| Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 17.12.2017 |
CHP GRUBU ADINA ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2018 bütçesinde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bütçesi üzerine söz almış bulunmaktayım.
Değerli milletvekilleri, sene 2001, aylardan Ağustos, hepinizin malumu, cumhuriyet tarihinin 39'uncu partisi kuruluyor ve bizler şahitlik ediyoruz. "Demokrasi" "özgürlük" "adil yargı" lafları havalarda uçuşuyor. Baskı ve korkudan arınmış bir toplum resmî çiziliyor. İfade özgürlüğünün dünya standartlarında inşa edileceği, düşüncenin özgürce ifade edileceği vaatleri ardı ardına sıralanıyor. O gün sansüre "Hayır." diyenler, o gün halkın haber alma özgürlüğünü savunanlar yani siz, Adalet ve Kalkınma Partisi, on beş yılda, cumhuriyet tarihinde görülmemiş derecede büyük korku ve baskı rejimini inşa ettiniz. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, "BTK" deyince aklınıza ne geliyor? Benim aklıma sadece "sansür" geliyor arkadaşlar. Bir de Sayın Cumhurbaşkanının söylemiyle "pislik yuvası", yüzde 85'i FETÖ'cü olan TİB'in yetkilerinin verildiği kurul geliyor. Pislik yuvasına dönüşen devletin en önemli kurumlarından birinin pislik yuvasına dönüşmesine göz yumanlara hesap sorulmuyor, yargı önünde, cemaate TİB'i peşkeş çekenlere hesap sorulmuyor ama BTK tarih yazan icraatlara imza atıyor. Ne yapıyor? Binlerce erişimi engelliyor. Bakın, size bir örnek vereceğim: "Sendika.org". Hepiniz bilirsiniz, on yedi yıl önce kurulmuş bir site. İlk defa 2015 Temmuz ayında iletişimi durdurulmuş yani erişim engellenmiş, sonra ne olmuş? Siz TİB'i dönüştürmüşsünüz ama 61 defa tekrar engellenmiş yani FETÖ'cülerin yaptığını şimdi de siz yapıyorsunuz, hiç değişmeden devam ediyorsunuz ve ağlanacak hâlime gülüyorum, ağlanacak hâlimize gülüyorum ki "sendika.org" yöneticileri Guinness Rekorlar Kitabı'na başvurmuşlar, en çok erişimi engellenip sonra erişim engelini aşan site olarak bir başvuruda bulunmuşlar.
Biliyorsunuz, piyanoyu tutukladık, İnsan Hakları Anıtı'nı gözaltına aldık, Wikipedia'yı durdurduk; e, Freedom House diyor ki: "100'den fazla gazeteci tutuklu." Diyeceksiniz ki: "O zaman, neyimize lazım teknoloji 4.0, neyimize lazım yapay zekâ ve neyimize lazım sürücüsüz araba, elektrikli araba?"
Ben de burada AR-GE'yi, bilimi, teknolojiyi konuşmak isterdim ama bunların gelişebilmesi için üç şeye ihtiyaç var; özgürlüğe, demokrasiye ve altyapıya. Biraz önce, özgürlüklerin nasıl sınırlandığını söyledim. Peki, altyapıya geldiğimizde elimizde öyle bir enkaz var ki arkadaşlar. "Turp" diyoruz ya kaç gündür turp, turp; bu ne heybeye sığıyor ne halının altına gizleniyor ne de akla, vicdana sığıyor. (CHP sıralarından alkışlar)
Önümüzde bir TÜRK TELEKOM var, TÜRK TELEKOM -Sayın Bakanımız da burada- 2005 yılında, hatırlayın, özelleştirildi, dünyaya anlatıldı. Dediler ki: "Özelleştirme şampiyonuyuz, tarihimizin en büyük özelleştirmesi." Kime verildi? Hariri ailesinin kontrolündeki Oger grubuna verildi. Ne kadara? Yüzde 55'i 6 milyar 550 milyon dolara verildi, peşinat olarak da yüzde 20'si alındı. Yüzde 5 indirim alma hakkı vardı Hariri ailesinin, eğer parayı peşin ödeseydi yüzde 5 indirim alacaktı ama almadı. Biz merak ettik, neden almıyor diye. Sayın Bakanıma da soruyorum: Neden? Çünkü Hariri ailesinin şöyle bir planı varmış -artık bu işin arkasında hangi turplar varsa- TÜRK TELEKOM'un hisselerini rehin vermek ve hızlı bir şekilde bu borcu kapamak. Yani ne yaptı? 6 milyar 550 milyon doları öderken önce 1,3 milyar peşinat verdi, sonra ilk taksiti ödedi 1,4 milyar, sonra 2006'da hisselerin yüzde 19,8'ini ipotek ederek bir kredi aldı, sonra da Mart 2007'de verdiği ipotekle bütün borcu kapattı. Bu bilgilerin hepsini TÜRK TELEKOM'un sitesinde net bir şekilde görebilirsiniz ve konsolide finansal tablolar ve bağımsız denetim grubu da bunu denetlemiş. Ama nasıl bağımsız denetçiyse -Sayın Bakan da lütfen incelesin- 2007 ve 2008 raporları arasında bir çelişki var. Nasıl bir çelişki? Birinde diyor ki: "31 Aralık 2007'de bütün hisseleri Citygroup'a OTAŞ vererek borçlandı." İkinci rapor 31 Aralık 2008'de de bu borçlanmanın yapıldığını ifade ediyor. Ben bunun da ne dediğini merak ediyorum, acaba sözleşmedeki bir eksiklikten mi kaynaklanıyor çünkü bir imtiyazlı sözleşme var ama OTAŞ hep bunun arkasından dolaşmış. Ama milletin vergileri, halkın, fakirin fukaranın zar zor ödediği o abonelik ücretleri birilerinin cebine girmiş. Sayın Bakana defalarca sorduk, "Ya, bunlar borcu borçla kapatıyor, kârı da cebine koyuyorlar Sayın Bakanım, nasıl oluyor bu iş?" dedik. Önce dediler ki: "TELEKOM'un hiçbir borcu yok." Hatta, biliyorsunuz, bir Yiğit Bulut var, sarayın danışmanlarından Yiğit Bulut, diyor ki 6 Şubat 2007'de Yiğit Bulut, bakın okuyorum: "Özelleştirme tarihinin en büyük skandalıdır." Geçen aylarda ne demiş, 3 Ekim 2017'de? "Ey cahiller, TELEKOM'un bir kuruş borcu yok." Hâlbuki görüşmelerde Sayın Bakan da açık açık söyledi ki OTAŞ'ın borçları gırtlağa gelmiş, batmak üzere.
ULAŞTIRMA, DENİZCİLİK VE HABERLEŞME BAKANI AHMET ARSLAN (Kars) - TELEKOM'un yok. Bakan adına söyleme, kendi adına söyle.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Niye 180 derece bir dönüş var Yiğit Bulut'ta söyleyeyim: Çünkü Yiğit Bulut 2014'te bağımsız yönetim kurulu üyesi olmuş bu özelleştirme skandalına giren o kuruma.
Bakın, tabii, her gün bir tartışma var. Türkiye tarihinin en önemli kurumlarından biri, ta Osmanlı'dan geliyor emin olun TELEKOM'un tarihi. Ama şunu göz ardı etmişiz: 2005 yılında bu kurumu özelleştirirken hiçbir mesleki yeterliliği olmayan yani hiçbir know-how'ı olmayan bir firmaya Türkiye tarihinin en önemli kurumunu teslim etmişsiniz. Hangi gerekçeyle? Dünyada onlarca, yüzlerce kurum var ve Türkiye tarihinde Osmanlı'dan gelen bir alt yapı var. 30 milyon kilometre bakır tel var, bunları imtiyazlı kullanma hakkını da bu firmaya vermişsiniz. Peki, altyapıda bir değişim olmuş mu Sayın Bakan? Ne yazık ki altyapıda bir gelişme olmamış.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kredileri hangi bankadan almış?
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Hâlâ 300 bin kilometrelik bir fiber altyapısına sahibiz ve teknolojik geliştirmeleri sağlayabilmemiz için gerekli olan, örümcek ağı gibi tüm ülkeyi saran bir internet altyapısına sahip değiliz.
Şimdi de farklı alternatifler konuşuluyor, diyorlar ki: "Borcu yani bu, OTAŞ'ın aldıkları borcu biz TELEKOM'un gelecekteki kârlarıyla konsolide edebiliriz, bu işi çözebiliriz." Ben de diyorum ki matematik çok çok açık Sayın Bakanım...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Bir dakikada toparlayacağım efendim.
BAŞKAN - Bir dakika çok mühim. Yirmi dakika da olsa bir dakikada hepsini toparlıyoruz. Bundan sonra sadece bir dakika verelim bütün arkadaşlara.
Buyurun efendim.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Sayın Bakan diyor ki "Borçları gelecekte masraflarını karşılar." Yani yirmi bir yıllığına vermişler TELEKOM'u, borç batağına girmiş. Şimdi geriye dokuz yıl iki buçuk ay kalmış. Hadi dolar cinsinden hiç değer kaybetmemiştir diyelim. Şu an 2,8 milyar dolara denk geliyor değeri, kazanabileceği, gördüğüm kadarıyla. Biz diyorduk ki: "Siz dörtte 1'ine sattınız bu kurumu, peşkeş çektiniz." "Hayır." diyorlardı. Ama Halep oradaysa arşın burada. Şimdi "Dokuz yılda 5,4 milyar doları sübvanse eder, karşılayabilir." diyorlar. Ben tekrar söylüyorum: Altın yumurtlayan tavuğu kiraya vermek ahmaklıktır.
Şunu tekrar göstermek istiyorum: Buyurun, TELEKOM'un OTAŞ'a dağıttığı temettü 2006'dan 2015'e kadar 5,7 milyar dolar.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Hangi bankalara borcu var? Türk bankalarına.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - Keşke siz hazineden borçlansaydınız bu 5,7 milyar doları; 6,5 milyar doları rahatlıkla on senede ödeyebiliyormuşsunuz, net bir şekilde görüyoruz. Ülkemizin geleceğine en önemli katkıyı sağlayacak bir firmayı da...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) - ...yabancı sermayeye peşkeş çekmeseydiniz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)