GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:29
Tarih:28.11.2017

HDP GRUBU ADINA İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iki yıl önce bugün Diyarbakır Barosu Başkanı Sayın Tahir Elçi onlarca kameranın önünde basın açıklaması yaparken başından kurşunla vurularak öldürüldü. On beş yıllık AKP iktidarının on üçüncü yılında, bu iktidar döneminde bu öldürme olayı oldu. Başbakan hemen açıklama yaptı "Faillerini yakalayacağız." dedi. Adalet Bakanı o zaman Bekir Bozdağ'dı, Diyarbakır'a giderek ailesine taziye ziyaretinde bulundu ve en kısa sürede faillerinin yakalanacağını söyledi. Olay yerinde onlarca polis vardı, onlarca kamera kayıttaydı ama failleri hâlen yakalanmadı, yargı önüne çıkarılmadı, hatta ifadeleri dahi alınmadı.

Bu olayı kimler yapmışsa bir mesaj vermek istemişlerdir, bu kadar kameranın önünde, basın açıklaması yapılırken. Bu mesaj, aynen 1990'lı yıllarda, Kürtler yine kameraların önünde, açıkça, "faili meçhul" dediğimiz -tırnak içinde- olaylara maruz kalmış ve hâlen onlar da aydınlatılamamış... "Kürtlerin bu coğrafyada yaşama hakları yok." mu denmek isteniyor?

Aynen Kürt siyasetçiler gibi, 6 milyondan fazla oy alan HDP eş başkanları dâhil olmak üzere, milletvekilleri bugün zindanlarda tutuluyor, Kürt belediye başkanlarının yerine kayyum atanıyor. Biz bu senaryoları 1980'li ve 1990'lı yıllarda da görmüştük ancak bunların hiçbiri Kürt sorununu çözme, bastırma konusunda yeterli olmadı. Kürt sorununu demokratik ve barışçı yollarla çözmeye çalışan Kürt siyasetçileri zindanlara atılmakta, sivil toplum temsilcileri yıldırılmakta... Kürt sorunu çözülmeden ve Kürtleri yok saymakla bu iş yürümez. Kürt sorunu çözülmeden Türkiye'ye demokrasi gelmeyeceği gibi son yüzyılda yaşanan trajedilerin devam etmesi ne Kürtlere ne de Türkiye'ye bir şey kazandırmaz.

Tahir Elçi, ilk ve ortaöğrenimini Cizre'de, yükseköğrenimini Diyarbakır'da tamamladı. Kamuoyunda bilinen pek çok davada mağdurları hem yurt içi hem yurt dışı, AİHM gibi yerlerde, temsil etti. İHD üyesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı kurucusu olan Tahir Elçi, 1990'lı yıllarda aynen Vedat Aydın'ın öldürülmesi ile başlayan yargısız infazları -bazı iddialara göre ki bu infazlar 17.500'dür- yakılan köyleri -ki bu yine 4 bin civarında köydür- bu köylerin mağdurlarını, yargısız infazların mağdurlarını savunmuştur. 1994 yılında 26 kişinin ölümüne neden olan Kuşkonar ve Koçağılı köylerinin bombalanması, Lice davası, Temizöz davası ve Roboski katliamı gibi birçok katliamları ve JİTEM davası mağdurlarının avukatlığını yapmıştır. Ceza hukuku ve insan hakları alanında yetkin bir isim olan Tahir Elçi, Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Bilim ve Danışma Kurulu üyesiydi. Birçok sivil toplum kuruluşunun kurulmasında ve çalışmasında yer alan Tahir Elçi, iki dönem Diyarbakır Baro Başkanlığını yapmıştır. Tahir Elçi öldürülmeden önce basın açıklamasında şunları söylemişti: "Biz Diyarbakırlılar olarak, Diyarbakır Barosu olarak tarihî değer ve eserlerimize, insanlığın binlerce yıllık birikimlerine, bu kadim şehre sahip çıkıyoruz. Biz buradan çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihî bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş ve ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede, insanlığın bu ortak mekânında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz; savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun istiyoruz." Sonra ne oldu?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayın, ek bir dakika süre veriyorum.

İMAM TAŞÇIER (Devamla) - Önce Tahir Elçi Dört Ayaklı Minare'nin ayakları dibinde öldürüldü. Oysa ki o Dört Ayaklı Minare'nin altından, ayaklarının altından insanlar geçerken olumlu dilekler diliyorlar. Sonra o kadim kent, binlerce yıllık kültür yok edildi. İki yıldan bu yana kadar sokağa çıkma yasağı devam etti. Hemen Dört Ayaklı Minare'nin ötesinde bulunan Cevat Paşa, Fatihpaşa, Dabanoğlu, Hasırlı, Cemal Yılmaz ve Savaş Mahalleleri yerle bir edildi, molozlar Dicle Nehri'nin kıyısına atıldı. Bu nedenlerden dolayı kamuoyunda Tahir Elçi cinayetinin faili meçhul bırakılacağına yönelik ciddi bir kaygı bulunmaktadır. Türkiye tarihinde faili meçhul olarak kalmış yüzlerce siyasi cinayet de vardır. Bundan dolayı, bu cinayetin araştırılması ve komisyon oluşturulması için Mecliste, önergemizin bu yönde değerlendirilmesini istiyoruz.

Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Taşçıer.