| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 16.01.2018 |
MHP GRUBU ADINA DENİZ DEPBOYLU (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kadına yönelik şiddetin araştırılması amacıyla verilmiş olan grup önergesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım. Konuşmama başlamadan önce aziz Türk milletini ve sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yaralanma, ölüm, psikolojik zarar veya kayıpla sonuçlanan veya bunlarla sonuçlanması muhtemel olan; kişinin kendisine, başka bir kişiye, bir gruba veya topluluğa karşı fiziksel şiddet ve gücün tehdit veya fiilî olarak kasıtlı kullanımı şeklinde tanımlayabileceğimiz şiddet olaylarının maalesef arttığı ve yaşanmaya devam ettiği bir gerçeklik. Zira, her gün haberlerde, gazetede, basında karşımıza çıkan bilgiler bu yönde ve nihayetinde kadın cinayetlerinin de çok fazla arttığını biliyoruz. Ama asıl üzücü olay, çocukların da bu cinayetlere kurban gidiyor olması.
2017 yılında 20 çocuğumuzu kaybettik, çok çok üzücüdür; 10'unun babası tarafından öldürüldüğünü biliyoruz. 2 Ocak 2018 tarihinde 2 küçük kızımız daha yine maalesef babası tarafından katledildi. Tabii ki bunlar çok üzücü olaylar, üzerinde durulması gereken sorunlar.
Peki, şiddetten sadece kadınlar ve çocuklar mı etkilenmektedir? Hayır, yaşamımızı paylaştığımız canlılar, hayvanlar da bu şiddetten nasibini almaktalar. Gerçi bununla ilgili güzel düzenlemeler yapıldığını biliyorum. Cezaların arttırıldığı, hayvanların mal değil de can gözüyle değerlendirildiği yeni bir yasa hazırlığı içerisinde olunması gayet güzel. Ama sadece cezaya yönelik işlemlerle bu sorunun üstesinden gelinebilir mi, maalesef gelinemez.
Yine, şiddetin tek boyutu, sadece çevremize verilen, çevredekilere verilen zarar da değildir. Şiddetin başka bir boyutu vardır ki bu da kendine yönelik uygulanan şiddettir yani "self mutilasyon" da dediğimiz uygulamalar veya intihar girişimi. Baktığımızda, gerçekten, 2016 yılında 3.064 kişinin de intihar ettiğini görüyoruz. Şiddeti her boyutuyla ele almak zorundayız. Kızgınlık, öfke bir duygudur, aynı mutluluk, üzüntü ve korku gibi. Ancak şiddet bir davranış türüdür. Davranış, hissedilen duygular ve zihinde beliren düşüncelerle tercih edilmiş, ortaya konulmuş olan hareketlerdir. Demek ki bizim sorunu sadece cezalarla çözmemiz değil, aynı zamanda sorunun kaynağına inerek de çözmemiz gerekiyor ve üzerinde durmamız gereken bir konu. Ancak bütün bunları değerlendirirken tabii ki şiddeti önlemek için her şeyi yapmak durumundayız, çocuklarımızı, kadınlarımızı da korumak zorundayız ama kadına, çocuğa yönelik şiddeti önlemek başlığı ile devletin terörle mücadelesinin, kadın, erkek, çocuk milletin bekasının müdafaasının yani buradaki mücadelenin aynı çerçeveye sokulması mevcut sorunun çözülmesi açısından olumsuz bir yaklaşım. Bu, sonucun mevcut çözümden, yoldan çıkarılması demektir. Bizim de bu konuda genel anlamda bir araştırma önergemiz mevcut, ilerideki günlerde getireceğiz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.