GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasına, Hükûmetin bilim insanlarını hedef gösterdiğine, barışı savunmanın bir hak olduğuna ve barışı savunanların engellenemeyeceğine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:52
Tarih:30.01.2018

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bugün Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyinin 11 yöneticisi evleri basılarak gözaltına alındı. Artık savcılar, hâkimler bu ülkede tutuklamanın tali bir şey olduğunu, aslında tutuklamanın yapılmaması gereken bir şey olduğunu, eğer delil karartma ya da gerçekten kaçma şüphesi varsa insanların, yapılabilir bir şey olduğunu da unuttular. Tutuklanmalarından da açıkçası endişe ettiğimi ifade etmek isterim.

Ne diyor bu hekimler? "Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur. Her çatışma, her savaş fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir." diyorlar. "Savaşla baş etmenin yolu adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Savaşa hayır, barış hemen şimdi." diyorlar. Bu kadarcık naif ve sade bir açıklamaya karşı Cumhurbaşkanı ne diyor? "Terör seviciler." diyor. Gerçekten Sağlık Bakanı, İçişleri Bakanı suç duyurusunda bulunuyor. Hükûmet korkunç bir öfkeyle değerli bilim insanlarını hedef gösteriyor.

Bugün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Afrin'de sivillerin ölümünden duydukları endişeyi ifade eden bir açıklama yaptı. Özellikle kadın ve çocukların hayatlarını yitirmesinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Şimdi, Birleşmiş Milletler gibi bir kurumun açıklama yaptığı bir konuda Türkiye'deki demokratik güçlerin, bilim insanlarının sessiz kalması beklenebilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Ek sürenizi veriyorum, buyurun.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Eğer açabilseler gerçekten Birleşmiş Milletlere de soruşturma açacaklar savcılar ve bugün ne kadar aslında bir hezeyanın etrafında birleşilmiş olduğunu görüyoruz. Ama bu hezeyanlar geçicidir ve bu hezeyanlar kendilerinden kimsenin aslında savaşa gitmediği, ölmediği insanlar tarafından, yaralanmadığı insanlar tarafından yaratılan hezeyanlardır.

Biz bu bilim insanlarına yapılanları 1971'deki darbede de gördük, 1980 darbesinde de gördük, Menderes döneminde de üniversite hocalarına yapılan baskıları gördük. Bilimsel gelişme bıçak gibi kesildi bu ülkede maalesef. Sormak istiyoruz gerçekten: Nedir bu korku? Yani bugün sosyal medyada sadece savaş karşıtı paylaşım yaptığı için 311 kişi gözaltına alındı. Bizim Pendik ilçemiz yakıldı, bina yakıldı ve onun önünde bir partinin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Lütfen, tamamlayacağım.

BAŞKAN - Buyurun.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Bu Meclisin üçüncü büyük partisinin, bir muhalefet partisinin ilçe binası yakıldı ve burada gözaltına alınanlar ne oldu? Serbest bırakıldılar delil yetersizliğinden. O ilçe binası önünde basın açıklaması yapmak isteyen bizim ilçe üyesi arkadaşlarımıza, ne dendi onlara? "'Afrin' derseniz saldıracağız." Ne oldu, ifade özgürlüğü mü var bu ülkede? Neden bahsediyorsunuz siz? Yakılan ilçe binamızın önünde basın açıklamasında "Afrin" demeyecekler, derlerse saldırı olacak. Bu mudur ifade özgürlüğü? Muhammed Ali'yi ben size hatırlatmak isterim, hani o çok sevdiğiniz ve zaman zaman örnek verdiğiniz Muhammed Ali'yi. Vietnam Savaşı'nda askere gitmek istemediği için -üç buçuk yıl- madalyası geri alındı, hakkında soruşturma açıldı ve suçlu bulundu ama daha sonrasında o madalyayı geri aldı, hukuk savaşını da kazandı Muhammed Ali.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Son cümlemi söylüyorum.

Evet, biz de buradan yine sesleniyoruz: Kolaydır savaşa sahip çıkmak, barışa sahip çıkmak zordur asıl, barış demek zordur. Biz barış demekte ısrar edeceğiz, bunun bir hak olduğunu söylüyoruz. Barış hakkı vardır, onu savunmak da ifade özgürlüğüdür ve haktır. Siz savaşı savunabilirsiniz ama barışı savunanları engelleyemezsiniz, buna hakkınız yoktur. Bunu lütfen aklınıza, vicdanınıza, nereye yazabiliyorsanız, yazdığınız bir yer varsa bir yerlere yazın.