GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 694 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:54
Tarih:01.02.2018

MHP GRUBU ADINA ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, 500 sıra sayılı 694 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'ye ilişkin Milliyetçi Hareket Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi, bizleri ekranları başında izleyen aziz Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle on beş dakika önce almış olduğumuz acı bir haberi paylaşmak istiyorum. Hakkâri Çukurca'da şehit düşen hemşehrim Sözleşmeli Piyade Er Miraç Gürhan'a Allah'tan rahmet diliyorum, kederli ailesine sabır diliyorum. Yaralanan 5 askerimize de acil şifalar diliyorum.

Değerli milletvekilleri, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde eli kanlı terör örgütü PKK-PYD'nin attığı bir roket bir eve isabet etmiştir. 17 yaşındaki kardeşimiz Fatma Avlar hayatını kaybetmiştir. Şehadete erişen kızımızın kederli ailesine sabır diliyorum. Yine, Türk milletimizin başı sağ olsun diyorum.

Anayasa'nın 119'uncu maddesine göre olağanüstü hâl, tabii afet ve ağır ekonomik bunalım ile şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması durumlarında ilan edilebilmektedir.

Özellikle dünyadaki örnekleri de görmek gerekir ki emperyalist güçlerin ülkemizi olağanüstü hâl üzerinden ne kadar haksız olarak eleştirdiğini de tespit edebiliriz. 12 Haziran 2016 günü Orlando'da bir gece kulübünde saldırı gerçekleşmiştir ve Florida eyaleti Orange County'de olağanüstü hâl ilan etmiştir. Saldırıda 50 kişi hayatını kaybetmiştir, 53 kişi yaralanmıştır. Kasım 2015'te 6 ayrı noktada yapılan terör saldırısında 7'si saldırgan 137 kişi hayatını kaybetmiştir. Bu, Fransa'da gerçekleşiyor. Fransız devleti derhâl OHAL ilan etmiştir. Wood Buffalo Belediyesi Fort Mc Murray orman yangını sonucunda Alberta Kanada'da olağanüstü hâl ilan etmiştir. Filipinler, tropik fırtına felaketi nedeniyle olağanüstü hâl ilan etmiştir. Kırım Hükûmeti, yine ülkede yaşanan enerji sıkıntısı sebebiyle olağanüstü hâl ilan etmiştir. Kaliforniya Valisi Jerry Brown, 6 Ocak 2016'da gerçekleşen gaz sıkıntısı nedeniyle OHAL ilan etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Carolina, Maryland, Pennsylvania, Georgia, Virginia ve New Jersey'de kar fırtınası sebebiyle olağanüstü hâl ilan etmiştir. 2016'da Venezuella'da protestolar nedeniyle yine olağanüstü hâl ilan edilmiştir. Yani özetleyecek olursak küresel terör saldırılarının sürdüğü bir zaman diliminde başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinde OHAL ilan edilmiştir. Ülkemiz ise sinsi terör örgütü ve uzantılarının hedefindedir. FETÖ, PKK, IŞİD, uzantıları YPG ve PYD'nin hedefinde son birkaç yılda Avrupa Birliği ülkelerinin on katı daha fazla terör saldırısıyla karşı karşıya olan ülkemizde olağanüstü hâl bir devlet refleksidir. Bunun üzerine ayrıca hiçbir yerde yaşanmayan 15 Temmuz kanlı darbe girişimi yaşanmıştır ve her birimiz biliyoruz ki o gece milletimiz varoluşla yok oluş arasında incecik çizgiyi birlikte yaşamıştır. Bunların tamamına baktığımızda, bugün ülkemizin geçmiş olduğu durumun, özellikle içinde bulunmuş olduğu durumun ne kadar vahim olduğunu ama devlet refleksinin ne kadar doğru işlediğini, Türk milletinin ne kadar iradeli durduğunu görebiliyoruz.

Bunun için Zeytin Dalı Operasyonu'yla ilgili de birkaç kelime etmek istiyorum: Şöyle ki, Zeytin Dalı Operasyonu... Özel olarak, orada mücadele eden Mehmetçiklerimize buradan dualarımızı gönderdiğimi belirtmek istiyorum. Şehadete kavuşmuş olan tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralanan kardeşlerimize acil şifalar diliyorum. Rabb'im oradaki mücadelelerini mukaddes eylesin. Bizim için Afrin'deki mücadele, yani Zeytin Dalı Operasyonu çok önemli bir mücadele. Fırat Kalkanı ve El Bab operasyonlarının devamı olan Zeytin Dalı Operasyonu özellikle tamamlanması gereken, hem ülkemizin güvenliği açısından hem sınır ötesi güvenliği açısından hem o bölgede sivil milletin özellikle güvenliği açısından gerçekleştirilmesi gereken operasyonlardı.

Bu açıdan Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkan Vekilimiz Sayın Erkan Akçay Beyefendi'nin tanımlamış olduğu -özellikle stratejik sonuçlarına ilişkin- beş stratejik sonucu da burada tekrar paylaşmak istiyorum.

İlk olarak orada yapılan operasyon... Suriye'de emperyalist güçlerin vekâletle yürüttüğü bir savaş vardır. İşte, bu operasyon komşumuz olan Suriye'nin geleceğinde Türkiye'nin göz ardı edilemeyeceğinin garantisidir. Suriye'nin toprak bütünlüğünün muhafazasını da amaçlayan bu harekâtla masada Fırat Kalkanı'yla elde edilen söz hakkı da güçlenecektir.

İkincisi, harekât sınır ötesinden gelen tehditlere karşı Türkiye'nin meşru savunma hakkını güçlü bir irade ve kuvvetle uygulayacağını göstermektedir.

Üçüncü olarak, sınırlarımızın ötesinde, özellikle birtakım güçler izin vermeden Türkiye'nin adım atamayacağı algısı geçersiz kılınmıştır, yerle yeksan edilmiştir.

Operasyonun dördüncü ve siyasi önemli bir kısmı ise, Afrin merkezli oluşturulmak istenen kukla devletçiliğinin tıpkı Kerkük'te olduğu gibi daha doğmadan engellenmesidir. Bu stratejik sonuçlar Türk milleti için ve özellikle devletimiz için çok büyük önem arz etmektedir.

Şimdi, mücadeleyle ilgili, hem o bölgede mücadele eden hem vatanımızın müdafaasında mücadele eden gazilerimiz, şehitlerimiz ve yakınlarıyla ilgili vermiş olduğumuz kanun tekliflerinin ve önergelerin kabulü noktasında başta iktidar partisi olmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisini tekrar bilgilendirmek istiyorum. Muharip gazilerimiz, Kore gazilerimiz ve Kıbrıs gazilerimiz arasında bir eşitsizlik var. Bu eşitsizliğin mutlaka giderilmesi gerekmektedir. Gazilerin uzuv kaybı derecesine bakılmaksızın malul gazi sayılarak yaratılan eşitsizliğin giderilmesi şart. Şehit ve gazilerimizin ailelerine öncelikli kadro verilmeli. Bu anlamda çalışmalar yapılmaktadır ama yeterli midir? İnanın yeterli değildir; gazilerimiz de şehitlerimizin yakınları da gerçekten başımızın tacı ve bu açıdan yapılacak olan her tür düzenleme onların helalidir, onlara yapılacak olan her tür düzenleme haktır.

Ayrıca, terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanlarla ilgili de mutlaka bir düzenleme yapılması gerekiyor. Bu açıdan bir kanun hükmünde kararname çıktı ama surda gedik açılmış kadar küçücük bir düzenlemeydi ve gerçekten istenen belgeler ve aranan ölçüler bu terörle mücadele sırasında yaralanıp gazi sayılmayanlarla ilgili gazilik unvanını almaları noktasında bir yeterlilik oluşturmamıştır.

Aynı şekilde, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde, Doğu Anadolu Bölgesi'nde ve ülkemizin çok farklı yerlerinde korucularımız yoğun bir mücadele vermekte hain terör öğütlerine karşı. Korucularımız terörle mücadelede devletten hiçbir maaş almadan -yeni bir düzenlemeyle az bir maaş almaktalar ama- yıllarca gönüllü bir şekilde safını devletten yana belirlemiştir ve PKK'nın çok yoğun tehdidi altında bulunan yörenin güvenliğini sağlayan birimlerdir. 1924 yılından bu yana yürürlükte olan 442 sayılı Kanun'la çalıştırılan korucularımızın bir korucu kanunu yoktur ve bu bir eksikliktir. Bu açıdan yine kanun teklifimiz bulunmaktadır Milliyetçi Hareket Partisi olarak. Korucularımızın mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda çalışmaların yapılması şarttır. Korucularımızın her zaman yanında olduğu devletimize olan güvenlerinin tazelenmesini sağlayacak düzenlemeler yapmalıyız. Ortalama 8 nüfuslu bir aileyi evinde bırakıp, her akşam helalleşerek evden çıkan bir korucunun almış olduğu maaş 1.510 lira. Bu maaşla geçinmesi mümkün olmadığı gibi, çocuklarıyla ilgili ve eviyle ilgili, ailesine verilecek olan desteklerle ilgili de düzenlemeler yapılmalı. Vatanı uğruna ölümü göze alan korucularımızın maaşının en düşük devlet memuru maaşına endekslenmesi gerekmektedir. Bu açıdan kanun teklifimiz mevcut, iktidar partisinin ve diğer partilerin de desteğinin beklendiğini buradan belirtmek istiyorum.

Ayrıca, son olarak, şubatta yapılacak olan atamalarla ilgili -Sayın Sağlık Bakanı burada- dün bir açıklama olduğu söylendi ama özellikle kadro verilmesine ilişkin, tıbbi sekreterler ve sağlık personeline ilişkin bu konuda bir açıklama var mıdır, resmî bir açıklama var mıdır? Şubatta sayı olarak ne kadar alım yapılacak? Bize çok sayıda müracaat geldiği için, birinci ağızdan, Sayın Bakanımızdan bir cevap alabilirsek sağlıkçılarla alakalı çok memnuniyet duyacağız.

Öğretmenlerle ilgili de ilave bir 5 bin kadro açıklaması yapılmıştır ama yeterli midir? Değildir. Çünkü 110 bin civarında öğretmen açığı bulunan ülkemizde, şu an 20 bin alım yapılacağı söylenmektedir ancak dün itibarıyla 25 bine çıkarılacağı söylendi, burada da öğretmenlerimizin beklediği kadro en az 40 bin kadro. Bu açıdan, bunun değerlendirilmesi, göz bebeğimiz evlatlarımızı emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin sorunlarının da giderilmesi açısından, hepimizin elimizi değil gövdemizi taşın altına koymamız gerektiği gerçeğiyle de karşı karşıya kaldığımız bir gerçek.

Ayrıca, şunu söylemem gerekiyor: Ben bir anne olarak evlatlarımı emanet ettiğim öğretmelerimizin mutlu olması gerektiğini düşünüyorum, kendi branşında istihdam görmesi gerektiğini düşünüyorum ve inanıyorum ki burada oturan her bir milletvekili arkadaşımız da aynı düşünceye, aynı duyguya sahip.

Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)