GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

ERTUĞRUL SOYSAL (Yozgat) - Teşekkürler Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 5'inci maddesi üzerinde söz aldım. Bu vesileyle sizleri, sizlerin nezdinde aziz milletimizi ve Bozok Yaylası'nın yiğit evlatlarını saygıyla, sevgiyle, hürmetle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Evet, değerli kardeşlerim, değerli arkadaşlarım; AK PARTİ on beş yıldır iktidarda. On beş yıl süre içerisinde bu ülkede -yaklaşık hesapla söylüyorum- 980 -eski hesapla- katrilyon hizmet üretti, eser üretti. Tabii, bunları yaparken zaman zaman, belki de sık aralıklarla birçok badirelerle karşılaştı, ön kesmelerle karşılaştı, darbelerle karşılaştı, kalkışmalarla karşılaştı ve bunları daha da çoğaltabilirsiniz.

Ben bu kısa süre içerisinde kronolojik olarak -malum, hafızayıbeşer nisyan ile maluldür, bizler çok çabuk unutan bir milletiz- hatırlatmak adına, AK PARTİ hükûmetleri üzerine yapılan bu hesapları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yıl 2003, daha iktidar olalı altı ay olmuş. Sabah kalkıyorsunuz, bir gazetenin manşetiyle karşılaşıyorsunuz. Aynen manşette şu var: "Genç subaylar tedirgin, rahatsız." Tabii, bu manşetin ne demek istediğini siz hepiniz anladınız ta o zamandan itibaren, birilerine mesaj gönderildi. Niye? Altı ay içerisinde ufak ufak kıpırdanmaya başlanan, bir şeyler yapmak için uğraşan, acil eylem planları yapan bir hükûmet vardı çünkü ama başarılı olamadılar tabii. Arkasından, yine planları yapılan Ayışığı, Yakamoz gibi darbelerle karşılaştık. Farkına varmadık ama o darbe planları yapıldı ama beceremediler, yapamadılar.

Yine -sırasıyla söylüyorum- yıl 2007'ye yaklaşırken cumhuriyet mitingleri düzenlendi bu ülkede. Neden acaba, neden? Millî Görüş kökeninden gelen, imam-hatip mezunu, eşi kapalı birinin Cumhurbaşkanı olmasını istemedi birileri. Bunun için de belirli STK'larla, belirli kısım çevrelerle, belki de böyle dolma şeylerle, taşıma kişilerle birçok ilde mitingler düzenleyerek birilerine mesaj vermek istediler ama başaramadılar.

Tabii, onların düşünemediği, hesap edemediği bir şey vardı: Bu milletin duası ve desteği bizim arkamızda oldu her zaman, onu düşünemediler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bir de, en önemlisi de Yüce Allah bizimle beraberdi, her zaman yanımızda yardımcımızdı, bunu hesap edemediler.

Tabii, süre ilerlerken Cumhurbaşkanlığı seçimleri gündeme geldi. Biliyorsunuz, 2007'nin Nisan 27'sinde oylama yapıldı. Altı ay öncesinden, kendisinin hukuk duayeni olduğunu iddia eden bir hukukçu çıktı ve şunu dedi: "367 kişiyi eğer siz Mecliste tutamazsanız Cumhurbaşkanı seçemezsiniz." Kim olduğunu biliyorsunuz; Sabih Kanadoğlu. O zamanın Genel Başkanı -Allah şifa versin- dedi ki: "Bu söylenen söze dikkat edin. Kıymetli bir söz söylendi, ona sahip olun, dikkat edin." Ve seçime gidildi, 27 Nisanda oylama yapıldı, 357 oy alındı. Aynı gün muhalefet partisi buradan, Meclisten aldığı tutanakla Anayasa Mahkemesine başvurdu ve aradan daha dört gün geçmeden karar verildi 1 Mayısta, dedi ki Anayasa Mahkemesi: "Kanadoğlu doğru söylüyor, 367 kişiyi siz burada tutacaksınız."

Kaos oluşturmak istediler, Meclis tıkandı, Cumhurbaşkanı seçilemedi biliyorsunuz. Ne yapıldı o dönem? Hükûmetimiz oturdu, düşündü, konuştu, bir karar aldı: "Halka gideceğiz. Madem siz Meclisten Cumhurbaşkanı seçmek istemiyorsunuz, o zaman biz de halkımıza gideceğiz, referandum yapacağız, halkımız seçecek Cumhurbaşkanını." Bu sefer yine itiraz ettiler, bir yerlere yine mesaj gönderdiler, dediler ki: "Halk da seçmesin." "E, ne yapalım o zaman? Mecliste seçtirmiyorsunuz, 'Halk da seçmesin.' diyorsunuz, o zaman bir yol göstermeniz lazım." Gösteremediler, referanduma gidildi ve yüzde 68 ezici bir çoğunlukla referandumdan "Evet" çıktı ve malum olduğu üzere, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini oylayacak hâle getirdiniz elhamdülillah yani bu da muhalefetin, tabii, katkılarıyla oldu. Tabii, hesap tutmadı.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Bir dakika daha...

BAŞKAN - Tamam da beş dakikada ancak 2007'ye geldiniz Sayın Soysal. Bir dakikada bakalım, bugüne gelmeniz lazım.

Buyurun.

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Hemen hızlanıyorum.

Şimdi, o zaman şöyle yapalım: 2013'ün Mayısına gelelim ve burada ben kısaca özetleyip bitireyim.

2013'ün Mayısı çok önemli bir ay arkadaşlar. 2013 Mayıs ayı, biliyorsunuz, IMF'ye olan borcumuzun son taksitinin ödendiği 14 Mayısı içeriyor. IMF'yle bağımızı kopardık ve IMF rahatsız oldu, dedi ki: "Biz sizle alakamızı, ilgimizi kesmek istemiyoruz." "E, o hâlde ne yapalım?" "Siz borç almak istemiyorsanız bize borç verin." dediler, 5 milyar dolar borç istediler ve biz de kabul ettik. Hazırlıklar bitmek üzere, o borç verilecek. Nerede biraz önceki konuşmacı arkadaşımız? Yok burada. 5 milyar dolar borç veren bir ülke hâline geldiğimizi de burada kayıt altına alıyorum değerli arkadaşlar.

Başka ne oldu mayısta? Mayısta faizler 4,6 olmuştu değerli kardeşlerim; 4,6. Dolar 1,840 TL, borsa 93 bin, rekor kırıyor, yükseliyor ve başka bir şey daha oldu. Bakın, bu çok önemli, bunu lütfen hafızalarınıza yazın. 120 katrilyonluk...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Bir dakika daha...

BAŞKAN - Bitirin efendim, lütfen. 2013'e ancak gelebildiniz şimdi de. 2017'ye gelmeniz için çok zaman lazım.

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Tamam, bitiriyorum, bir dakika, son.

BAŞKAN - Bitirin lütfen, lütfen...

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, yine mayıs ayında mucizevi bir şey oldu, 120 katrilyonluk biz ihale yaptık. Neydi onlar? Üçüncü köprü, üçüncü havaalanı, Marmaray ve nükleer enerji santralinin ihaleleri yapıldı. Tabii, şimdi şahlanan bir Türkiye var mayıs ayında, her şey mükemmel. Hatta size şunu söyleyeyim: Faizler 4,6 demiştim. Ben, Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiydim, Merkez Başkanı o zaman demişti ki bize brifing verirken: "Hükûmetimiz iki ay daha bu faizlere sahip çıksın, 3 ya da 3,5'e düşüreceğiz faizleri." Bakın, nereden nereye.

MUSA ÇAM (İzmir) - Hocam, onun altından çok sular geçti.

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Ama maalesef birileri rahatsız oldu bu güzel gidişattan. Daha on beş gün geçmeden 27 Mayısta maalesef 3-5 ağacı bahane edip bu milletin başına Gezi olaylarını musallat etti birileri. O birileri kim, sizler benden daha iyi biliyorsunuz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Onu Genel Başkanınız yaptı, Genel Başkanınız.

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Tabii, söylenecek çok şey var, daha işin yarısına geldik ama...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERTUĞRUL SOYSAL (Devamla) - Evet, inşallah, devam eden başka bir konuşmada devam edeceğim.

Ben hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)