GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:44
Tarih:21.12.2017

HDP GRUBU ADINA LEZGİN BOTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Şu an ekranları başında bizleri izleyen rehin eş başkanlarımızı ve milletvekillerimizi, eş belediye başkanlarımızı da bu vesileyle bir kez daha selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, ben bugün Van'ı size anlatacağım, Van'la ilgili sorunları bu vesileyle biraz ifade etmek istiyorum. Van, coğrafyamızın en kadim kentlerinden biri olan, jeostratejik konumu, genç nüfusu ve doğal zenginlikleriyle ciddi bir potansiyele sahiptir. Aynı şekilde, Van, iller arasında 9'uncu büyük ilimiz, bölgede ise en büyük illerimizden biridir. Bunun yanında, Van, İran'la sınırı olduğu için dünya pazarlarına yani daha doğrusu Orta Doğu pazarlarına yakın konumdadır. Dolayısıyla Van'ı baz alarak 500 kilometrelik bir çember çizdiğinizde, yaklaşık 123 milyonluk bir pazarın tam orta yerindedir. Bunun Van açısından, bölge pazarı açısından, bölgenin kalkınması açısından çok büyük bir imkân olduğunu; buna karşın, Van'a, bu anlamda yeterince altyapı, üstyapı ve imkânların sağlanmadığını, gerekli ilgi ve alakanın maalesef, gösterilmediğini üzülerek belirtmek istiyorum. Buna rağmen, Van, potansiyelini kinetiğe çevirmeye çalışsa da 2011 yılında, malumunuz, iki büyük deprem yaşadı. Maddi ve manevi ciddi bir yıkım olmasına rağmen, iktidarın Van'ı afet bölgesi ilan etmemesinden dolayı kalıcı çözümler de üretilemedi.

Bugün, depremzedeler için yapılan TOKİ konutlarında birçok sorun devam etmektedir. Zaten yoksul olan yurttaşlar borç batağına itilirken diğer taraftan, TOKİ konutlarında eğitim, sağlık hizmetleri ve diğer sosyal, kültürel hizmetler -oldukça yetersiz- açısından da büyük bir mağduriyet söz konusu. TOKİ konutlarında "Boğaziçi" adındaki bir şirketin yani yüklenici şirketin on beş yıldır hak sahiplerine bir türlü oradaki yönetimi devretmemesi nedeniyle orada da ciddi bir vurgun düzeni kurulduğunu burada belirtmek istiyorum ve bir an önce bakanlığın ve ilgili kurumların bu konuda bir teftişte bulunmalarını talep ediyorum.

Değerli arkadaşlar, Van, aslında, biliyorsunuz, bu iki depremle birlikte bölgenin de en büyük göç yükünü çeken bir ilimiz. Dolayısıyla Van esnafının, aslında, afetin ilan edileceği ve vergi terkininde bulunulacağı gibi bir talebi vardı. Daha önce, benzer bölgelerde, bu konuda afet ilan edilip vergi terkini sağlanırken Van açısından aynı ilgiyi, alakayı görmediğimizi ve Van esnafına burada da bir ayrımcılık yapıldığını ve Van'ın da bundan mahrum bırakıldığını maalesef, üzülerek belirtmek durumundayım.

Tabii, daha ilk deprem olmadan ikinci büyük siyasi bir depremle Van sarsıldı. O dönem de depremden hemen sonra, Van Belediye Başkanlarımız gözaltına alınmıştı, Van'daki siyasetçiler gözaltına alınıp yaklaşık iki yıl cezaevinde tutulmuşlardı, son süreçte de yine kayyumlar atanmak suretiyle Van'daki belediye başkanlarımızın, eş belediye başkanlarımızın tümü... Hem kayyum atandı belediyelere hem de belediye başkanlarımız tutuklandı, şu an rehin bir şekilde cezaevlerindeler. Yani Ataşehir'de, Ankara'da, işte İstanbul'da da belediye başkanları görevlerinden bir şekilde alındılar, orada da bir usul takip edildi. Orada, belediye meclislerinin kendi içinde belediye başkanlarını tekrar seçme imkânı tanındı ama aynı şekilde, bölgedeki belediyelere bunun uygulanmadığını... Şimdi, bazen biz Kürt sorunu diyoruz, işte Kürtlere ayrımcılık yapılıyor diyoruz ya, birileri yerlerinden zıplıyor. Aslında, bu onun en bariz örneği olmaktadır çünkü belediye meclislerimiz hâlen yerinde, belediye meclis üyelerimizin hemen hemen neredeyse tümü dışarıda ve hiçbir soruşturmaya da tabi tutulmamış iken belediye başkanlarımız siyaseten rehin alındılar ama belediye meclislerimiz de dışlandılar. Şu an, belediye meclislerinin, kendi içinden, belediye mevzuatı gereği veya yerel demokrasiye olan inancı gereği, siyasetin itibarı gereği olarak kendi belediye başkanını seçme olanağı da ellerinden alındı. Yani 1980 darbesini çok eleştiriyoruz, emin olun Kenan Evren'e rahmet okutturdunuz çünkü Kenan Evren döneminde bile belediye başkanları alınırken belediye meclisleri kendi içinde kendi hizmetlerini sunmuşlardır. Dolayısıyla siyasetin aslında bölgedeki bu kayyumlarla birlikte nasıl itibarsızlaştırıldığı, nasıl değersizleştirildiği, sandık iradesinin, yerel demokrasinin nasıl aşağılandığı, nasıl insanların buna artık itibar etmemesi gerektiğini... Çünkü insanlarda şu an demokrasiye, sandığa bir şeyi kalmadı. AKP'nin başardığı şey budur yani yerel demokrasiyi bu anlamda gerçekten yok ettiniz.

Yine, Van'ın diğer bir konusu değerli arkadaşlar, Van Gölü. Biliyorsunuz, büyük bir havzası var ve o havzanın çevresinde onlarca belediyemiz var; Van Büyükşehir Belediyesi, Edremit, Erciş, Gevaş, Tatvan, Muradiye, Adilcevaz ve Ahlat gibi nüfus yoğunluğu, yerleşim alanları var ve Van Gölü havzası ciddi bir tehlike altında. Biz, defalarca burada bu konuda çeşitli çabalarda, çalışmalarda bulunduk ancak yine o konuda da ciddi bir duyarsızlıkla karşılaştık. Van Gölü koruma kanunu teklifini verdik ancak bu konuda henüz bir duyarlılık görülmedi. Şimdi, biliyorsunuz, Aral Gölü bu duyarsızlık sonucu yok oldu, Urmiye Gölü yok olmakla karşı karşıya geldi. Dünyanın en önemli göllerinden biri olan Van Gölü de şu an büyük bir tehdit altındadır. Burada, hem biyoçeşitlilik hem ki endemik olarak büyük bir değerimiz olan Van Gölü büyük bir tehdit altında. Bu konuda da vermiş olduğumuz koruma kanunu teklifinin bir an önce hayata geçmesi gerekiyor.

Yine, Van'da tarım ve hayvancılık alanında da çok büyük sorunlar yaşanmakta değerli arkadaşlar. Van'ın en temel geçim kaynaklarından biri hayvancılık ve tarım. Bu konuda da Van'ın yüzde 70'i meradır, yani Türkiye meralarının yüzde 10'una tekabül etmekte ancak maalesef, Süt ve Et Kurumu Van'da yok. Yani daha önce vardı ama AKP'nin politikaları sonucu bu kurumlar kapatıldı ve Van büyük bir mağduriyetle yüz yüze kaldı. Van'ın nüfusunun yüzde 80'i genç bir nüfus ve yaş ortalaması 20. Ama şu an işsizlik oranı yüzde 40, reel anlamda aslında daha yukarıdadır. Fakat Van'daki insanlarımız, hayvancılıkta, küçükbaş hayvanda -barınmada, beslemede- potansiyel olarak Türkiye 1'incisi, büyükbaş hayvanda da 15 il arasında Türkiye 5'incisi. Ancak Van'da insanımız şu an Türkiye'nin en pahalı etini yiyor ve maalesef, en pahalı ekmeğini yiyor. Bu da ayrı bir paradoks. Ayrıca, mesela Toprak Mahsulleri Ofisi Van'da daha önce aylarca açık kalıp esnafa çeşitli rekabet imkânını sağlarken maalesef bu da kapatıldı. Bunun da tekrar açılmasını öneriyoruz.

Sağlıkta da benzer durumlar söz konusu. 36 bin nüfusu olan Gürpınar'da şu an devlet hastanesi yok. Yine, 30 bin nüfusu olan Saray'da devlet hastanesi yok. 200 bin nüfusu olan Erciş'te devlet hastanesi 2011 yılından beri, dokuz yıldır bir türlü bitirilemedi ama her seferinde, AKP yöneticileri veya Hükûmet üyeleri gelip orada toplu açılışlarda bunun açılışını yaparlar, çok enteresan bir şekilde. Olmayan bir hastane... Bir an önce bunun bitirilmesi lazım. Bir prefabrikte şu an insanlarımız Erciş'te sağlık hizmeti görmekteler. Yine, 67 bin nüfusu olan Çaldıran'da şu an Çaldıran Devlet Hastanesi var ama doktor eksiği çok ciddi, had safhada; ortopedi doktorları yok, kadın doğumcu yok, yine keza çocuk doktoru yok. Bu anlamda da ciddi bir sıkıntı söz konusu değerli arkadaşlar.

Değerli arkadaşlar, Van aynı zamanda büyük bir turistik potansiyele sahip, yani hem inanç turizmi hem kültür turizmi hem tarih turizmi bağlamında çok önemli bir potansiyele sahip. Fakat o konuda da yeterince altyapı imkânı sağlanmıyor. Örneğin, 400 bine yakın İranlı turist yılın ilk altı ayında Van'ı tercih ediyor fakat İran konsolosluğu Van'da yok ve bu çok ciddi bir sıkıntı. Turistik anlamda altyapı imkânlarının sağlanması, acentelerin desteklenmesi, işte, yatak sayısının artırılması konusunda da Van yine üvey evlat muamelesini görmektedir maalesef.

Şimdi, bu konuda ben Van'ın taleplerini hemen burada size biraz ifade edeyim. Van, bir an önce kayyumların zulmünden kurtarılıp belediye meclislerimizin toplanarak demokratik yollarla, halkın demokratik iradesinin tecelligâhı o meclislerin kendi içinde belediye başkanlarını yeniden seçip iş başına getirmesini beklemektedir.

Van esnafı, biriken borçlarını 2018 yılı Ocak ayından itibaren ödemeye başlayacak. Bu, Van'da var olan, zaten dibe vurmuş ekonomi açısından çok büyük bir yüktür; bunun vergi terkini hâlen Van için çok elzemdir ama bu olmasa bile, bu borçların bir şekilde ertelenmesi gerekmektedir.

Yine, Van Et ve Süt Kurumunun, Toprak Mahsulleri Ofisinin bir an önce açılması lazım. Van esnafına verilmesi gereken mazot desteği henüz verilmemiş, bu desteğin mutlaka sağlanması lazım. Van meraları üzerine konulmuş yasağın...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkürler.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sayın Başkan, Van'ı anlatıyorum.

BAŞKAN - Hadi, Van için diyorsunuz, bir dakika, buyurun. "..."(x). Buyurun, bir dakika.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Van için iki dakika.

BAŞKAN - Bir dakika.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Pozitif ayrımcılık istiyorum Başkan.

BAŞKAN - Tamam, işte, "..."(x) dedik ya.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Yine, dediğim gibi, Van Gölü için vermiş olduğumuz Van Gölü koruma kanunu teklifinin bir an önce çıkarılması lazım. Bu, bir partinin sadece kendi şeyi değil yani bu hepimizin Van'a karşı veya coğrafyamıza karşı duymuş olduğumuz sorumluluğun bir gereğidir.

Büyükşehir statüsünde olmasına rağmen, Van'da çevre yolu henüz yok arkadaşlar. Geçen gün, Sayın Bakan burada bütün, 81 vilayette olduğunu söyleyemez, Hakkâri'de de yok ama Van'da hiç yok. Van büyükşehir statüsündedir ve yedi yıldır yapıldı, yapılacak bir türlü yapılmadı. Defalarca master planı yapıldı, iptal edildi. 18'inci madde kapsamında 1 milyon 800 bin dönüm imarlı arsa âdeta rehin alınmış. Bu, Van'ın, bir ilin ekonomisini bırakın, bir bölgenin ekonomisi açısından çok büyük bir sıkıntı. 18'inci madde defalarca iptal edildi, defalarca yapıldı hatta tapular çıktı, tapular iptal edildi. Bu, çok çok büyük bir haksızlık ve büyük bir sıkıntı. Bunun bir an önce giderilmesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sayın Başkan, bitiriyorum iki dakika sonra.

BAŞKAN - Şimdi, efendim "..."(x) bir defa denir, bir daha denmez, lütfen.

Teşekkür ediyorum Sayın Botan.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Bir daha Van'ın sorunlarını buraya...

BAŞKAN - Bir daha "..." (x) dersek olmaz bu işte.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Bir dakika içinde...

BAŞKAN - Neyse, toparlayın, tamam.

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Yine, Van-İran arasında modernize edilmiş tren yolculuğu, özellikle bu Van'ın ekonomisi açısından, bölge ekonomisi açısından çok önemli. Bu yolcu taşımacılığının geliştirilmesi lazım, kapıların açılması lazım. Van ile İran arasında serbest ticaret bölgelerinin oluşturulması ve birtakım ürünlere konulan kotanın kaldırılması lazım. Hani "Van'ı cazibe merkezi hâline getireceğiz." iddiasını ikide bir Hükûmet ileri sürüyor, bu anlamda önemli.

Yine, uçak seferlerinin, hem Van-Urmiye, Van-Tahran arasında haftanın belli günlerinde yapılması da bölge ekonomisi açısından çok önemli olacaktır.

Bölgenin metropolü olan Van'ın şehir stadyumu yok; defalarca söyledik, defalarca söz verildi. Depremde yıkılmıştı eski saha, stadyum. Bunun için bakan söz vermişti, ne aşamada bilmiyoruz. Dün akşam da sordum, cevap vermedi. Bunun da bir an önce tamamlanması lazım.

Yine, Van'da sık sık elektrik kesintileri oluyor, günde ortalama üç dört saat. Bu, Van'ın ekonomisine, bölgenin ekonomisine de büyük bir külfettir. Cazibe merkezi yapılacak bir yerde bu olmamalı. Van ve Diyarbakır, Urfa arasında da hızlı tren seferlerinin ve planının, taşımacılığının yapılması...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

LEZGİN BOTAN (Devamla) - Van-Diyarbakır arasında otoban da istiyoruz. Bölgede bu anlamda ciddi bir ayrımcılık var. Bunların hepsini bekliyoruz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)