere Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Suriye Haber Ajansı, AFP, CNN gibi birçok farklı kurum ve haber ajansı bu saldırılarda sivillerin hedef alındığına dikkat çekmiştir.
AKP Hükûmetinin savunduğu ÖSO ve ona bağlı grupların Afrin'e yönelik saldırısında üç bin üç yüz yıllık antik Ayn Dara Tapınağı, Nebi Huri Kalesi ile Barde, Gobele ve Elbiske köylerinde bulunan tarihî Hristiyan kiliseleri tahrip edilmiştir.
Afrin'de saldırıların hedefinde olan topluluklardan biri de Ezidilerdir. DAEŞ'in Şengal'e yönelik saldırıları sırasında ilk hedef olarak Ezidilere yönelmesi gibi, bugün Afrin'e yönelik saldırılarda da yine Ezidilerin hedef alınması bir tesadüf değildir. Son günlerde yapılan saldırılarda Ezidilerin yaşam alanlarının ve inanç mekânlarının tahrip edildiği söylenmektedir. Saldırıların ilk gününden itibaren Ezidi yurdu Kastel Cündo bölgesi ile diğer Ezidi yerleşim yerleri hedef alınmıştır. Hükûmetin desteklediği ÖSO ve ona bağlı bazı grupların başta Ezidiler olmak üzere Alevi ve Hristiyanlara karşı katliamlara girişebileceğinden son derece kaygılıyız. Bu örgütlerin insanlara karşı nasıl barbarca davrandıkları sosyal medya üzerinden yayınladıkları kendi videolarıyla bir kez daha ifşa olmuştur.
İnsanlığın ortak mirası olan kadim Ezidi halkı bu bölgede bir soykırımla karşı karşıyadır. Dolayısıyla, ilgili ve yetkili bütün ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşları acil ve ivedilikle tedbir almaya çağırıyoruz. Bizler, halklar ve inançlar arasında hiç fark gözetmeden bu saldırılara son verilsin, barış ve özgürlük tesis edilsin diyoruz. Demokrasi ve barıştan yana olan bütün güçleri bu kirli savaş konseptine karşı çıkmaya çağırıyoruz.
Cicero'nun ünlü bir sözüyle bitireyim: "En kötü barış, en iyi diye tabir edilen savaştan çok daha iyidir."
Teşekkür eder, saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)