| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 06.12.2017 |
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 506 sıra sayılı torba yasa teklifinin sonuncu olan 13'üncü maddesi üzerine grubum adına söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, iki üniversitenin kuruluşu olan bu torba yasa teklifinde özellikle Lokman Hekim Üniversitesini -benim mesleğim de olduğu için- çok önemsiyorum. Şimdi, yaklaşık iki yılı aşkın süredir bu Meclisteyim, üyesi olduğum Sağlık Komisyonu bir defa dahi toplanmadı arkadaşlar, bir defa dahi toplanmadı veya toplanamadı. İktidar ilk toplantıda tüm yetkilileri; başkan, başkan vekili, sözcü, kâtip üyeyi kendi parti üyelerinden seçti, ondan sonra icraat için bir gün toplanamadık. Ama hakkını yemeyelim, yeni Sağlık Bakanı, seçildikten sonra hepimizi bir kahvaltı toplantısında buluşturdu, hatta Mecliste sağlıkla ilgili tüm vekil arkadaşları; doktor, eczacı, diş hekimi, hemşire, teknisyen, herkesi buluşturdu, notlar aldı. Bu notlarda benim de sorduğum sorular vardı. Gerçi, yeterli, doyurucu bilgiler alamadım ama yine de hiç olmazsa dinlenildik, taleplerimiz not edildi; bunu da önemsiyorum. Bu sorduğum sorulardan birisinde "Güvenlik soruşturmaları niye bu kadar uzuyor?" dedik. Binlerce sağlık çalışanı var, 9-10 bin kişi atanmış, 2-3 bin kişi bekliyor. Acaba siyasi görüşünden dolayı mı bekliyor, acaba doğduğu memleketten dolayı mı bekletiliyor güvenlik soruşturması veya "Mezhebimden dolayı mı ben işe alınmıyorum?" gibi kaygılar taşıyor arkadaşlar. Bu konuda da onlarca, yüzlerce mesaj aldık ama Sağlık Bakanı "Güvenlik soruşturması tamam olanların hepsini işe başlatıyoruz." diye... Şunu sormak lazım: Tamamlanır tamamlanmasına ama niye tamamlanmıyor hani? Bazılarınınki hemen bir haftada, iki haftada geliyor ama bazılarınınkinin altı yedi haftada güvenlik soruşturmaları bitmiyor. Bu da ayrıca başlı başlına bir sorundur.
Şimdi, 450 bini aşkın sağlık çalışanı var, en fazla taşeron işçiyi Sağlık Bakanlığı çalıştırıyor. Bu da başlı başına bir hatadır. Yani önümüzdeki haftalarda inşallah taşeron işçi yasası gelir ve önemsediğim Sağlık Bakanlığındaki bu taşeron işçi olayında gerçek, hak eden sağlık çalışanlarını alırız diye düşünüyorum. Ek kontenjan istiyor arkadaşlar. En az 30 bin; bu söz daha önce verilmiş ama bu 30 bin sözü yerine getirilmemiş. Sağlıkta açık varken ihraç edilen sağlıkçıların -4 bin kişiden bahsediyorum- acilen işe dönmesi gerekiyor.
Bir kanun tasarısı hazırlanırken STK'lerin, özellikle SES ve Tabipler Birliğinin görüşü hiç alınmıyor, önemsenmiyor, onlara öcü gözüyle bakılıyor, onların görüşünden mutlaka yararlanılmalı diyorum.
Yine, sağlıkla ilgili 3 Aralık Dünya Engelliler Günü'ydü. 2014 yılında HDP'li Diyarbakır Belediyesinde engelliler birimi tarafından sesli kütüphane oluşturulmuştu. AKP iktidarının atadığı kayyum tarafından bu sesli kütüphane kapatıldı. Nedeni: Anadillerinde, Kürtçe çocuk hikâyeleri ve çocuk şiirleri olduğu gerekçesiyle bu sesli kütüphane kapatıldı arkadaşlar.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; üniversite kurulsun, kurulsun ama altyapısı tamamlansın. Gerekli öğretim elemanı, ekip, eleman, bütçe mutlaka olmalı, yetersiz eleman olduğu zaman, başta yetersiz öğretim elemanı olduğu zaman iyi hekim yetişmiyor; "Yarım doktor candan, yarım imam imandan eder." sözü tam da bunun için söylenmiştir.
Arkadaşlar, biliyorsunuz önümüzdeki hafta bütçe görüşmelerine başlayacağız. Bu bütçe görüşmelerinde dikkatimi çeken bir şey oldu. Sağlığa ayrılan bütçeyi toparladık, 37 milyar ayrılmış arkadaşlar. Güvenliğe ne kadar ayrılmış biliyor musunuz? Tam 90 milyar. Yani 2,5-3 katı, resmen savaşa ayrılmış, sağlık hiç düşünülmemiş.
Şimdi, Türkiye'ye yapılan yardımlar var. 2018 yılı için Avrupa Parlamentosu şöyle bir karar aldı: Türkiye'ye yapılan mali yardımlardan 2018 yılı içinde 80 milyon euro kesilecek. Niye? Türkiye'de ifade özgürlüğüne, insan haklarına saygı gösterilmiyor, Avrupa'nın demokrasi standardından giderek uzaklaşıyor diye.
Avrupa Birliği ve dünyanın başka ülkelerinin dayatmasıyla değil kendi iç barışımızı kendimiz sağlayarak bu sorunları rahat aşabiliriz. Savaşa değil sağlığa bütçe ayıralım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEHÇET YILDIRIM (Devamla) - "İtibardan tasarruf edilmez." diyenlere inat "Sağlıktan ve özgürlükten tasarruf edilmez." diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.