GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:30
Tarih:29.11.2017

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Yeni göreviniz de hayırlı olsun ve bana son sözü verdiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim.

Sayın Başkanım, "Ülkemizin anayasal kurumları arasında en değerli, en güzide kurumlarından biri Yüksek Seçim Kuruludur ve dünya demokrasilerine ülkemizin en önemli armağanlarından biridir." diye sözlerime başlardım eğer on-on beş sene önce bu konuşmayı yapmış olsaydım fakat geldiğimiz günlerde ve son yıllarda bağımsızlığını ve tarafsızlığını tamamen yitirerek iktidar partisinin etkisi altına giren bir kurum için bu cümleleri sarf etmek çok doğru olmaz. Neden öyle söylüyorum? Size YSK'nın iki kararını burada tekrar hatırlatmak istiyorum . YSK, biliyorsunuz, alanda en yüksek mercidir yani onun kararlarına itiraz edemezsiniz, en yüksek kararları verir. Orada oturan hâkimler de en iyilerimizdir bu konularda.

Şimdi, değerli milletvekilleri, 2011 yılında gerçekleşen milletvekili genel seçimleri öncesi yine bizim güzide YSK'mız, Barış ve Demokrasi Partisinin bağımsız milletvekili adaylarından Ertuğrul Kürkcü, Hatip Dicle, Leyla Zana, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Salih Yıldız ve İsa Gürbüz'ün milletvekili adaylıklarını iptal etti. YSK, zaten o anda bile Mecliste olan 2 parlamenterin, Gültan

Kışanak ve Sebahat Tuncel'in milletvekili olamayacağına da karar verdi . Sonra halkımız tabii ki tepki gösterdi, "Ne oluyor?" diye yollara çıktı. En yüksek mercimiz olan YSK, bu kararın hangi yasal mevzuata dayandırılacağını bilemediği için geri adım attı ve o kararından vazgeçti. En yüksek mercimiz, güzide kurumumuz YSK bu kararı verdi.

İkincisi: Daha referandumu yeni atlattık. Sayın Cumhurbaşkanı Başbakanken bundan sekiz sene, on sene, on beş sene önce hep şunu söylüyordu Avrupa Birliğiyle ilgili : "Maç oynanırken kurallar değişmez." Şimdi, bizim YSK'mız ne yaptı ? Referandumda 90+5' te kuralları değiştirdi ve geçersiz olan oyları, tam oylama süresi bitmek üzereyken "Ben bunları geçerli sayacağım." dedi. Bu da ikinci kararıdır. Bunun üzerine fazla gidip de sizleri de rencide etmek istemiyorum ama Türkiye demokrasi tarihine kara bir lekedir bu; bu, ikinci kararınızdır.

Şimdi, değerli milletvekilleri, biz... Ha, bir de bu şey var, onu da söylemek istiyorum. "Yurt dışında oy kullanmayı kolaylaştıracaktır." diyorsunuz bu tasarıda. Nasıl olacak bu? Ben yurt dışında yaşamış birisi olarak soruyorum size: Şu anda Almanya'da konsolosluklarda oy kullanabiliyoruz. Benim anam, 120 kilometre kadar konsolosluğa bir gitmesi lazım oy kullanmak için, 120 kilometre de geri gelecek. Bazıları 250 kilometre. Nasıl kolaylaştıracaksınız bunu? Bunu bir açıklar mısınız? Bu, Meclisin acziyetini gösteriyor aynı zamanda. Topu YSK'ya atmayalım, bu bizim çözmemiz lazım, milletvekilleri olarak burada bir kural getirmemiz lazım.

Şimdi, tamam, bunları söylüyorsunuz da madem YSK'da o önemli değil, niye konuşuyorsunuz? Konuşuyoruz çünkü içimizde hâlâ bir umut var, belki Türkiye'yi Orta Çağ'a geri dönmekten kurtarabiliriz diye düşünüyoruz. Niye bunu söylüyorum size, son kalan elli saniyede? Dün yine bizim güzide kurumlardan Diyanet İşleri Başkanlığının bir fetvasını hatırlatmak istiyorum, "bitcoin"le ilgili ve sanal paralarla ilgili dün bir açıklaması var. Bundan, hatırlarsanız, beş yüz sene önce ilk matbaalar kurulduğunda, icat edildiğinde yine o zamanın şeyhülislamı "Gâvur icadıdır, kullanılamaz." demişti. Sanayimizin ne kadar geri kaldığını duyduk. Şimdi de bizim Diyanet İşleri Başkanlığı önce paranın ne olduğunu, iktisatçılar ya, paranın ne olduğunu önce bir anlatıyor birkaç cümleyle, Wikipedia kapalı ama oradan alınan birkaç cümle var, daha sonra şöyle diyor: "Yani onun, kripto paraların kullanılması şu aşamada dinen uygun değildir." Şimdi, size oradan bir cümle okumak istiyorum.

Sayın Başkan, bir dakika ilave ederseniz.

BAŞKAN - Sayın Pir, lütfen sözlerinizi tamamlayınız. Bir dakika ek süre veriyorum.

ZİYA PİR (Devamla) - Teşekkür ederim.

Şöyle diyor: "Ayrıca, değer kazanıp kaybetme hususunda spekülasyona açık olmaları, daha çok, kara para aklama amacı gibi meşru olmayan iş ve işlemlerde kolaylıkla kullanılabilmesi ve devletin denetim ve gözetiminden uzak olması gibi sebeplerle sanal paranın alım satımını yapmak şu aşamada dinen uygun değildir." Burada iki nokta var: Bir, kara para aklamayla ilgili bir durum var orada. Ona vaktim yok, girmek istemiyorum, belki önümüzdeki günlerde gireceğiz bu adalarla ilgili. Ama ikincisi, diyor ki: "Şu aşamada dinen uygun değildir." Bu, ne demek ya? Böyle bir şey olabilir mi, Diyanet İşleri Başkanı böyle bir fetva verebilir mi? "İçki içmeniz şu anda dinen uygun değil ama yarın içebilirsiniz." gibi bir şey bu ya da "Domuz eti yememiz evet, günahtır, şu anda günahtır ama yarın koşullar değişebilir." gibi bir şey. Diyanet İşleri Başkanlığının bence kendi işine bakması gerekiyor bundan sonra.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)