| Konu: | AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 29.11.2017 |
HDP GRUBU ADINA FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokratik yönetimlerin teminatı yalnızca o ülkede seçim yapılması değildir. Örneğin "seçim demokrasisi" diye adlandırılan rejimlerde sonucu belli, yalnızca göstermelik seçimler yapılır, propaganda imkânları eşitsizdir, medya ve maddi kaynaklar iktidarın elindedir; bu ülkeler kâğıt üzerinde demokrasilerdir.
Gerçek demokrasilerde ise şeffaf ve güvenilir seçimler minimum kıstastır. Seçimlerin güvenilir usul ve yöntemlerle gerçekleştirilmesi demokratik siyaset bakımından hayati niteliktedir. Olağanüstü hâl altında gerçekleşen son referandumda görüldüğü gibi seçimlerdeki usulsüzlükler seçimin meşruiyetini tamamen zedeler. Hiçbir demokratik rejimde seçimlerin olağanüstü hâl altında yapılması kabul edilemez.
Bakın, bugün, aslında önemli bir ihtiyaca karşılık verecek bir kanun tasarısını görüşeceğiz. Biz, uzun süredir Yüksek Seçim Kurulunun müstakil bir teşkilat yasasının hazırlanması ve YSK'nın bağımsız bir statü kazanması gerektiğini söylüyoruz fakat böylesi önemli bir yasa tasarısı da OHAL koşullarında geliyor. Bir ülkenin üçüncü büyük siyasi partisi olan HDP'nin Eş Genel Başkanları Sayın Selahattin Demirtaş ve Sayın Figen Yüksekdağ, Grup Başkan Vekilleri Sayın İdris Baluken ve Sayın Çağlar Demirel'le birlikte seçilmiş 9 milletvekili, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nu da eklersek 10 milletvekili cezaevindeyken seçimlerden, demokrasiden söz etmek mümkün müdür, halkın temsil iradesinin kaldığından söz etmek mümkün müdür? Yurttaşlar sokağa çıkıp bir basın açıklaması dahi yapamazken, yapanlar gözaltına alınırken seçimlerden bahsedebilir miyiz? Erdoğan rejimi aleyhinde sosyal medyadan dahi insanlar görüşlerini açıklayamazken yani kanaat belirtme, örgütlenme, toplantı, gösteri hakkı, grev hakkı engellenirken, seçmen itibarsızlaşmışken hangi seçim, hangi demokrasi?
Yasa teklifiyle ilgili Komisyonda da ifade ettiğimiz önemli itirazlarımız var. Yasa teklifiyle ihdas edilen seçim uzmanlarının ve seçim müdürü ve müdür yardımcılarının sözlü sınavla alınması özellikle sorunlu bir konudur. YSK gibi hiçbir şaibeye, tartışmaya konu olmaması gereken bir kurumun, sözlü sınavlarla oluşabilecek şaibelerle gündeme gelmemesi için öncelikli olarak sözlü sınav şartı tekliften çıkartılmalıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun Sayın Kerestecioğlu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Teşekkür ederim.
YSK'da görev yapacak daire başkanlarının ve şube müdürlerinin yalnızca YSK Başkanı tarafından atanması da problemlidir. Şu ana kadar olduğu gibi bundan sonra da üst düzey bürokratik atamalar Başkanın tekelinde olmamalıdır, söz konusu bürokratlar Yüksek Kurulun kararıyla atanmalıdır. Yüksek Seçim Kurulu Yasa Teklifi'nde siyasi partilerin temsilcilerine dair tek bir hüküm dahi bulunmaması da özellikle teklifin önemli bir eksiğidir. Önergelerimizin bu bağlamında dikkate alınmasını istiyoruz ancak öncelikle, OHAL varsa demokrasi yok, OHAL varsa seçim yok, rehin alınmış 10 milletvekili varsa seçmen iradesi yok diyoruz.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)