| Konu: | Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 06.12.2017 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 506 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, yaşlılık zor bir dönem. Neden zordur, birlikte bir bakalım. Zira, eski fiziki gücüne sahip olmayan, bazı rahatsızlıkların etkisiyle rahat olamayan, zevk ve keyif verici bazı yaşantılarını kaybeden, verimli ve üretken bir işten mahrum olan, her an ölüme yaklaştığını hisseden çoğu yaşlı kendisini çaresiz ve acziyet içerisinde hissetmektedir. Her birimiz yaş alacağız ve mutlaka yaşlılığı yaşayacağız.
Bu duygular içindeki insana en önemli yardımsa aile ve çevrenin desteğiyle birlikte tabii ki biraz da yaşam felsefesidir. Peki, felsefe sorununu çözmek neden gereklidir veya gerekli midir, yeterli midir? Maalesef değildir çünkü yaşlılarımızın mevcut sorunları o kadar fazladır ki bu konuda devletin daha fazla desteğine, yardımına ihtiyaç duymaktadırlar.
Yaşlı nüfus oranımız hızla artmaktadır. 2017 TÜİK verilerine göre, son beş yılda yüzde 17,1 artmış yaşlı nüfusumuz. Beklenen ömür ise daha fazla uzadı. Eğitimli yaşlı nüfus oranı arttı bu durumda. Eşi ölmüş yaşlı erkeklerin oranı yüzde 12,7 iken kadınların oranı ise yüzde 50,4 oldu.
Çalışan yaşlı nüfusun 72,8'i tarımda çalışıyor. Bu ne demek? İyi yorumlamak gerekiyor. Tarımda çalışanların sosyal güvenceden mahrum kaldığını biliyoruz. Demek ki bu yaşlılarımız daha çok yardıma ihtiyaç duyuyorlar.
Alzheimer hastalığından ölen yaşlılarımızın sayısı 2 kat artmıştır. Alzheimer için yapılan ne var diye baktığımızda ise maalesef yetersizlik görüyoruz ve bu anlamda mutlaka çalışma yapılması gerektiğinin üzerinde de durmamız gerekiyor.
Aslına bakacak olursak yaşlıların yüzde 42,2'si çocuklarının yanında yaşamak istiyor ancak ailelerine rahatsızlık vermek istemedikleri için, çocuklarına rahatsızlık vermedikleri için huzurevlerinde kalmak zorunda bırakılıyorlar. Yaşlılık döneminde ise yalnızlık daha da fazla artıyor. Aslında en fazla da ailelerinin yanında mutlular ama en büyük sorunları nedir? Yoksulluk. Zira, en düşük SSK emekli aylığı 1.485 lira, en düşük BAĞ-KUR emekli aylığı 1.330 lira. Oysa, yeni yapılan tespitlere göre, yoksulluk sınırı 4.959 lira 54 kuruş ve açlık sınırı yine 1.523 lira. Yani yaşlılarımızın çoğu açlık sınırının altındadır aslında.
Peki, biz, yaşlılarımız ve gençlerimiz başımızın tacı derken ne kadar samimiyiz, bir bakmamız gerekiyor; sorunlarını ne kadar masaya yatırıyoruz, bu konuyla ilgili kendimizi de bir değerlendirmemiz gerekiyor, öz eleştirimizi yapmamız gerekiyor. Her birimiz yaş alacağız ve yaşlanacağız. Bu anlamda, o dönemde karşımıza çıkan sorunların çözümüyle ilgili elbette ki devletimize güveneceğiz ve devletimizden bekleyeceğiz. Hızla artan yaşlı nüfusumuzla birlikte, bu konuda sorun yaşayanların, sosyal güvencesi olmayanların ya da aldığı aylıkla geçinemeyenlerin, zorluk çekenlerin sayısı daha da fazla artıyor. Daha konforlu, daha yaşanabilir -belki de aileleriyle bir arada olan- daha büyük olanakların, daha iyi olanakların sağlanmasına ve bu anlamda belki farklı bir site konseptine geçilmesine ihtiyaç vardır. Otel hizmeti verir gibi bir kurumda olmaları yaşlılarımız için haksızlık diye düşünüyorum. Daha iyi uygulamalar yapılması için de yüce Meclisimizi bu anlamda göreve davet ediyorum.
Burada çok önemli bir durum var. Biz, okulları yakın yerden tercih etsin, mahalle içerisinde çocuklar kalsın derken, aslında ülkemizin, milletimizin önemli geleneği olan mahalle kültüründen uzaklaşmamak ve gerçekten örf ve âdetlerimizden uzaklaşmamak için de bunu tercih ettiğimizi biliyoruz. Okullar yakın olsun, çocuklar gözümüzün önünde olsun, hatta bir çocuğun başına bir şey geldiği zaman o mahalledeki diğer komşu da o çocuğu tanıyor olsun diye, aslında çok güzel bir uygulama yakın mesafedeki okula göndermek. İşte, yaş almış olan yaşlılarımızı da yine kendi yakınımızda tutmak onlara şevk ve azim verir.
Bu anlamda dünyadan bir örnek vermek istiyorum. Bir ülkede yaşlı bakımevlerinin içerisine çocuk kreşlerini yapmışlar, kimsesiz çocuklarla ilgili bakım merkezleri yapmışlar ve bu yaşlılar ile bu çocukları zaman zaman bazı aktivitelerde buluşturmuşlar ve ölçmüşler ki oradaki yaşlı insanların ömrü belli bir zaman sonra 1 yaş uzamış. Yani onların insana, sevgiye ihtiyacı var, o küçüklerin de sevgiye ihtiyacı var.
Aile bütünlüğünün sağlanması, birliğin sağlanması Türk milletinin huzuru için çok önemli. Bu anlamda, Gazi Meclisi göreve davet ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.