| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 30.11.2017 |
HDP GRUBU ADINA MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum. Grup önerimiz üzerine söz aldım.
Evet, aslında benden önceki grup önerisi de, şu andaki konuşacağımız, tütünle alakalı yaşadığımız grup önerisi de, gerçekten, şu anda halkımızın, çiftçilerimizin, üreticilerimizin çok büyük oranda sıkıntı yaşadığı, gerçek anlamda şu anda bitme noktasına geldiği konuların başındadır. Bu nedenle bu araştırma önergesinin de oylarınızla kabul edilmesini ve gerçek anlamda çiftçilerimizin, özellikle tütün üreticilerinin sorunlarının giderilmesini dileyerek başlamak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, tütün üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların aslında tarihi bugün değil. TEKEL'in kapanmasından başlayarak -aslında öncesinden- üretim için getirilen kotalarla başlayıp, sonrasında, TEKEL'in özelleştirilmesiyle, gerçekten, her yıl 3 milyon dolar vergi veren TEKEL'in onun altında bir fiyatla, 2 milyon dolara satılması sonrası, bu anlamda çiftçilerin, tütün üreticilerinin yaşadığı sıkıntıların tarihi o süreçten bugüne kadar başlamıştır. En son, burada, bu Mecliste onaylanan, geçen torba yasadan sonra, bütün itirazlara rağmen gerçekten, tütünün, çiftçinin önü tamamen kapatılmış ve yeniden çiftçinin önüne göç gibi bir önlem, göç gibi bir tedbir konulmuştur.
Adıyaman'da tütün üreticileri valilikle görüşmek isterken, ifade özgürlüğünü kullanmak isterken maalesef bu ülkede bu hakkını kullanmak isteyen herkes gibi copla, suyla, gazla karşılaştı. Düşünün ki itiraz eden herkes; KHK nedeniyle işinden atılanlar, kendi üretimini engelleyen, kısıtlayan, yok eden, çiftçiyi aslında öldüren yasa tasarılarına "hayır" diyen çiftçilerimiz maalesef gazla, copla karşılaştı. Aslında, neoliberal partilerin, neoliberal politikaların bir devamı niteliğinde, 2002'de Hükûmet olduğunuz ülkemizde maalesef TEKEL özelleştiğinde de burada, Kızılay Meydanı'nda kendisini ifade etmek isteyen, buna "hayır" diyen binlerce işçinin de maalesef sesi duyulmadı. Bu noktada Adıyaman, Bitlis, Muş ve özellikle Diyarbakır illerinde olmak üzere tütün üreten tütün çiftçisinin gerçek anlamda üretim yapmasının önü kısıtlandı. Göç verilerine göre, göç istatistiklerine göre tam da o tarihlerde göç çok fazla oranda yapıldı ve bu üretimi yapamayan çiftçilerimiz maalesef büyük bir sıkıntıyla karşılaştı.
2002 yılında 405 bin olan tütün üretici sayısı yüzde 86 azalıp 56 bine gerilemiştir. Tütün üretimi 2002 yılında 159 bin ton iken, 2015 yılında 62 bin tona düşmüştür. TEKEL'in özelleştirilmesinden bu yana tütüncülükte köklü değişimler ve uygulamalarla -sözde- ilerledik -sözde- biz kendi sorunlarımızı hallettik dediğiniz ülkemizde maalesef tütün ihracatçısı bir ülkeyken dünyadan tütün ithal eden bir ülke hâline getirildik. Sadece tütünde değil zengin olduğumuz bütün üretim alanlarında biz aslında ihracatçıyken ithalatçı durumuna düştük. Çünkü gerçekten çiftçinin, üreticinin ne istediği, gerçekten bu anlamda neler istendiği hiçbir zaman dinlenmedi. Meşhur usta şair Ahmet Arif'in de şiirlerinde bahsettiği, tütün gibi gerçekten nazlı, makrokliması, yetiştiği toprağı, havası, suyu özel olması gereken ve gerçekten yetiştiği toprakta en iyi yetişen bir bitkinin maalesef ekiminin yasaklanması, üretiminin önündeki bu tip engellerin açığa çıkarılması ve bu noktada onun yerine başka bir üretimin, kiraz gibi, elma gibi bir üretimin sağlanmaya çalışılması da sonuç vermemiştir. Çünkü gerçekten tütün nazlı, narin bir bitkidir ve doğduğu topraklara sadık, en iyi verimi doğduğu topraklarda veren bir bitkidir. Bu anlamda "Tütün isçileri yoksul/Tütün işçileri yorgun/Ama yiğit/Pırıl pırıl, namuslu/Namı gitmiş deryaların ardına/Vatanımın bir umudu." diye Ahmet Arif demiş.
Buradan ben bu araştırma önergesinin kabul edilmesini ve çiftçilerimizin sorunlarının mutlak surette giderilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Irgat.