Konu: | 2018 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2016 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 38 |
Tarih: | 15.12.2017 |
HDP GRUBU ADINA ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; inanın benim bu GAP'la ilgili konuşmalarım neredeyse böyle mutat hâle geldi, altıncı, yedinci senedir devamlı konuşuyorum.
Ben bundan evvel neler konuştum diye geçmiş bütçe konuşmalarımı aldım okudum, baktım ki bugün yine aynı şeyleri söylemek zorundayım. Ve biraz da üzüldüm. Yani keşke farklı durumlar olsaydı, gelişmeler, ilerlemeler, çözülen problemler olsaydı da ben böyle 23 Nisanda aynı şiiri her sene okuyan çocuklar durumuna düşmeseydim ama maalesef, dert aynı olunca söylenecekler de tekrar tekrar aynı şeyler oluyor.
Şimdi, "Nedir bu GAP?" denildiği vakit: GAP, tabii, Türkiye'nin aşağı yukarı altmış yetmiş yıllık bir hikâyesidir; ta, Menderes iktidarı döneminden başlayan, Süleyman Demirel iktidarları döneminde devam eden ve bütün dünyaya o tarihler itibarıyla -hatta bugün de belki yine öyle- Türkiye'nin en büyük projesi olarak takdim edilen bir projesi.
Ve yine devletin bütün raporlarında mutat bir ifade var yani her yerde geçen bir ibare var, deniliyor ki: "GAP, Gaziantep, Adıyaman, Urfa, Mardin, Diyarbakır, Şırnak, Siirt ve Batman illerini içine alan mıntıkada bittiği vakit bütün -eski tabirle taallukatlarıyla yani bağlantılarıyla birlikte- sanayisi, turizmi, sağlığı, kültürü, eğitimiyle birlikte 3 milyon 800 bin kişiye iş imkânı olacak."
CELAL DOĞAN (İstanbul) - Bunun yüzde 72'si de Antep'te.
ALTAN TAN (Devamla) - Bunun nüfusa tekabül eden kısmı yaklaşık 20 milyon yani 1 haneyi bölgede ortalama 5 kişiden hesaplarsak 20 milyon bir nüfus olacak.
Peki, bugün ne kadar nüfus var? Yine 31/12/2016 tarihli nüfus kayıtlarına göre bu saydığım illerde 8,5 milyon nüfus var yani dışarıdan bugün itibarıyla bu proje tamamlandığı vakit 11,5 milyon insan daha gelecek. E, bundan daha güzel bir şey var mı, hadi olsun ama ne yazık ki değerli arkadaşlar, yıllardır aynı şeyleri söylüyoruz... GAP'taki barajların yüzde 90'i bitirildi şu an; mesela bir Urfa Atatürk Barajı, Keban Barajı, Karakaya Barajı, Silvan Barajı yani onlarca baraj ve gölet. Bunların bazıları yirmi yıl evvel, yirmi beş yıl evvel bitirildi ama sulama kanallarının bugün itibarıyla yine yüzde 60'ı henüz bitmiş değil. Atatürk Barajı yirmi küsur sene evvel su tuttu ama henüz o barajın suları Derik'i geçmiş değil yani Viranşehir hududunu geçmiş değil.
Şimdi, tabii, her sene soruyoruz: "Niye? Niye?" Ve benzer cevaplar alıyoruz. İşte, efendim, bazı seneler "Ödenek yok." deniliyor, bazı seneler "Ya, bu sizin bildiğiniz gibi değil, bunlar öyle bir senede, iki senede bitecek projeler değil, bunların zamanı var, müddeti var, termini var." vesaire vesaire, bazı seneler de "Efendim, bölgede terör var, iş makineleri yakılıyor, müteahhitler engelleniyor, dolayısıyla da bu barajların esas yapılamamasının sebebi bu." Değerli arkadaşlar, bunların hiçbiri değil, maalesef değil, maalesef.
Şimdi, zamana ve paraya gelince yani bir ve ikinci maddelere gelelim. Bu bir ve ikinci maddelere baktığımız vakit Türkiye öyle işleri o kadar kısa zamanda bitirmiş ki bir örnek vereyim size. Üçüncü boğaz köprüsü, İzmit-Bursa yolu -işte meşhur Körfez geçişi- Avrasya Tüneli, yine aynı şekilde şu an bütün hızıyla günde 1.800 kamyon ve 200 iş makinesinin çalıştığı büyük havaalanımız yani üçüncü havaalanı, bunların ortalama bitirilme süreleri üçer yıl ve bunların her birisi dev projeler yani 3 milyar dolarlık, 5 milyar dolarlık, 10 milyar dolarlık projeler. Demek ki Türkiye'nin parası da var, zaman da buna gerekçe değil.
Peki, ne olabilir? İşte, üçüncü bir iddia: Efendim, terör olaylarından dolayı bunlar bitmedi.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bunları devlet yapmadı Sayın Başkan.
ALTAN TAN (Devamla) - Devlet izin vermese, projesini vermese, ihalesini vermese... Kredileri bütün içerdeki Halk Bankasından, Vakıflar Bankasından, Ziraat Bankasından kaynaklandı. Sayın Tanal, ben şimdi tekrar ben bunları bir iş adamı olarak da anlatmayayım, nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Hayır, devlet ödemedi parasını, onu söylüyorum.
ALTAN TAN (Devamla) - Devlet kefil oldu bunların hepsine; iç kredilerine de, dış kredilerine de, yani bu teferruatlara girmiyorum.
On dakikamın bir buçuk dakikasını çaldınız Sayın Tanal, sizden alacağım.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Özür dilerim.
ALTAN TAN (Devamla) - Estağfurullah.
Yani dolayısıyla devletin parası da var, gücü de var, zamanı da var.
Tekrar gelelim bu olaylar meselesine: Ya, siz Kulp'un dağlarında HES'leri bitirdiniz, Kerboran'da, Tur Abdin ile Botan arasında Ilısu Barajı'nı bitirdiniz. Atatürk Barajı bitti, Karakaya bitti, Kralkızı bitti, Dicle Barajı bitti. Ee, peki, dağda bu olaylar olmadı veya oldu da buna rağmen bu barajlar bitti de Urfa Ovası'nda, Kızıltepe Ovası'nda, Diyarbakır Ovası'nda niye bitmedi bu kanallar?
Değerli arkadaşlar, bir derin devlet aklı olduğu kanaatindeyiz. Bölgede bu 20 milyon nüfusun gelmemesi, toplanmaması, sosyoekonomik durumunun, etnik yapısının, sosyal dengelerin halkın lehine değişmemesi için, göçün batıya devam etmesi için maalesef bu kanallar geciktiriliyor. Başka bir izahı yok. Yani bu konuyla ilgili herhangi bir bakan veya Devlet Su İşleri Genel Müdürü, o işe bakan Sayın Bakan Veysel Eroğlu çıksın desin ki: "Kardeşim, bundan dolayı bitmedi." AK PARTİ iktidara geldiği vakit 2012 yılında bunlar bitecekti, sonra 2014'e revize edildi, 2015'e, 2016'ya, 2017'ye; 2018'e geldik ne zaman bitecek belli değil.
Sadece Diyarbakır'da 500 bin kişiye yeni iş alanı açılacak Silvan Barajı Projesi bittikten sonra. Bütün sosyal yapı değişecek; kültür, ekonomi, ilişkiler, eğitim. Onun için değerli arkadaşlar, bu konuda her yıl aynı şeyleri söylüyorum, benzer şeyleri söylüyorum. Lütfen bir bakan veya Başbakan çıksın bunlar niye bugüne kadar bitirilemedi anlatsın ama makul bir şeyler söylesin; tabii, makul bir şey varsa. Bence yok, maalesef yok.
Bir de, bu "GAP" dediğimiz iş, işte adı üzerinde, sadece sulama kanalı ve baraj işi değil; havaalanları var, otoyollar var, üniversiteler var, demiryolları var. Birbiriyle bağlantılı büyük bir proje. Bunun bir master planı var; elli senedir, altmış senedir bir master planı var. Bunun ne kadar revize edildiğini de bilmiyoruz. Yani, ben buraya gelmeden de bütün kaynaklara baktım, bu revizeler yapıldı mı, yapılmadı mı; ciddi bir revize yok. Mesela en önemli ayaklarından birisi eğitimdir. Bugün Eskişehir, Konya ve Erzurum'daki -tekrar söylüyorum- Eskişehir, Konya ve Erzurum'daki üniversitelerde okuyan öğrenci sayısı 100 binin üzerindedir. Erzurum'un nüfusu -merkez nüfusunu diyorum- 400 bindir; 100 binin üzerinde, 102 bin öğrenci var. Diyarbakır, şehir merkezi 1 milyon küsur, vilayet nüfusu 1 milyon 674 bin; en eski üniversitelerden birisi, 1970'lerde kurulmuş, öğrenci sayısı 32 bin. Isparta Süleyman Demirel Üniversitesinden daha az.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Niye?
ALTAN TAN (Devamla) - Niye? Bir derin akıl orada 100 bin gencin olmasını istemiyor. Çok güzel, Allah razı olsun, sordunuz: "Niye?"
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Terör var, insanlar tercih etmiyor olabilir mi?
ALTAN TAN (Devamla) - Hayır, kadrosu yok. Kadrolar boş kalsa haklısınız.
HÜSNÜYE ERDOĞAN (Konya) - Hayır.
ALTAN TAN (Devamla) - Bakın, o kadar basit sorular soruyorsunuz ki. Şimdi, eğer kadrolar olsa, 100 bin kişilik öğrenci olsa, sizin dediğiniz gibi -tırnak içinde- terörden dolayı orayı öğrenci tercih etmiyorsa, vallahi, diyeceğiz: "Kardeşim, devlet okul açtı, tıp fakültesine 150 kontenjan verdi, 50 kişi geldi, 100 kişi gelmedi." Kadrosu yok, yok. Peki, neden yok? Diyarbakır'dan Avrupa'ya havayoluyla uçuşlar başlayacak, üç senedir "bugün, yarın, öbür gün"; başlamıyor. Bazı günler günde 21 uçak iniyor, 21 uçak kalkıyor Diyarbakır'dan, bütün uçaklar ful, tamamı ful. Rakamları istiyorum ben -soru önergesi veriyorum- Türk Hava Yollarından, Anadolujet'ten: "Ortalama yolcu sayınız nedir? Ortalama bilet fiyatı nedir? Kâr nedir, zarar nedir?" "Şirket gizliliğidir, bildirilmez." diyor. Dolayısıyla GAP'ın bir bütün olarak, değerli arkadaşlar, otobanıyla, Urfa-Habur Otabanı'yla, Urfa'dan Mardin'e, Musul'a devam edecek demir yolu hatlarıyla, her şeyiyle bir bütün olarak planlanması lazım. Makul bir cevap bekliyoruz ama bulamayacağımızı biliyoruz.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)