Konu: | Amasya Milletvekili Mehmet Naci Bostancı'nın 503 sıra sayılı 2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 504 sıra sayılı 2016 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın tümü üzerinde AK PARTİ Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 45 |
Tarih: | 22.12.2017 |
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Sayın Başkan, hakikaten Meclisin konuşmaya dayalı bir yer olduğuna dair bütün şüphelerim ayaklandı. Yani konuşmamaya dayalı bir Meclisimiz mi olacak?
Şimdi ben Naci Bey'e şunu söylemek istiyorum: Benim söylediklerim eğer çok zorlarsa anlamış olduğu gibi telaffuz edebilir.
İki şey; birincisi, ben doğrudan doğruya kendileri ve müttefiklerinin kullandığı kavramları onlara iade ediyorum. "Suç" lafını ben atmadım ortaya, "Cumhurbaşkanının daimi olarak suç işlemesi kabul edilemez." diyen ben değilim. Ben bunun üzerine o zaman suç üzerine bir yeni rejim tesis edildiğini ister istemez söyledim. Dolayısıyla alınganlık yapacak bir şey yok.
İkincisi: "Atı alan Üsküdar'ı geçti." menkıbesi bir at hırsızlığı menkıbesidir, atını çalanın atını gidip çalmakla ilgilidir. Dolayısıyla bunun bir başarı öyküsü olarak anlatılmasındaki garabete dikkat çektim.
Nihayet üçüncüsü: Suçluluğa gelince, evet ben Naci Bey'in nezdinde ve müesses nizam nezdinde çok suç işlemiş bir insanım. Şu an 15 ayrı davadan yargılanıyorum, dolayısıyla beni suçlu olarak görmesinde bir şey yok. Ben kendimi suçlu görmüyorum ama daimi olarak suçsuz, haklı ve herkesi yargılayan bir konumdan aslında suç üzerine bir yeni rejim tesis edilmesindeki ironiyi dile getirmek o kadar üzülecek bir şey değil.
Nihayet sonuncusu: Ya, ben Naci Bey'in konuşmasının içeriğinin tamamına baktığımda muhalefet yani biz ve diğer muhalefet partileri o kadar lüzumsuz işlerle uğraşıyoruz ki Naci Bey otuz dakika bunun üzerine konuşuyorsa aslında...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Bitireyim.
BAŞKAN - Buyurun.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Şunu söyleyerek bitireyim...
BAŞKAN - Lütfen.
ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Aslında, dediği kadar önemsiz ve değersiz göremez ve görmüyor da zaten. Öyle olmasaydı, bu kadar değersiz ve önemsiz bir muhalefet ve onların değersiz içeriklerine otuz dakika yetmedi, ödünç dakikalarla yanıt vermeye gerek olmazdı. O yüzden, ben, muhalefetten de bir şey öğrenilebileceğini bir kenara yazmasını not ederim.
Nihayet, sonuncusu, Marx'ın dediği gibi "Acı hakikatler tatlı dille anlatılamaz." Acı hakikatlerden konuşuyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)