GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:17.12.2017

HDP GRUBU ADINA ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Ulaştırma Bakanlığı bütçesiyle ilgili huzurlarınızdayım.

Tabii, bu on dakikalık konuşmamı birkaç parçaya bölmek zorundayım. Kara yollarından başlayacağım.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'nin bu kara yolu politikası Demokrat Parti döneminden beri, Marshall yardımlarından beri tartışılıyor yani Türkiye, bugün herkesin kabul ettiği gibi, maalesef, uluslararası güçlerin de yönlendirmesiyle demir yolundan ziyade kara yollarına yönlendirildi ve demir yolları çok uzun yıllar ihmal edildi.

Bunun derinliklerine girmek istemiyorum. Dediğim gibi, ancak üç dört dakika kara yollarıyla ilgili konuşabilme imkânım var. Ben, önce, bugün, kara yollarının genel perspektifiyle ilgili bazı eleştirilerimi sizlere sunacağım.

Türkiye'de bugün iktidarın en fazla övündüğü işlerden birisi veya halka gösterdiği işlerden birisi duble yollardır, kara yollarıdır. Ancak, maalesef, tek tek bütün projeleri, bütün yolları inceleyelim; mesela ben kendi bölgemden bir iki örnek verebilirim size: Diyarbakır-Batman kara yolu, Diyarbakır-Silvan kara yolu, Diyarbakır-Urfa kara yolu, Diyarbakır-Mardin kara yolu, bunlar son on beş yıl içerisinde en az üç sefer, dört sefer sökülüp tekrar yapılmıştır. Birinci eleştiri noktası budur. Bunun rakamları vardır, maliyetleri vardır, dosyaları vardır. Dediğim gibi, bu teferruatlara girmiyorum. Büyük bir kaynak israfı olduğu kanaatindeyiz yani ne yapılacaksa bir seferde, doğru düzgün, tekrar tekrar yapboza girmeden bunların yapılma mecburiyeti vardır.

İkinci itirazımız şudur: Türkiye, yine birçok projesini çok kısa bir zamanda bitirmekle övünmektedir. Türkiye'nin birçok projesi vardır. Birkaç gün önce tekrar burada konuştuk. İzmit Körfez Geçişi, Osmangazi Köprüsü, üçüncü köprü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Marmaray ve birçok proje çok kısa zamanda bitirildi diye halka defaatle gösterilmektedir ama Türkiye'nin can alıcı bazı projeleri vardır, yıllardır bunlar maalesef bitememiştir. "Nelerdir?" diye soracak olursanız Sayın Bakanım, bunlardan birisi Mersin-Antalya yoludur yani yıllardır devam ediyor, ben de gidip geliyorum ama hâlâ bitmedi, çok uzun bir zaman.

Bunlardan ikincisi, Niğde-Ankara Otobanı'dır. Bütün Güneydoğu Anadolu'yu ve Çukurova'yı direkt Ankara'ya bağlayan bir otobandır. Maalesef Niğde-Ankara Otobanı da gerekçesi ne olursa olsun yıllardır bitirilememiştir. Bu devlet bu gerekçeleri aşabilecek güçtedir çünkü bunu göstermiştir daha dev projelerle.

Yine aynı şekilde, Urfa-Habur Otobanı... Yani Türkiye'nin bütün belli başlı otobanları bitmiş veya bitme aşamasında veya ihaleleri yapılmış durumdayken Urfa-Habur Otobanı, yine aldığımız bilgilere göre -son Karayolları Genel Müdürlüğünü ziyaret ettim, yetkili arkadaşları- önümüzdeki beş yılın içinde bile yatırım programında değildi.

Bir diğer itirazımız -her bütçe görüşmelerinde gelip itiraz ediyorum, burada olduğum müddetçe de itiraz edeceğim- bu yolun güzergâhıdır. Mevcut "İpekyolu" dediğimiz, Urfa-Habur İpekyolu ki neredeyse otoyol standardındadır aşağı yukarı. Mevcut hazırlanan proje, neredeyse buna paralel götürülmektedir. Bazı yerlerde bu paralellik, özellikle Nusaybin geçişinde 3 kilometreye kadar inmektedir. Biz ısrarla bunu biraz daha kuzeye çekerek Siverek, Diyarbakır ve Batman'ın da istifade edebileceği, dağlık alandan geçmesini önerdik. Geçen dönemde -Sayın Mehmet Şimşek dâhil, AK PARTİ'nin Batman Milletvekili Ziver Özdemir dâhil- biz hep beraber bir alternatif güzergâh çalışması da yaptık, getirdik ama maalesef o dönemdeki Karayolları Genel Müdürünü aşamadık.

Sayın Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanıyken "Alternatif bir güzergâh hazırlatın." diye talimat verdi, teşekkür ediyorum buradan. Ama öyle bir alternatif güzergâh hazırlandı ki Dargeçit'e, Kerboran'a kadar yol götürüldü. "Sayın Bakanım, bakın, bunların dediği hayalî, bu iş zaten olmuyor." denildi. Hâlbuki -benim babam Karayollarında çalışan bir kişi 1967'lere kadar, ben Diyarbakır Karayolları Bölge Müdürlüğünün bahçesinde büyüdüm- kendim inşaat mühendisiyim, bunu hazırlayanların hepsi inşaat mühendisi; bütün kriterlere rağmen, maalesef, biz bunu da aşamadık.

Sayın Bakanım, bu konuda da tekrar tatminkâr yani istimlak, tarım arazileri, maliyet, bakım, buna girecek trafik sayısı yani topyekûn bu kriterleri biliyoruz, bunlarla ilgili bir yeni hassasiyet... En azından biz yanlış bir şey istiyorsak bile -ki AK PARTİ'li bakanlar da bunun içinde vardır, Sayın Mehdi Eker de bu projeyi destekliyordu o dönemde, Sayın Kutbettin Arzu da- en azından bizim -tırnak içinde- yanlışlığımızı bize ve Meclise anlatarak ikna edin bizleri.

Yine bu yollarla ilgili bir diğer mevzu çevre yollarıdır. Diyarbakır çevre yolu 4 parçadan oluşmaktadır. Bunun birinci etabının, Urfa-Elâzığ ayrımı, 13 kilometresi bitirilmiştir ama diğer, Urfa-Batman-Mardin yol ayrımı yıllardır bitmemiştir, bitirilememiştir. Evvelki yıl tek bir geçiş verilecekti, bu yıl da verilememiştir. Öbür, doğu ve kuzeybatı ayağı olan 2 parçasında ise daha projeler bile bitirilememiştir. Mardin çevre yolu, Kızıltepe çevre yolu, Çınar çevre yolu, Midyat çevre yolu, Viranşehir çevre yolu, Ergani çevre yolu... Bunları tek tek takip ediyorum, bunların tamamının projeleriyle ilgili bilgilerim var. Maalesef, bunlar da bugün itibarıyla henüz ihale edilememiştir.

Değerli arkadaşlar, sivil havacılık konusunda da bir iki şey söylemek istiyorum. Bu sivil havacılık mevzuunda mânia hatları hâlâ tartışılmaktadır yani Diyarbakır'da da Batman'da da Ankara'da da Adana'da da... Mesela Adana'da Emniyet Müdürlüğünün beş katı kesilmek zorunda kalmıştır. Bu konuda da yine, sürekli değiştirilmeyecek, belli uluslararası kriterlere bağlı kesin bir hattın ortaya konulması lazımdır. İki yıl evvel bu çalışma yapıldı, ondan da bilgim var. 14 havaalanıyla ilgili bu raporlar, tutanaklar, haritalar bitti ama maalesef yine hâlâ bu itirazlar mahkemelerde devam ediyor. Yani bu konuda da gerekirse yönetmeliklerle gerekirse yeni düzenlemelerle bu sorunların aşılması lazım.

Kars-Tiflis-Bakü Demir Yolu açıldı, hayırlı uğurlu olsun ama biz... Türkiye'nin yıllık 20 milyar dolara yakın ihracatı olan bir bölge yani Antep, Bağdat, Basra'ya kadar olan hattı söylüyorum. Bugün bir Diyarbakır-Mardin-Erbil ve Kerkük demir yolu artık elzem hâle gelmiştir, bu konuda da mutlaka ciddi bir çalışmanın yapılması lazım.

Sayın Sağlık Bakanım burada. Ben sağlıkla ilgili konuşmuyorum ama hem eski bir arkadaşım, dostum olduğu için bir ricam var; Diyarbakır'la ilgili üç büyük hastane projesi var Sayın Bakanım. Bu projeler toplam 1.200 yataklı, sizin malumatınız vardır mutlaka. Bunlarla ilgili, mevcut Bölge Araştırma Hastanesinin yanında 700 dönüm bir alan var. Bunun imar, itiraz, mülkiyet sorunları gerekçe gösterildi, yıllarca bunların temeli atılmadı ama bunların tamamı bitti ve iki yıldır bitmiş durumda yani yeni değil. Bu sefer... Tabii, bu ihale sistemlerini çok fazla bilmiyorum, dediğim gibi... "İnşaat mühendisisin, nasıl bilmiyorsun?" diyeceksiniz, 120 sefer değişmiş. Bize Sağlık Müdürlüğünün söylediği şu: "Bunlar büyük bir ihale." Yani işte bu yeni yap-işlet-devret veya başka bir sistemle -tam olarak bilemiyorum onları- ihale edilmiş. Diyarbakır'la ilgili bir sorun yok ama o paketin içindeki diğer illerle ilgili sorun olduğu için Diyarbakır başlayamıyor. İstirham ediyoruz, bizi en azından ayırın yani bizim sorunlarımız bitti; ciddi sağlık sorunlarımız var, ciddi problemlerimiz var. 1.200 yatak çok ciddi bir yatırım, bir an evvel bunun başlamasını rica ediyoruz.

En sonunda da... Değerli arkadaşlar, bu büyüme hızı yüzde 11 olarak açıklandı. Bir fıkra anlatmak istiyorum size. Karadenizli bir vatandaşımızı doktora götürmüşler. Perişan bir hâlde, ölmek üzere. Doktor muayene etmiş "Amca, senin kalbin benden sağlam, böbreklerin 20 yaşındaki genç gibi, ciğerin, dalağın, gözün, her şey sağlam." demiş. "Allah'a çok şükür, elhamdülillah, sapasağlam ölüyorum; her yerim sağlam, ben ölüyorum." demiş. Bu yüzde 11 büyüme kime yansıyor? İşçiye, memura, tüccara... Diyarbakır'da devlet işte bu KGF fonundan -2 katrilyon- 2 milyar kredi dağıttı. Millet, bütün tüccar aldı bu borcu, götürdü, öbür bankalardaki borcuna verdi. Durum yine aynı şekilde devam ediyor yani üretimde, ithalatta, ihracatta bir artı yok.

Wikipedia yasağı mutlaka kaldırılmalı arkadaşlar. Yani bu yasak artık bugünkü dünyada mümkün değil. Çocuklarımız evlerinde ödev yapamayacak hâle geldiler. Yani dünyanın en büyük ansiklopedisi. Bunun da bir an evvel çözülmesini diliyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)