| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 18.12.2017 |
AK PARTİ GRUBU ADINA NAZIM MAVİŞ (Sinop) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı bütçesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, bütçeler birçok rakamların sıralandığı kanun metinleridir ancak bütçeler sadece rakamlardan ibaret değildir. Bütçeleri oluşturan rakamların ve karmaşık hesapların arkasında bir anlayış vardır. Her bütçenin bir felsefesi, bir gelecek tasavvuru vardır, bir muhayyilesi, bir mefkûresi vardır. Bütçeleri okurken içinde bulunan rakamlardan çok bütçeyi oluşturan felsefe, muhayyile ve perspektife odaklanmamız gerekir. AK PARTİ iktidarlarının, bütçesinde en büyük payı eğitime ayırması, bütçenin bütününe hâkim olan felsefenin bir göstergesi ve eğitime olan inancımızın sonucudur. Güçlü ve büyük Türkiye'yi inşa etme kararlılığımızın sonucu olarak en büyük payı her zaman eğitime ayırıyoruz. Biz, sosyal ve ekonomik kalkınmada sahip olduğumuz en önemli zenginliğimizin insan kaynağımız olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle AK PARTİ iktidarlarının önceliği hep eğitime yönelik yatırımlar olmuştur.
Değerli arkadaşlar, biliyoruz ki ünlü vezir Nizamülmülk yaptığı onca işlere rağmen Nizamiye Medreseleriyle anılır, Fatih'in fetihten daha büyük mirası Fatih Külliyesi'dir, Kanuni'nin onca eserinden, onca seferinden daha büyük eseri Süleymaniye Medresesi olmuştur. Bu nedenle geleceği inşa etmenin eğitimi inşa etmekten, okulu ihya etmekten geçtiğine inanıyoruz.
İktidara geldiğimiz günden bugüne kadar eğitimle ilgili politikalarımızı oluştururken hep dört temel hedefi önümüze koyduk. Bunlardan birincisi, eğitimde kaliteyi artırmak oldu. Dolayısıyla öğretmenlerin özlük hakları, okullarımızın fiziksel nitelikleri ve müfredatta yaptığımız değişikliklerin tamamı eğitimin kalitesini artırmaya dönük hikâyenin bir parçası olmuştur bugüne kadar.
Yine, millî eğitim politikalarımızı oluştururken ikinci temel hedefimiz, eğitime erişimde fırsat eşitliğini sağlamak oldu.
Üçüncü temel hedefimiz de vatandaşlarımızın üzerindeki eğitimin maliyetini azaltmak oldu. Ders kitaplarını ücretsiz verişimiz, dershaneleri kapatışımız, okul kursları, artan burslar, kaldırılan harçlar, sağladığımız eğitim destekleri hep bu hedefin bir parçası olarak yürürlüğe konuldu.
Dördüncü ve en büyük hedefimiz de eğitim ortamının demokratikleştirilmesi, sivil ve özgürlükçü bir eğitim ortamının sağlanması oldu. Bakın, Althusser'in ideolojik aygıtlarında hepimizin bildiği bir şey vardır, okullar hep tek tip insan yetiştirmenin aracı olarak kullanılmak istenmiştir ama 2002'den bugüne kadar ideolojik bir aygıt olarak tek tip insan yetiştirmenin aracı görülen okullarımızı özgür düşüncenin merkezi hâline getirmeye çalıştık. 28 Şubatın izlerini sildik. Başörtüleriyle okullarına giremeyen öğretmenlere, başörtüleriyle okullara girme, öğrencilere başörtüleriyle ders alma imkânını sağladık. Meslek liselerindeki katsayı zulmünü ortadan kaldırdık. Bununla beraber, müfredattaki bütün antidemokratik unsurları temizledik, insan hakları, hukuk ve adalet derslerini müfredata koyduk.
Bir taraftan da Millî Eğitim Bakanlığı, aslında, FETÖ'nün insan kaynağı devşirmek ve kaynak üretmek için hedef aldığı önemli kurumlarımızdan bir tanesi olmuştu. 17-25 Aralık sürecinden önce dershanelerle ilgili başlayan mücadele süreci içerisinde, başarılı bir şekilde bir FETÖ mücadelesi Millî Eğitim Bakanlığında yürütüldü. Dershanelerin kapatılma sürecini, yardımcı kaynaklarla ilgili atılmış adımları, özel okullara dönük yapılan çalışmaları ve Maarif Vakfıyla ilgili çıkarttığımız yasal düzenlemeleri bu çerçevede değerlendirmemiz lazım.
Bu açıdan bakıldığında, bugüne kadar yaptığımız, on beş yıllık iktidar süreci içerisinde yaptığımız çalışmaları değerlendirdiğimizde, elbette ki muhalefet bunları kendi perspektifinden eleştirecektir, bugün de bunları eleştirmesi normaldir çünkü eğitim, başladığımız günden bu yana eleştirilen bir alan olmuştur ancak biz bu eleştirilerin hepsini bir kaynak, hepsini eğitim politikalarının geliştirilmesinde bir destek olarak görüyor ve geleceğe buradan aldığımız perspektifle yeni politikalar geliştirerek yürüyoruz.
Unutulmaması gereken bir şey var, hayat dinamik, her gün yeni şeylerle karşı karşıyayız ve değişim kaçınılmaz bir hakikat olarak karşımızda duruyor. Dolayısıyla, bu kadar dinamik olan hayatın içerisinde, her şeyin hızlı bir değişim sürecini yaşadığı böyle bir dönemde, eğitim politikalarında yaşanan değişimi de bu çerçevede değerlendirmemiz lazım. Geleceği inşa etmek, yeni bir Türkiye kurmak, yarının Türkiye'sini inşa etmek için, eğitimde sürekli yenileşme arayışı içerisinde olduk ve ortaya koyduğumuz politikaların da bu yenileşme aracının sonucu olarak değerlendirilmesi gerekir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sözlerinizi tamamlamak için bir dakika ek süre veriyorum.
Buyurun Sayın Maviş.
NAZIM MAVİŞ (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on beş yıllık iktidarımız döneminde ortaya koyduğumuz bütün politikalara baktığımızda, her şey AK PARTİ iktidarının bu geniş perspektifi içerisinde, kontrol altında, iyiye doğru gidiyor, güzele doğru gidiyor, hemşehrilerimizin, vatandaşlarımızın kaygılanmasını gerektirecek hiçbir durum söz konusu değil. Biz ne yaptığımızı biliyoruz, geleceğe kararlı bir şekilde, emin adımlarla yürüyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle 2018 yılı Millî Eğitim bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını diliyor, bu bütçede emeği geçen başta Millî Eğitim Bakanımız olmak üzere Bakanlık bürokrasisini ve bütün eğitim çalışanlarını tebrik ediyor, buradan öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımızın hepsini saygıyla, sevgiyle selamlıyor, hepinize hayırlı günler diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Maviş.