| Konu: | Olağanüstü hâlle yönetilen bir Türkiye değil barış içerisinde, kendi kurumlarıyla birlikte yönetilen, kuvvetler ayrılığına saygılı bir ülke istediklerine ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak barışın yanında olduklarına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 52 |
| Tarih: | 30.01.2018 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, şu anda ülkemizde itibarsızlaştırılmayan hiçbir kurum, hiçbir yapı kalmadı. Sözde doktorlar, sözde öğretmenler, sözde eczacılar, sözde askerler, her kurum her şekilde iktidarın işine gelmediği zamanlarda bizzat iktidarın en üstündeki kişi tarafından çok ağır hakaretlerle itibarsız konuma getirildi. Eğer bir ülkenin aydınları olmazsa, bir ülkenin yazarları olmazsa, bir ülkenin sanatçıları olmazsa, o ülkenin özgür düşünen, özgür söylem içinde olan sivil toplum örgütleri olmazsa aslında o ülke demokrasiyle yönetilmiyor demektir. Geriye bir tek şey kalıyordur, diktatörlük. Bir tek kişinin söylediği şekilde koskoca bir ülke şekillenirse, bir tek kişinin söylediği şekilde herkes, hukuk, onun dediğini yapmaya kalkar, gazeteciler onun söylediklerini yazmaya çalışır, insanlar onun istediği gibi konuşmaya başlarsa o ülkenin gelişmesi ve büyümesi mümkün değildir. Kaldı ki o kişi her seferinde "Ben aldatıldım." diyorsa, askerler tarafından aldatıldıysa, diğer ülkeler tarafından aldatıldıysa, kendisiyle birlikte yol yürüyen insanlar tarafından aldatıldıysa, hatta kendisiyle birlikte aynı çatı altında olan yol arkadaşları tarafından da aldatıldığını iddia ediyorsa bu işte sakat olan bir şey vardır. Demek ki bu ülkenin en tepesinde, devamlı aldatılan, devamlı yanılan bir kişi vardır ve maalesef şu anda hukuk, adalet ve bütün sistem o insanın iki dudağı arasındadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Ek sürenizi veriyorum.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Teşekkür ederim.
Türkiye böyle yönetilmeyi hak etmiyor. Elbette ki sivil toplum örgütleri yeri geldiği zaman eleştirecek, aydınlar eleştirecek, yazarlar eleştirecek, gazeteciler eleştirecek; bu bir ülkenin itici gücüdür. Bunu yok eden anlayış, aslında Türkiye'nin geleceğini yok eden bir anlayıştır. Cumhuriyet Halk Partisi olarak bunların önündeki engellerin bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Olağanüstü hâlle yönetilen bir Türkiye'yi değil barış içerisinde, kendi kurumlarıyla birlikte yönetilen, kuvvetler ayrılığına saygılı bir ülke istiyoruz ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak savaşın karşısında, barışın yanında olduğumuzu bir kere daha ifade ediyoruz.