| Konu: | MHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 17.01.2018 |
MHP GRUBU ADINA MUHARREM VARLI (Adana) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; grubumuz adına, verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kuraklık, yıllara göre değişen ve zaman zaman ürün kaybına, zaman zaman ülkemizdeki barajların dolmamasına ve insanların mağdur olmasına vesile olan önemli bir etken. Tabii, kuraklık, inancımız gereği Cenab-ı Allah'ın yağdıracağı yağmur ve karla alakalı ama bunun bilimsel araştırmasının da yapılması gerekir diye düşünüyoruz. Çünkü kuraklık söz konusu olduğu yıllarda barajlarda su oranı çok fazlaca düşüyor; hem şehirlerdeki içme suyu hem de tarımsal sulama açısından önemli kayıplara sebebiyet verebiliyor. Yine, buğday ekimi özellikle yağmurun yağmasıyla -buğdayın çimlenmesi ve yeşermesi- alakalı olduğu için; yine, buğdayın büyümesi ve gelişmesi de yağmura ve kar yağışına bağlı olduğu için kuraklık ülkemizin en önemli ürünlerinden birisi olan buğday üretimini çok önemli oranda etkileyecektir. Zaten bu konuda özellikle Konya, İç Anadolu Bölgesi'nin birçok bölümü şu anda kuraklıktan dolayı büyük bir sıkıntı içerisinde; herkes âdeta dört gözle yağmur yağmasını ve buğdaylarının bir an önce büyümesini, yeşermesini arzu ediyor. Ancak tabii, kuraklık ne yazık ki devam ediyor. Bununla ilgili de bir çözüm üretmek adına bu önergeyi verdik. Bunların araştırılması, kuraklık yıldan yıla neden değişiyor, neden bazı yıllar yağış bol oluyor, bazı yıllar yağış azalıyor, bunların hepsinin araştırılması açısından bir araştırma önergesi verdik.
Şimdi, tabii, kuraklıktan etkilenen çiftçilerimiz fazlaca olacak. Yani bu çiftçiler buğdayını, tohumunu atmış, gübresini atmış. Buğday çimlenmeyince, yeşermeyince, dolayısıyla da toprağın altında belli bir müddet sonra artık vasfını yitiriyor ve çimlenmiyor. Çimlenen buğday da eğer yağış yoksa büyümediği için vasfını yitiriyor. Dolayısıyla çiftçilerin bundan dolayı bir kayıpları oluşacağı için ben buradan şunu teklif etmek istiyorum: Yani birçok kesimin borçları değişik şekillerde erteleniyor, eğer bunu uygun görür ve bu konuda bir araştırma yaparsak çiftçilerimizin Ziraat Bankasına olan borçlarının da faizsiz olarak ertelenmesini teklif ediyorum. Çünkü, çiftçilerimiz bundan olumsuz olarak etkilenecekleri için, Ziraat Bankasına veya Tarım Krediye olan borçlarını da ödeyemeyeceklerinden dolayı böyle bir yol seçilir ve çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Krediye olan borçlarını faizsiz bir şekilde eğer erteleyebilirsek çiftçilerimize önemli bir katkı sağlamış olacağız.
Yine, Türkiye'nin önemli bir su politikası yok yani yönetilebilen iyi bir su politikası ortaya koymamız lazım. Her ne kadar su zengini bir ülke gibi gözüküyor olmamıza rağmen Türkiye aslında su fakiri bir ülke, özellikle içilebilir orandaki suyumuz çok az yani nitelikli, kaliteli suyumuz çok az. Belki tarımsal sulamada şu anda kendi kendimize yetebiliyoruz ama içme suyu açısından önümüzdeki yıllarda eğer bu şekilde giderse doğal çarklarla ve insanların ortaya koymuş olduğu etkilerle kirlenen yer altı sularından ne yazık ki ileriye dönük içme suyuyla alakalı da çok önemli problemler yaşayacağız. Bu anlamda, insanlarımızı bilinçlendirmemiz lazım. Evlerde, iş yerlerinde kullanılan suyun daha az tüketilmesi, daha bilinçli tüketilmesi açısından hani kamu spotu diye televizyonlara -veya görsel medya diyelim, yazılı medyada reklamlar yapılıyor, oralara- reklamlar konularak insanlarımız daha bilinçlendirilebilir, daha özenle, daha samimi bir şekilde suyun az tüketilmesi noktasında katkı sağlayabilirler; bunları da başarmamız lazım.
Yine, tarımsal sulamada da aynı bilinçlendirmeyi yapmamız lazım. Tarımsal sulamada da aslında bilinçsiz sulamadan kaynaklı hem arazilerimiz zarar görüyor hem de fazlaca su tüketiyoruz.
Yine, bu dereler üzerine kurulan HES'ler, şimdi bu HES'lerle de alakalı sıkıntılar yaşıyoruz. Geçmişte çok güzel içilebilecek nitelikteki sular, dereler gürül gürül akarken, çağlarken şu anda birçoğu kuruma noktasına geldi, birçoğunun da suyu içilemeyecek durumda. Ben, Adana'nın Saimbeyli ilçesinde bir dereyi gördüm çok nefis bir su ama hemen üzerine balık çiftliği kurulmuş; o suyun, artık o saatten sonra, o bölgeden sonra kullanılma şansı hiç yok.
Onun için bunları dikkate almamız gerekiyor diyor hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)