| Konu: | Yüksek Seçim Kurulunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 29.11.2017 |
MURAT ALPARSLAN (Ankara) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Başta hepimizin olmak üzere milletimizin, İslam âleminin ve insanlığın Mevlit Kandili'ni tebrik ediyorum.
Malumunuz, çok partili hayata geçtikten sonra seçimlerin yönetimi, denetimi, sevk ve idaresi anlamında ilk defa Milletvekilleri Seçim Kanunu'nda 16 Şubat 1950 tarihinde yapılan bir ilaveyle ilçe ve illerde seçim kurulları oluşturulmuş, Ankara'da da Yüksek Seçim Kurulu kurulmuştu. İlk defa 1961 Anayasası'na anayasal kurum olarak giren Yüksek Seçim Kurulu, varlığını 1982 Anayasası'nda da devam ettirmiş ve cumhuriyetin temel nitelikleri altında bir kurum olarak görevini sürdürmektedir. Fakat değişen, dönüşen dünyamızda, günümüzde hem iş yükünün artmış olması hem ilgilendiği seçim türlerinin artmış olması hem de seçmen sayısının yurt içi ve yurt dışında ilavesiyle ziyadeleşmesi sebebiyle, mevcut mevzuata göre işini yapması konusundaki birtakım ihtiyaçları, eksiklikleri sebebiyle bir teşkilat kanunu yapılması ihtiyacı hasıl olmuş idi. Bu anlamda zaten değişik mevzuatta var olan birtakım kanun maddeleri üzerinden görev tanımları olan Yüksek Seçim Kurulunun bir teşkilat kanunu etrafında bir bütün olarak düzenlenmesi, fonksiyonu itibarıyla çok esaslı ve önemli bir görevi ifa eden kurum için bir elzem idi. Zira demokratik yönetimlerin oluşmasının en önemli sebebi vesilesi olan seçimlerin adil, özgür, hür, özgürlükçü ve çoğulcu bir şekilde yapılmasının hem yönetimi hem de denetimi Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılmaktadır.
Yüksek Seçim Kurulunun görevleri hem yönetim hem denetim olmakla beraber ayrıca yine Anayasa'da kendisine verilen bir görev olarak yargısal denetimi de yine Yüksek Seçim Kurulu tarafından yapılmaktadır. Bu sebeple yaptığı işlerin önemi, görev tanımlarının çokluğu ve görev alanının fazlalığı sebebiyle bu mevzuat değişikliği yapılmak suretiyle daha etkin, daha verimli çalışmasına imkân sağlayacak şartların oluşturulması istenmiştir.
Tabii, burada bu çalışmalar yapılırken belki işte "Müzakere edilmeden önümüze geldi." şeklindeki eleştirilere şu açıdan bakmak faydalı olacaktır: Mevcut teklifler, sadece geldiği süreyle sınırlı olmaksızın önceden kamuoyu önünde yapılan tartışmalar, muhataplarının konuyla ilgili teklifleri, tavsiyeleri alınmak suretiyle olgunlaştırılır. Nitekim bu kanun teklifi de böyle olmuş ve Komisyonumuza gelmiştir. Daha önceki konuşmacıların da ifade ettiği gibi, Komisyonumuzda da çok esaslı bir şekilde tartışılmış, alt komisyonda birtakım maddeler çekilmiş, uzlaşma sağlanmış, Anayasa Komisyonunda da diğer siyasi partilerin katkısı, teklif ve tavsiyeleri de esas alınmak suretiyle bir mutabakat üzerinden metin oluşturulmuştur. Tabii, burada oluşturulan metnin, tüm seçimin sevk ve idaresinde tek başına yeterli olacak bir mevzuat olmadığı da malumdur. Zira seçimlerin hem güvenliği hem geçerliliği hem de yapılması farklı kanunlardaki düzenlemelerle birlikte bir bütün olarak esas alınmalıdır. Nitekim, zaten geriye çekilen birtakım maddelerin de o kanuni düzenlemelerle ilgili değişiklikler zamanında gündeme getirilebileceği şeklindeki kanaat sebebiyle geri çekildiğinin de bilinmesi gerekmektedir.
Onun ötesinde, mevcut seçimlerin bir şekilde olağanüstü hâl dönemlerinde yapılmasının güvenliği etkileyeceği şeklindeki yaklaşımların da kabulü mümkün değildir. Zira hem olağanüstü hâlin şartları, gerekleri ve uygulaması anayasal bir haktır ve bu şekildeki bir haktan kaynaklı bir yönetimdir ve yine seçimler de Anayasa'da belirtilen hükümler çerçevesinde yapılmaktadır. İkisinin bir arada varlığı, birbirinin varlığının ve meşruiyetinin tartışılmasına imkân sağlamaz. Hele hele son seçimlerde oy, pusula, mühür eksikliği üzerinden yapılan meşruiyet tartışmalarının da geçersiz olduğu tüm siyasi partiler tarafından hem demokrasi müktesebatımıza hem demokrasi tarihimize hem de mevcut mevzuatımıza baktığımızda açık ve net ortadadır. Zira 1984 yılından itibaren verilen içtihat şekline gelmiş YSK kararlarında bu şekildeki uygulamaların geçerliliği ve hukuken de makul olduğu açıkça görülmektedir.
O sebeple, bu kanunun seçimlerin çok daha güzel bir şekilde yapılması anlamında katkı sağlayacak olması hasebiyle hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)