GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:31
Tarih:30.11.2017

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

İki buçuk yıldır milletvekilliği yapıyoruz ve son bir buçuk yılda burada duyduklarımızı biraz aktarmak istiyorum. YSK'yle ilgili, biraz sonra vaktim olursa birkaç cümle söyleyebilirim.

Şimdi -bu bilgi bana daha birkaç hafta önce ulaştı- 2006'da burada bir tasarı kanunlaşıyor, Kurumlar Vergisi Kanunu. Bu Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesinin (7)'nci fıkrasında şöyle diyor: "Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara nakden veya hesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden yüzde 30 oranında vergi kesintisi yapılır." 2006'da bu yapılıyor. Dünyada -Google'ı açın bakın- 175 tane bilinen vergi cenneti vardır. Bunların listesini -Bakanlar Kurulu eğer bu konuda bu kadar beceriksizse- bizden istesinler, biz onlara beş dakikada bu listeyi çıkartıp ellerine sıkıştırabiliriz. Bunu da ilan edebilirler. Bunu yapmadılar. Bunun nedeni beceriksizlikleri değil, kurnazlıkları bana göre.

Geçen sene yaz aylarındaydı, bir resim gördük bir yerde. Birisinin oğlu Singapur'da bir yerde oturmuş, onun resimleri yansıdı. Singapur diyorum, Amerika, İngiltere, İtalya değil; Singapur deyince ışıkların yanması gerekiyor. Hemen bundan sonra Başbakan Binali Yıldırım bir açıklama yaptı, dedi ki: "Müjde! Bir iki hafta sonra bir kanun geçecek Meclisten." Biz de merak ettik nedir diye. Yatırım Ortamının İyileştirilmesine Dair Kanun Tasarısı, geçen sene temmuzda buradan geçti. Şimdi bu tabii ki vergi barışıyla alakalı. Vergi barışı çok güzel bir kelime, aslında vergi kaçırmayı legalleştiren bir tasarıydı. "Yurt dışında bulunan paralarınız varsa onları Türkiye'ye geri getirin, burada yatırım yapın, nereden geldiğini sormayacağız, vergi bile ödeyemeyeceksiniz." Bugünlerde tabii ki bunları tekrar geri dönüp düşününce kimler için, niçin yapıldığını tahmin edebiliyoruz. Bu sene -daha önce işte İsviçre belgeleri çıkmıştı, Panama belgeleri çıkmıştı- Malta belgeleri, Isle of Man ya da Man Adası belgeleri... Daha böyle 175 ülke var, bu herhâlde devam edecektir. Bu belgeler ortaya çıkıyor ve Sayın Başbakanın oğlunun da Malta'da bir şirketi olduğu ortaya çıkıyor ve kendisi şöyle diyor: "Siyasete başlarken çocuklarıma bir tavsiyem oldu: 'Devletle hiçbir zaman iş yapmayacaksınız, yakınına bile yaklaşmayacaksınız. Denizcilik ise küresel bir iştir. Dünyanın her yerinde iş yapıyoruz, gizli tarafı yok." Yani, bu, tamam doğrudur yani hukuken herkes gidip Malta'da da, Isle of Man'de de, Singapur'da şirket kurup iş yapabilir, hukuken burada bir sıkıntı yok ama burada siyasi ahlak sıkıntısı var. Çünkü, burada vergiden kaçma -vergi kaçırma demek istemiyorum- vergiden kaçınma olayı vardır. Bu da "millî ve yerli" sözünü dilinize pelesenk edeceksiniz ama gidip başka yerlerde şirket kurup vergiden kaçacaksınız; bu siyasi ahlaka sığmayan bir yöntemdir.

Şimdi, Binali Yıldırım'ın oğlunun, bunları geçtik, bir de "Nova Warrior" diye Malta'da bir şirketi var, offshore şirketi, sekiz ay önce Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünden bir ihale alıyor, 6,9 milyon dolarlık ihale alıyor ve bu ihaleyi Malta'daki bir şirketiyle alıyor. Yani, burada kazandığı parayı Malta'ya götürüyor, burada vergi ödemekten kaçıyor. Yani, bu vergi kaçakçılığı değil ama vergi ödemekten kaçıyor. Bu da siyasi ahlakla alakası olmayan bir durumdur. Bu 6,9 milyonu burada vergilendirmiş olsaydı 1,4 milyon kurumlar vergisi ödeyecekti. Biz de o parayı aldıktan sonra Adıyaman'ın ya da Diyarbakır'ın tütüncülerinden bu vergiyi almak için onların kafasına, yüzüne su ve gaz sıkmazdık.

Bu vergi kaçırma olayına giremeyeceğim, vaktim kalmadı ama başka zaman girebilirim.

Bir de şunu araştırmak lazım: Dün Reza Zarrab şu kadar rüşvet ödedim diyor, öyle bir iddia var ortada. Tabii, bunlar gerçekse bir bakmak lazım sonra, bu paralar nerede yatıyor şu anda, hangi bankalarda ve o bankalara nereden...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ZİYA PİR (Devamla) - ...hangi yollarla kimler gönderdi, nasıl gönderdi; eğer Türkiye'de olsaydı bunun vergisi olur mu, olmaz mı; bunların da araştırılması gerekiyor. Bence böyle bu açıklamalar sadece siyasi ahlaksızlık değil, aynı zamanda yüzsüzlüktür. "Evet, yaptık." diyor, inkâr etmiyor ama onun itirafı bile siyasi ahlakın dışında yüzsüzlüktür deyip hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Pir.