GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:30
Tarih:29.11.2017

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET NACİ BOSTANCI (Amasya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; bağırıp çağırmaya gerek yok. Hakikatlerin böyle, heyecanlı konuşmalara da ihtiyacı olmaz.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Hakikatler ortada.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Onları söylediğinizde zaten insanlar bilirler. Ben şimdi burada desem ki "Burası bir Meclistir!" feveran etsem, bir manası var mı? Buranın zaten Meclis olduğunu herkes biliyor. Feveran ediyorsam eğer "Burası Meclis değil mi acaba?" diye insanların aklına soru işareti gelir. O yüzden bunları sakin bir şekilde konuşmakta fayda var.

Şimdi, ortada olan nedir? Ortada olan şu, elimizdeki şu: Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu geçen hafta birtakım iddialarda bulundu, Sayın Cumhurbaşkanımız "İddialarını ispat et, ispat. Etmezsen sen yerinden çekilecek misin? Edersen ben çekileceğim." dedi. Neye bağladı? İspata bağladı.

Şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu bu hafta geldi grup toplantısına. Dikkat ederseniz, biraz da bu, dizi filmlerde vardır. Dizi filmlerin temel noktası, izleyicide "Şimdi ne olacak?" duygusu uyandırmaktır. Bu bir propaganda tekniğidir. Tam da buna uygun bir tarzda düzenlenmiş, "Şimdi ne olacak?" duygusu uyandırmak kastı çerçevesinde, Sayın Kılıçdaroğlu elinde birtakım kâğıtları salladı, dedi ki "İşte ispatı burada." ve bazı para hareketlerinden bahsetti, bunu dün yaptı. Peki, dünden bugüne bu belgeler kimin elinde? Benim elimde böyle iddia ve ispat -bakın, altını çiziyorum- yönünde bir belge olsa hemen bütün basın organlarıyla paylaşırım.

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Normal insanlar onu yapar.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Paylaşmamışsınız, vermemişsiniz.

HİLMİ BİLGİN (Sivas) - Normal şartlarda olması gereken odur.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Yetmez, bakın yetmez, ispattan bahsediyoruz. Şöyle bir mantık olabilir mi arkadaşlar? Partiler grup toplantılarında diyorlar ki: "İddiası da bu, ispatı da bu. Hadi bakalım, sen de gereğini yap." Böyle bir mantık olabilir mi?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, BDDK'dan alabilirsin. BDDK'da, git al.

HASAN BASRİ KURT (Samsun) - Aslı yok yaylasında 500 koyunun var!

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Basına verseydiniz, basına niye vermediniz?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - BDDK'dan alabilirsiniz, size yol gösteriyorum.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Basına niye vermediniz?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bakın, BDDK'da var, gidin BDDK'dan alın.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Böyle bir şey olmaz. İspat yeri mahkemedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve ismi geçenlerin avukatı dedi ki: "Bu belgeler, iddia edilen belgeler sahtedir."

MAHMUT TANAL (İstanbul) - BDDK'dan alın Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen efendim.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, kayıtlar BDDK'da, BDDK'dan alabilir.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - İddia sahibi sizsiniz ya!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Belgelerin sahte olduğunu ifade etti.

Şimdi, Sayın Kılıçdaroğlu'nun elinde çok güzel bir fırsat var; bakın, manevi tazminat davası açılmış. Sayın Kılıçdaroğlu'nun avukatları bu manevi tazminata karşı giderler, mahkemede, mademki ispat edecek delilleri vardır, çatır çatır bunu ispat ederler, hakikati ortaya koyarlar; bağırıp çağırmaya ne gerek var. Bakın, mahkeme.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Meclis ne yapacak?

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Duruşma günü gelmedi ki Sayın Başkan, duruşması bir gelsin.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Şimdi, Sayın...

GARO PAYLAN (İstanbul) - Meclis ne iş yapar?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Bir dakika... Meclise gelelim: Sayın Özgür Özel "Bana itimat edin, belgeler burada." diyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, bana itimat etmeyin, Meclise, komisyonu kurun, hemen bugün verelim.

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Kardeşim, belgeler sendeyse açıklayacaksın. Açıkla Türkiye'ye, açıkla, buyur açıkla.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Açıklayacağız zaten, hiç merak etme.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Komisyonu kurun, belgeleri alın. Kurun komisyonu, niye komisyondan korkuyorsunuz?

GÜLAY YEDEKCİ (İstanbul) - Niçin komisyon kurmuyorsunuz?

EJDER AÇIKKAPI (Elâzığ) - Kâğıt sallıyorsunuz kâğıt, boş kâğıtlar.

BAŞKAN - Sayın Bostancı, sözlerinizi tamamlamak için bir dakikalık ek süre veriyorum.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Diyor ki: "Belgeler bende, bana itimat edin, önce bir komisyon kurun, yaptığım spekülasyona inanın."

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Komisyonu kurun, çoğunluğunuz var.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (İzmir) - Naci Bey, bir değil, iki değil; her belgenin altından...

İBRAHİM ÖZDİŞ (Adana) - Komisyona niye "Hayır." diyorsunuz Sayın Başkan?

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Sonra da "Ben belgeleri vereceğim." diyor.

Sizin, Sayın Özgür Özel, belgeleri önce basın organlarıyla paylaşmanız lazım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Söz veriyor musunuz komisyon kuracağınıza, söz verin.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - İkincisi, mahkemelere gitmeniz lazım.

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Deyin ki: "Basına verildiği gün komisyonu kuracağız." Hadi!

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Meclis, siyasi spekülasyon yapma aracı değildir.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Denetim aracıdır Meclis.

MEHMET NACİ BOSTANCI (Devamla) - Meclis, ortada hakikate yönelik araştırılması gereken konular varsa bunları araştırır ama Cumhuriyet Halk Partisi Grubunda... İddia yeri de orası, ispat yeri de orası; Meclis bunun aracısı olmaz.

Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)