GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 5 Şubat laikliğin kabulünün 81'inci yıl dönümüne, Türkiye'nin altına imza attığı pek çok uluslararası sözleşmenin en önemlilerinden biri olan 1864 Cenevre Anlaşması'yla savaş dâhil her türlü olağanüstü şartlar altında dahi doktorlar, sağlık personeli ve din görevlilerine dokunulmazlık tanınarak bu kişilerin can güvenliğinin teminat altına alındığına ve bunları içine sindiremeyen bir partinin genel başkanının Türkiye için düşündürücü olduğuna ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:06.02.2018

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; laiklik ilkesi, dün yani 5 Şubat 1937 tarihinde yapılan değişiklikle cumhuriyetin temel nitelikleri arasına giren bir ilke olmuştur. Anayasa'mızın değiştirilemeyen ve değiştirilmesi teklif edilemeyen hükümleri içerisinde yerini alan laiklik nedir? Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır yani laiklik devletin her dine ve inanca eşit mesafede durmasıdır; dinin siyasetten arındırılmasıdır; vatandaşın vicdan özgürlüğüdür, düşünce özgürlüğüdür; kadın-erkek eşitliğidir; çağdaş, bilimsel eğitimdir; insan haklarının, demokrasi ve hukukun temelidir; birlikte yaşamamızı mümkün kılan çimentodur. İçinde bulunduğumuz coğrafyadaki kan, gözyaşı ve sefalet ne yazık ki son acı örnekleriyle de bizim en büyük gücümüzün, dayanak noktamızın laiklik olduğunu göstermektedir. Büyük Önder'imizin büyük öngörüyle Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleri arasına yerleştirdiği laiklik bugün tam seksen bir yaşındadır. Seksen birinci yılımız kutlu olsun ve daim olsun.

Sayın Başkan, dünya tarihinde savaş, çatışma, iç karışıklık ve benzeri gibi olağanüstü durumlarda insanların yaşadıkları acıları hafifletmek ve insanlık şeref ve haysiyetini koruyarak sadece insan olmaktan kaynaklanan temel hak ve hürriyetleri güvence altına almak maksadıyla milletlerarası alanda sözleşmeler imzalanmıştır. Bu anlaşmalar, önceleri devletler arasında imzalanmış olsa da zamanla birçok devlet tarafından benimsenmiş ve uluslararası kabul görmüştür.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun Sayın Özkoç.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Gerek savaş gerekse barış koşullarında insanların temel hak ve hürriyetlerinin korunması ya da hangi şartlar altında sınırlamalara gidilebileceği de yine bu anlaşmalarla belirlenmiştir. Bu anlaşmalara taraf olan devletler de anlaşmaların getirdiği yükümlülüklere uymak zorundadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, Cenevre Konvansiyonu gibi uluslararası belgeler temel insan hak ve hürriyetlerini korumaya yönelik belgelerdir.

Türkiye altına imza attığı birçok uluslararası sözleşmeyle uluslararası hukukun bağlayıcılığını da kabul etmiştir. Bu sözleşmelerin en önemlilerinden bir tanesi de 1864 Cenevre Anlaşması'dır. Altına imza attığımız bu sözleşmede savaş dâhil her türlü olağanüstü şartlar altında dahi doktorlar, sağlık personeli ve din görevlilerine dokunulmazlık tanınmıştır ve bu kişilerin can güvenliği teminat altına alınmıştır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlayınız Sayın Özkoç.

Buyurun.

ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tüm bunları içine sindiremeyen bir partinin genel başkanı demokrasiyi içine sindirememiş demektir ve bu, Türkiye için düşündürücüdür.

Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkoç.