| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 44 |
| Tarih: | 21.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri ve bizleri ekranları başında izleyen saygıdeğer yurttaşlar; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
2018 yılı bütçesini konuşuyoruz, bitti sayılır ancak bizim söyleyeceklerimiz bitmedi, bitmeyecek. Değerli milletvekilleri, bu bütçe, baskıcı, dışlayıcı, kurumları, değerli önemsemeyen, kendini ülkenin tek sigortası gören, kişisel yaklaşımını tek doğru sanan ve onun temsil ettiği siyasi bir anlayışın bütçesidir. Bu bütçe, kişisel iktidarını sürdürmek için demokrasiden, özgürlükten, hukuktan uzaklaşan, başarısızlığında bütün suçu dış güçlerin üzerine atan, kendisini ülkesi için vazgeçilmez sanan, hırsı mantığını aşmış bir liderin bütçesidir. (CHP sıralarından alkışlar) Yani "Ben olmazsam ülke yok olur." diyen, tam tersine ülkesini yok oluşa sürükleyen hastalıklı bir anlayışın bütçesidir. On beş yıllık kesintisiz iktidarına rağmen, işçisi, çiftçisi, esnafı, memuru kan ağlayan, hâlâ 40 milyona yakın insanın yoksulluk sınırının altında yaşadığı, üstelik her geçen gün biraz daha yoksullaştığı bir ülkenin bütçesidir. "Hukuk yok, bir sorun çıktığında başvurabileceğim kurumlar yok, her şey bir liderin iki dudağı arasında. Dolayısıyla, her an başıma bir bela gelebilir; param batabilir, mülküme el konabilir." endişesi duyan bir yatırımcının yatırım yapmaktan kaçtığı bir ülkenin bütçesidir bu bütçe. Topluma "Ben olmazsam bu ülke ayakta kalamaz." diyen ama yönetim anlayışıyla ülkeyi daha da büyük bir yıkıma sürükleyen AKP Genel Başkanını siyaseten korumanın bütçesidir. O iktidarını sürdürsün diye daha kötü, daha huzursuz bir yaşama razı olmanın bütçesidir.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, işsizliğin azalması, faizin, dövizin düşmesi için yerli, yabancı yatırımcının yatırımına ihtiyaç var. Var olanların yatırım yapması için de ihtiyaç duyulan şey bağımsız bir yargı, işlevsel kurumlar, rekabet ortamının oluşması için yatırıma dönüşecek yeni fikirlerin ortaya çıkması. Böyle bir ortama ihtiyaç var. Ancak, AKP Genel Başkanınınsa mecbur olduğu iktidarını sürdürmesi için daha fazla baskıya, daha fazla kısıtlamaya, yargının üzerinde daha fazla tahakküm kurmaya ihtiyacı var. Söylediğimiz gibi, ülkemizin gelişip büyümesi için ihtiyaç duyulan her şey AKP Genel Başkanının lehine olacak her şeyde çok net olarak ülkemizin aleyhine görülüyor değerli milletvekilleri. Yani bu bütçe, halkı yoksullukla boğuşurken, bir lokmaya, bir hırkaya talim ederken kendisi "İtibardan tasarruf olmaz." diyen bir liderin bütçesidir. Bu bütçe, henüz okula gidecek yaşa gelmemiş çocuklara, evlerinde tarikatlar ve cemaatler eliyle dinsel eğitim verileceği Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan, ilk ve ortaöğretimin tümüyle dinselleştirildiği, dolayısıyla çocukların ve gençlerin beyinlerine siyasal İslam'ın yerleştirilmesine hizmet eden bir bütçedir. Bu bütçe, bir başbakan yardımcısının "Fetvalara biz Anayasa'ya uygun mu değil mi diye bakmayız." diyerek hukuka karşı fetvayı yeğleyen yani Anayasa'nın olmazsa olmazı olan laikliği hiçe sayan, dolayısıyla anayasal suç işleyen bir yönetim anlayışının bütçesidir bu bütçe. (CHP sıralarından alkışlar) Bu bütçe, Atatürk için "ayyaş" diyenleri duymazdan gelenlerin, cumhuriyete "reklam arası" denmesine göz yumanların, her fırsatta cumhuriyeti ve onun üzerinden Atatürk'ü hedef alanların, memleketin her köşesinden Atatürk adını silmeye çalışanların, "Keşke Yunan kazansaydı." diyecek kadar gözü dönmüş yaratıkları saray sofralarında ağırlayanların bütçesidir değerli milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar) Ve elbette en önemlisi, Atatürk mirasının vazgeçilmezi laikliği ayaklarının altına alan, bu ülkenin çocuklarını imam-hatiplere mecbur bırakanların bütçesidir bu bütçe.
Bu bütçe, sokakta işsiz gezen gencimizin derdine derman olacak bir bütçe değildir. Bu bütçe, atanamadığı için bunalıma giren yaklaşık 450 bin öğretmenin bütçesi hiç değildir. Bu bütçe, her seçim döneminde AKP tarafından kadro sözü verilen, oyu alındıktan sonra unutulan, dolayısıyla kandırılan taşeron işçilerinin bütçesi hiç değildir. Bu bütçe, ay sonunu zor getiren, kömür, makarna yardımına muhtaç bırakılan asgari ücretlinin bütçesi hiç değildir. Bu bütçe, üç kuruşluk emekli maaşıyla çocuğunu okutan, evini geçindiren emeklinin bütçesi hiç değildir değerli milletvekilleri.
Kamu kurum ve kuruluşlarına verilen bu bütçe, en basit tabiriyle israfın ve işe yaramazlığın bütçesidir. (CHP sıralarından alkışlar) Bu bütçe, demokrasiyi bir ara istasyon olarak gören, basın özgürlüğünü hiçe sayan, Türkiye Büyük Millet Meclisini baypas eden, kanun hükmünde kararnamelerle ve OHAL'le ülkeyi yöneten bir anlayışın bütçesidir. Bu bütçe, Ensar ve TÜRGEV gibi bilumum vakıfların, 15 Temmuz gibi bir musibeti yaşamamıza rağmen ders almayan, devleti başka cemaatlere teslim edenlerin bütçesidir. Bu bütçe, kutsal dinimizi siyasete alet edip oy devşirenlerin bütçesidir. Bu bütçe, cumhuriyetin kazanımlarını yok edenin, yok etme anlayışının bütçesidir. Bu bütçe, işsizliğin, yoksulluğun, sefaletin bütçesidir. Bu bütçe, umutsuzluğun, gericiliğin, demokrasiden uzaklaşmanın bütçesidir. Bu bütçe, maliyeti 1,3 milyar TL olarak açıklanan, gerçek maliyeti 4 milyar TL olan israf sarayın bütçesidir. Kısaca, bu bütçe halkın bütçesi değildir; dünyanın gözünün önünde güzelim ülkemizin adının yolsuzlukla, hırsızlıkla, rüşvetle anılmasına neden olan bir iktidarın bütçesidir bu bütçe değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, değerli milletvekilleri; İtalyan filozof Bruno'nun şöyle bir sözü var: Tanrı kendi iradesini hâkim kılmak için iyi insanları kullanırmış, kötü insanlarsa kendi iradelerini hâkim kılmak için Tanrı'yı kullanırlarmış. Kıssadan hisse.
Değerli milletvekilleri, özetle bu bütçe, yakın bir gelecekte istibdat rejimi kurma hevesinde olanların dayattığı bir bütçedir. Basın özgürlüğünün simgesi olmuş Ahmet Şık'ın söylediği gibi "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet." diyoruz ve bu bütçeyi reddediyoruz değerli milletvekilleri. (CHP sıralarından alkışlar)
Buradan sevgili hemşehrim, basın özgürlüğünün simgesi Ahmet Şık'a da selam ve saygılarımı gönderiyor, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)