Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 22.11.2017 |
ALİ ATALAN (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, müsaadenizle, bugün, temsilcisi olduğum Ezidilere ilişkin konuşmak istiyorum.
Şengal ve Afrin'den başlayayım. Öncelikle ve ilkesel olarak sormak lazım: Ne zamandan beri diğer ülkelerin iç işlerine karışmak Türkiye'nin dış politikası hâline gelmiştir? Son Millî Güvenlik Kurulu kararlarında Şengal ve Afrin'e yönelik olası bir müdahaleden söz ediliyor. Belki çoğunuz bilmiyor olabilirsiniz, Afrin'de de onlarca Ezidi köyü vardır ve son dönemde birçok Ezidi köyü top ve havan atışlarına maruz kalmıştır.
Hükûmete buradan seslenmek istiyorum: Orada sivillere karşı herhangi bir yönelimden hem siyasi hem hukuki açıdan siz sorumlu olacaksınız. Öte yandan, burada belirtmeme gerek yoktur, Şengal Ezidilerin bilinen ana yurdudur. IŞİD de dâhil bin yıllardır hiçbir güç Ezidileri Şengal'den çıkaramamış ve onları Şengal'den vazgeçirememiştir. Siz sürekli mazlumların yanında olduğunuzu iddia ediyorsunuz sayın AKP'li vekiller. Mademki Şengal'de kalan Ezidilerin mazlum olduğunu hepimiz kabul ediyoruz, öyleyse mevcut sınırlar içinde bu halkın kendi kaderini serbestçe tayin etme hakkına saygı duyulmalıdır. Bu halk, kendi özgünlüğünü koruyacak, özgürlüğünü elde edecek ve özerkliğini sağlayacaktır. Bize düşen görev ise buna destek olmaktır.
Biraz da on yıllarca yurt dışında yaşamak zorunda bırakılmış Ezidilerin kendi köylerine dönüş çabalarının nasıl sabote edildiğini anlatmak isterim. Aslında bu konuya ilişkin araştırma önergesi vermiştim. Maalesef, önergede bulunan "asimilasyon" kelimesinden dolayı önergem geri çevrildi. Ezidilerden bahsederken zaten ilk akla gelecek kelimeler baskıdır, zulümdür, asimilasyondur. Dolayısıyla, hem ayrımcı hem de inkârcı olan bu tutumu anlamakta güçlük çekiyoruz.
Yeniden altını çizmek gerekir ki Ezidilerin tek talebi, bu konuda gereken yasal güvencelerin sağlanması, eşit yurttaşlık temelinde hak ve özgürlüklerin tesis edilmesidir. Ancak, onların geri dönüşü için uygun olanakların ve zeminin hazırlanması bir yana, kendi olanaklarıyla dönmeye çalışan insanların önü kesiliyor, tehdit ve şantajlarla karşılaşıyorlar.
Esas olarak bu tür sorunları ihtiva eden birçok köy, yerleşim yeri olmasına rağmen sembolik de olsa üç köyün ismini burada zikretmek isterim. Viranşehir'in İşhan yani Altınbaşak, Beşiri'nin Kelhoke yani Kuşçukuru, Nusaybin'in Efşe yani Kaleli köyleri.
Konunun çok güncel olması ve zamanımın da darlığı dolayısıyla size yalnızca bir köyü yani Efşe (Kaleli) köyünü anlatacağım. Bu köyün yüz yıllardan beri Ezidilere ait olduğunu bütün Süryani ve Müslüman civar köylerdeki insanlar bilir, kime sorarsanız bunun böyle olduğunu tereddütsüz söyler. Avrupa'dan gelip bu köyü yeniden inşa etmek isteyen, başta burada bulunan muhtar olmak üzere köylüler, oradan yani o köyden en az 6-7 kilometre uzakta bulunan bazı kesimler tarafından tehdit ve şantajla karşılaşıyorlar. Ayrıca açık ve aleni bir şekilde "IŞİD Şengal'de sizin başınıza ne getirdiyse burada da aynısını yaşayacaksınız." tehdidi savrulmuş ve söylenmiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ATALAN (Devamla) - Bir dakika daha rica ediyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN - Bir dakika ek süre vereyim, bitirin lütfen.
ALİ ATALAN (Devamla) - Bunun münferit bir vaka olmadığını, arkasında organize bir ekip ve gücün olduğunu ne yazık ki söylemem gerekiyor. Bunlardan birisi -dikkatiniz çekmek isterim, siz dinlerseniz sayın AKP'li vekiller ve özellikle Hükûmet yetkilileri de burada- AKP Nusaybin eski ilçe başkanı, diğeri ise oğlunun desteğini açık ve seçik aldığı belli olan Mardin Vali Yardımcısının babasıdır. Bu bağlamda, Genel Kuruldan bir inceleme heyetinin oluşturulmasını, ayrıca yetkili mercilerden adli ve idari soruşturmanın açılmasını talep ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.