| Konu: | Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 22.11.2017 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
105'inci madde üzerine söz aldım ama teknik bir düzenleme olduğu için zaten görüşlerimizi paylaşmıştık. Ben bugün size Anayasa Mahkemesi kararını kısaca bir özetlemek istiyorum.
16 Kasımda Anayasa Mahkemesi tutuklu milletvekilleriyle ilgili başvuru sonucunu açıkladı ama nasıl? Şöyle: Demirtaş dosyası üzerinden aylardır Anayasa Mahkemesi yazışma yapıyordu. Adalet Bakanlığından görüş istedi; Adalet Bakanlığı Demirtaş dosyası için cevap verdi. Gülser Yıldırım başvurusu üç ay sonra yapılan bir başvuru ve Yıldırım dosyasında Adalet Bakanlığından cevap gelmedi. Yıldırım'ın avukatları, Adalet Bakanlığının cevabı gelmediği için, tabii ki bir savunma, bir karşı cevap veremedi. Nasıl olduysa tam bir yıl sonra, daha doğrusu üç yüz altmış dört gün sonra -çünkü 17 Kasımda başvuru yapmıştık- 16 Kasımda Anayasa Mahkemesi bir karar açıkladı. Karar diyemiyorum, bir hukukçu olarak karar diyemem, tam anlamıyla bir siyasi manifesto, bir siyasi metin; kararın 36 paragrafı Hükûmetin, Erdoğan'ın, AK PARTİ'li milletvekillerinin, bakanların açıklamalarından oluşuyor. O kadar gayriciddi bir karar ki Murat Karayılan'ın "tweet"i bile Anayasa Mahkemesi kararına girmiş. Şöyle bir araştırma yapma gereği duymamış bile: "Bu 'tweet' doğru mu, 'fake' hesap mı? Gerçekten böyle bir 'tweet' atıldı mı, atılmadı mı?" Yerel mahkemede bu "tweet"in sahte bir hesaptan atıldığı belliyken Anayasa Mahkemesi kararıyla bu "tweet" dosyaya dercedilmiş.
Şimdi, Anayasa Mahkemesi, normalde kanunun doğru uygulanıp uygulanmadığını denetlemez. Anayasa Mahkemesi başvurucuların bir hakkının ihlal edilip edilmediğine karar verir; yerel mahkemeler ise "Kanun doğru uygulandı mı, deliller doğru takdir edildi mi, gerçekten bu ceza haklı mı, ceza verelim mi vermeyelim mi?" diye karar verir; Yargıtay ve Danıştay ise bu kararın denetimini yapar "Doğru mu karar vermiş, değil mi." Ama Anayasa Mahkemesi esasa giremez, mahkeme yerine geçerek "Bu suç vardır, bu suç oluşmuştur, bu suç oluşmamıştır." diyemez. Hukuk fakültesi 1'inci sınıfında olan biri bile bunu bilir, hukuktan anlamaya gerek yok.
Fakat Anayasa Mahkemesi garip bir şekilde uzun uzun örgüt tarihlerini, FETÖ'yü, DHKP-C'yi, PKK'yi, KCK'yi, herkesi kararında yazmış ve yerel mahkemelere şunu demiş: "Aman ha, vekil dosyalarını da kaçırmayın, ceza verin. Bu bir siyasi tutumdur, ülke meselesidir, vatan meselesidir." Şimdi, kim bize "Anayasa Mahkemesi tarafsızdır." diyebilir? İktidar partisi aleyhine orada kapatma davası açılınca feveran edenler, bas bas bağıranlar, bugün "New York mahkemesi bağımsız ve tarafsız değildir." diyenler Anayasa Mahkemesi kararı karşısında dut yemiş bülbül gibiler. Nedir amaç? Demirtaş özgürlüğüne kavuşmasın, diğer tutuklu milletvekilleri dışarı çıkmasın. Ortada Anayasa Mahkemesinin kararını değiştirmesi için hukuki hiçbir gerekçe sıralama gereği bile duyulmamıştır. Âdeta siyasi bir metin. İkiye ayırıyorum kararı, lütfen siz de okuyun. Bir bölümü tümüyle siyasi olayları almış, 36 paragraf; diğer bölümü de geri kalan bölümü de Adalet Bakanlığının dosyaya, Demirtaş dosyasına sunduğu savunmadan ibaret.
Şimdi, Anayasa Mahkemesi bir ülkede en üst anayasa yargısı yapan mahkemedir. Anayasa Mahkemesi, hukuk devleti olmanın, demokrasiyle yönetilmenin garantörüdür, yürütmeyi sınırlar; yürütmenin Anayasa dışında bir kanun çıkarmasını, bir tasarrufta bulunmasını engelleyen bir denetim organıdır ama Anayasa Mahkemesi bu kararıyla iktidarın sözünden çıkamayacağını, o başın hep eğik olarak kalacağını ilan etmiştir. Biz o başın kalkmasını istiyoruz; çünkü bu, Türkiye'nin geleceğiyle ilgilidir, çünkü bu, Türkiye'nin özgürlük mü güvenlik mi, barış mı savaş mı, demokrasi mi totaliter bir rejim mi tercihinden kaynaklandığını söylüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Uzatmıyorsunuz değil mi Sayın Başkan?
BAŞKAN - Bir dakika vereyim size ek süre.
Buyurun.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Ve son olarak şunu da söylemek istiyorum: Biz, yargının görev sınırlarını gayet iyi biliyoruz. Anayasa Mahkemesi, Demirtaş dosyasından yazışma yapıp Gülser Yıldırım dosyasından karar verirken bile kendi özgür iradesiyle karar vermemiştir, bir siyasi metin çıkarmıştır ortaya ve bu siyasi metin de HDP'ye yönelik saldırıların bir parçası hâline gelmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bunu düzeltmelidir, düzeltecektir de, inanıyoruz buna ama "Türkiye'de artık yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığı var." diyenler, "Amerika'da rehin." diyenler buradaki binlerce rehini görmüyorlar. Kendi cezaevinde on binlerce rehin olan bir ülkenin Hükûmeti başka bir ülkede "Rehin var." derse insanlar dönüp bize bakar, "Sen kendi rehinlerin hakkında önce bir cevap ver." der. Bu kararın gerçekten tanınacak hiçbir yönü yoktur diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Danış Beştaş ben de.