| Konu: | İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 503 sıra sayılı 2018 Yılı Bütçe Kanunu Tasarısı ile 504 sıra sayılı 2016 Yılı Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın beşinci tur görüşmelerinde Hükûmet adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.12.2017 |
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben konuşmama başlarken hepinize hitaben çok içten duygularımı ifade etmek istemiştim ve size söylemiştim, gerçekten devleti yönetmek, devlet içerisinde millete karşı sorumlu olmak, bunların hepsi bir anlayışla olur; sorumluluk anlayışıyla, ciddiyetle olur.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, biz burada 3 grup başkan vekili, Cumhuriyet Halk Partisinin sayın grup sözcüsü, 4'ümüz birden Sayın Bakanla ilgili hem çok ciddi sorular sorduk hem de kendisini ilgilendiren, aynı zamanda Hükûmetinizi ve iktidarınızı ilgilendiren, aynı zamanda milletimizi ilgilendiren sorular sorduk. İsterdik ki biz bu soruların cevabını bu konuşma içerisinde kendi konuşma süresine sayın bakanlarımızın konuşmalarını ilave ettik.
REŞAT PETEK (Burdur) - Dinlemediniz ki.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Onun üzerine biz grup başkan vekilleri olarak söyleyeceği bir şey var mı acaba, geri kalmış mıdır diyerek biz dokuz dakika daha konuşmasını istedik Sayın Başkandan.
REŞAT PETEK (Burdur) - Grubunuz dinlemedi ki.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Fakat söyledikleri hiçbir şeyde sorduğumuz sorulara size yönelttiği, Cumhurbaşkanına yönelttiği, Hükûmetinize yönelttiği hiçbir şeye cevap vermedi.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Bu görüşme bütçe görüşmesi. Siz şahsıyla uğraştınız. Bütçeyle ilgili hiçbir şey söylemediniz.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Devamla) - Şimdi, gerçekten bu bir vicdani muhasebe meselesidir. İçişleri Bakanlığı koltuğunda şu anda devam eden Sayın Süleyman Soylu istiyoruz ki bir devlet ciddiyetiyle gerçekten bu sorulara makul, ikna edici cevaplar versin fakat maalesef bunların hiçbir tanesi olmadı. Saydığı liderlere, burada bahsettiği kişilere çok büyük saygımız var. Bizim, Türkiye'de siyaset yapan, Türkiye'de elini taşın altına sokan, emek veren siyasetçilere saygımız var. Ben az önce konuşmama başlarken dedim ki: Sizler ve burada oturanlar bir davanın içerisinden geliyoruz, inandığımız bir davanın içinden geliyoruz, bedel ödediğimiz bir davanın içerisinden geliyoruz. Bu ülke daha iyi bir ülke olsun, bu cumhuriyet daha iyi bir cumhuriyet olsun, bu ülke hem içeride hem dışarıda daha itibarlı olsun diye mücadele ediyoruz. Buna karşın Sayın Süleyman Soylu'nun daha önceden ifade ettiği ve söylediklerinin hem Hükûmetiniz açısından hem milletimiz açısından kabul edilebilir olmadığını buradan ifade ettik fakat tam o kadar uzun bir konuşma süresi içerisinde ne Sayın Özgür Özel'in söylediği ve sorduğu sorulara ne Sayın Engin Altay'ın ifade ettiklerine ne Sayın Grup Sözcümüz Bülent Tezcan'ın sorduklarına ne benim söylediklerime cevap verdi.
Değerli arkadaşlarım, sizi biz bu çatının altında birlikte görev yapan arkadaşlarımız olarak görüyoruz. Hiç kimse birbirinin düşmanı değildir. Birbirimizi ayrıştırmak istemiyoruz, birbirimizi yok etmek istemiyoruz ve biliyoruz ki yok ederek asla var olamayız. (CHP sıralarından alkışlar) Ama herkes söylediği sözün ve yaptığı işin arkasında durmalıdır, yeri geldiği zaman da "Evet, ben bunu yaptım, kusura bakmayın." diyebilmelidir. Eğer bunu diyemezse, o zaman, sizin yaptıklarınızın ve çektiklerinizin ve iddia ettiklerinizin ne anlamı kalacak? Eğer doğru ile yanlışı ayıramazsak, iyi ile kötüyü ayıramazsak, o zaman, doğruyu yapan insanların, mücadele eden insanların ne anlamı kalacak? İşte tam da bu yüzden biz bu yanlışın düzeltilmesi için fırsat verdik, ancak bu fırsat maalesef değerlendirilemedi. Milletimiz adına üzgünüz, milletimiz adına gerçekten kırgınız; milletimiz adına, yaşanan bu olaydan dolayı da kim olursa olsun vicdani muhasebesini yapmasından yanayız.
Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özkoç.